12-Rüya gibi bir tokyo

Start from the beginning
                                    

"Benden ne kadar nefret ettiğini düşünmeye başlamıştım."

"Senden nefret etmek mi? O aptal insanlardan değilim."

"Daha fazla konuşma havalimanına geç kalacağız."

~

Havalimanına kıl payı yetişmiş uçağa gidiş kısmından geçerken jimin üstündeki geniş hoodie ile şekilden şekile girerek değişik yüz ifadeleri takınıyor jungkooku kahkahalara boğuyordu. 

Uçağa bindikten sonra saat sabah 5 olduğu için jimin enerjik halini kaybetmiş uyuklamaya başlamıştı. Jungkook ise pencere kenarından sabah güneşinin doğuşunu izlerken dalmıştı.

Omzuna başını koyan jimin sayesinde daldığı yerden gözlerini alıp manzaradan güzel olan jimine çevirdi bakışlarını.

Bası omzuna yaslı saçları gözlerini hafifçe kapatırken yüzünde huzurlu bir ifade vardı.

Jungkook yerinde kıpırdanıp göğsünü döven kalbine anlam veremedi. Alt tarafı başını omzuna koymuş uyuyordu!

İlerleyen saatlerde uçak iniş yapmış jimin hala uyuyordu fakat jungkook omzundaki esmer gencin arada düğme gibi burnunu omzuna sürüp kedi gibi mırıltılar çıkararak kıpırdaması yüzünden o kolunu bile kıpırdatmadı.

"Jimin geldik. Hadi uyanmalısın." Uyandığında hep huysuz olan jimin yine kaşları çatık gözleri ve dudakları hafif şiş iken uyanmıştı.

Jungkook her ne kadar huysuz görünse bile oldukça tatlı bulduğu manzara karşısında jimine çaktırmadan gülümsedi.

Otellerine giderken jiminin huysuzluğu hala geçmemiş otururkenkafasını taksinin tepesine bile vurmuştu. Jungkook o an için gülmemek adına savaşlar verirken jimin olabilirmiş gibi otele kadar adeta sinir topuna dönmüştü.

Otelin girişindeyken jimin ufak çantasını almış jungkook onun herhangi bir valiz taşımasına vermediği için 2 valizide kendi taşıyordu.

Resepsiyon kısmına gelirken kadına odanın numarasını söylediler. Kadın kaşlarını çatmış bilgisayarda birşeylerle daha ilgilenmişti.

"Yanlışlık olmalı beyefendi bu oda sizin değil." Jungkook kaşlarını çatmış iyice sinirlenmişti.

Hem uykusuzdu hemde oldukça yorgun hissediyordu.

Jimin gelip koluna kolunu geçirerek kafasını omzuna yaslamış hafif kapalı gözleriyle jungkookun omzuna kafasını gömmüştü.

"Kook sorun mu var? Uyumak istiyorum lütfen." Jungkook bebek gibi olan jiminin saçlarını istemsizce okşamış sorunu çözeceğini söylemişti.

"Nasıl olur hanımefendi biz o odayı tuttuk diyorum."

"Bakın beyefendi-" konuşmayı bölen orta yaşlı bir adam olmuş kadının yanına geldi.

"Sorun nedir? Ben bu otelin sahibiyim." Kadın bilgisayarda birkaç şey gösterip daha sonra ikiliyi gözleriyle işaret etmişti.

Jimin hala kolunu tutup omzunda uyuklarken jungkook dahada sinirli hissediyordu.
"Tamam minnie, birazdan güzelce uyuyacaksın."

"Oh bayim sorun şu ki, bu oda çiftler için yapılmış yani-"

Jungkook sinirle lafını böldü.
"Neden bizi çift olarak görmüyorsunuz? Biz çiftiz." 

Karşısındaki adam ve kadın şaşkın bakışlarını ikili arasında gezdirmiş otelin sahibi bozuntuya vermeden oda kartını vererek özürlerini sunmuştu.

convenience marriage - KookminWhere stories live. Discover now