❦ 10

668 59 120
                                    

bir yıl sonra

Jeno'da neden sonofobi vardı? Neden ona ilk görüşte tutulmama rağmen daha önceden de seviyormuşum gibi hissetmiştim?

'Eğer olur da, bir gün yakınlaşabilirsek... Gösteririm, Jaemin-ah.'

Jeno bunları dedikten iki ay sonra sevişmiştik.

Hayır, gerçekten. Çünkü sevişmemizden bir ay öncesinde benden hoşlandığını söylemişti, üniversite başından beri. Bu yüzden beni başkalarıyla görmek onu çok kırmış...

Nasıl sevişmeye başladığımızı hatırlamıyorum ama güzelliği ve masumluğu beni çıldırtmış olacak ki kendimi üstünde bulduğumda zevkten ağlıyor ve adımı inleyip duruyordu. Bana bahsettiği yarasını da o gece görmüştüm.

Jeno'nun yarası karnındaydı. Daha doğrusu sol göğsünden başlıyor, karnına kadar iniyordu. Ama bu, Jeno'nun güzelliğinden bir damla bile götüremiyordu.

Ve şimdiye dönersek... Jeno bana yarası göstereli üç ay olmuştu. Kısaca, dört aydır sevgiliydik.

Ama yolunda gitmeyen bir şeyler vardı. Sorunlar oluşmuştu hayatımızda, en büyük sorunsa Jeno'nun olmamasıydı.

Jeno yoktu.

İşin kötü tarafı ise, sadece o değil de her şeyin kaybolmuş olmasıydı. Herkes kayıptı, her yer kapkaranlıktı.

Gözlerimi açmama rağmen hiçbir şey göremiyordum. Gözlerim açık mı şu an, onu bile anlamıyordum. Nefes alıyor muydun? Yaşıyor muydum? Gerçek miydim?

Sikeyim, neler oluyordu?

Tam kör olduğumu düşünmeye başlayacakken gözlerim önündeki siyahlık bir anda kalktı. Önce parlak bir ışık vurdu yüzüme, ardından bir çift göz buldu gözlerimi.

"Bay Na? Beni duyabiliyor musunuz?"

Önümde beyaz önlüklü, yumuşak sesli ve sevimli mi sevimli bir doktor vardı. Ona baktım bir süre, ardından başımı salladım. Yüzü aydınlandı.

"Güzel... Uzun zamandır komadaydınız, kendinize gelmeniz gerçekten mucizevi bir durum."

Ben merakla etrafımı incelemeye başladığımda o da sevimli gülümsemesini büyütüp açıkladı.

"Buraya bir yıl önce getirildiniz. Ağır bir trafik kazası geçirmiştiniz. Sizin aracınıza çarpan araç sahibine bir şey olmadı ama siz ve yanınızdaki beyefendi..."

Bir an durdu, gülümsemesi solmuştu. Öyle minik ve güzeldi ki, onu istemsiz bir hayranlıkla incelemekten dediklerini takip edemedim bir süre. Ama sonra aklıma takılan isimle kaşlarım çatıldı.

"Jeno..?" diye mırıldandım, sesim çıktığı için şanslı sayılırdım.

Doktorumun gözlerinin dolduğunu gördüm, zaten minik olan bedeni iyice büzüldü yatağın ucunda otururken.

"O, sizin nişanlınızdı. Kazadan sağ çıkamadı..."

Yani ben bir yıldır komadaydım. Bir ağdayla başlayan o olayların tamamı...

Hasiktir.

Jeno'yla tanışma hikayemi baştan aşağı görmüştüm bir yıllık uykumda. Zaten Jeno'yla tanıştığımda yirmi bir yaşındaydım, şimdi yirmi üçüme girmiştim minik doktorumun dediğine göre.

"B-biraz yalnız kalabilir miyim?" dedim güçsüzce. Ama minik doktorum başını hızla iki yana salladı ve saçlarımı okşadı.

Minicik elleri, huzur vermişti.

"Bir yıldır yalnızdın, daha yalnız kalma! Lütfen..." Benim yerime o ağlamaya başladığında istemsizce güldüm, çok güzeldi.

Ne yazıyordu yaka kartında? Huang Renjun, değil mi? Çok sevimliydi, tanımak istiyordum.

Bitti aq. Bu ne biçim son dediğinizi duyar gibiyim. :)

wax problems ❦ nomin Donde viven las historias. Descúbrelo ahora