Konuşmamız için verilen iki saatin bir buçukluk süresini sesizce tabloyu incelemekle geçirdim ama piskiyatrisim tepki vermedi, güya benimle konuşarak veya dinleyerek para alacaktı ama o benim konuşmamı bekliyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Konuşmamız için verilen iki saatin bir buçukluk süresini sesizce tabloyu incelemekle geçirdim ama piskiyatrisim tepki vermedi, güya benimle konuşarak veya dinleyerek para alacaktı ama o benim konuşmamı bekliyordu

'Konuşmasan sana ayrılan iki saat boşa gidecek desene' diyen zihnime susması için okkalı bir küfür savururken sesizce tablodan uzaklaştım

Oturmak yerine camın önüne gidip dışarıdaki kasvetli havayı seyrettim; kar kokuyordu dışarısı ama yağmıyordu sadece soğuk vardı, krağılaşan ağaç dalları ve beyaza bürünen kardan uzak solmaya yüz tutan bitkilerden gözlerimi çekip açık mavi ve bulutsuz gök yüzüne bakarken artık konuşmanın zamanı olduğunu düşünüp konuşmaya başladım

-çok soğuk

-soğuk olanda ne Ezgi

İsmimi bastırarak söylemişti, bu doktor eğitimli iyi bi doktordu çünkü bir insanla konuşurken ismini sık sık kullanmak güven aşılarmış

- bana verdikleri hücre çok soğuk, üşüyorum

-üşümeyi sevmiyormusun Ezgi?

Bu nasıl bi soru! Şaşırmıştım, hallederiz demesini beklerdim...

-üşümeyi severmiyim!

Neşeden uzak bir şekilde güldüm, bu soru beni geçmişe taşımıştı, camın yanından ayrılıp doktorun çaprazında duran deri koltuğa oturdum

-benim ruhumu ısıtan hiçbirşey yok ki

Sağ gözümden akan bir damla yaşla ardı sıra sol gözümdende gelen yaş eşlik etti

-bedenimde hasta olursa nasıl yaşarım ben! hem sonuçta ruhum güçsüz ve kırılgan değilmi?

Diyip kahvenin kızıla kaçan koyu tonlara sahip dolu dolu gözlerimle doktora baktım (bu bakışımla masum bir köpek yavrusuna benzediğime emindim), bana büyük bir dikkatle bakıyordu ve muhtemelen vereceği cevabı zihninde kurguluyordu

-aklına ilk geleni söyle, Fazla düşünme! Beni kırmayacak bir kelime bulman imkansız

-ruhun çok incinmiş ama kesinlikle güçsüz değil, ruhunu bukadar çok inciten onca şey var farkındayım ama şunada şaşırıyorum

Diyip yüzüme olabdiğince daha dikatli baktı

-neye

-seni hiç mi mutlu eden bişey olmadı

Bana beni mutsuz eden şeyleri sormalıydı, içimi dökmeye ihtiyacım varken bu adam neden azıcık bulunan mutluluğumu paylaşmamı istiyordu

-olmazmı!

Babamın çizdiğim duvarı annem görmesin diye bana yardım ettiği ilginç anlar zihnime doluşunca içtenlikle tebessüm ettim

-aklından geçeni benimlede paylaş, senin hüzünle gülen sahte yüzündeki maskeyi düşüren şeyi merak ettim

DELİ (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin