ᴀᴅᴏʀᴇ yᴏᴜ - ᴊɪᴋᴏᴏᴋ

༄ Prenses gibi

Herkese merhabaa. Çok değişik bir kurgu ile karşınızdayım bu sefer.

Evet fic ile ilgili önceden duyurumu yapayım gençler. Bu hikâyede Jimin feminen. Sevmeyen veya istemeyen varsa okumayabilir. Sonuçta kimseyi zorla burda tutmuyoruz 🙂 Yorumlarda niye öyle yaptın falan demeyin diye diyorum.

Ikinci olarak kitapta smut yerler olucak. Bölüm başlığına 'M' diye yazarım zaten. Belki bir kaç yerde şiddet de olabilir. Okumak istemeyen o bölümleri atlayabilir.

Şuanlık aklıma gelen bunlar canlarım. Bölüm sonlarında yorum yaparsanız sevinirim.

İyi okumalar~

࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓

'Neden böyle oluyorsun? Neden göğüslerin büyüyor? Neden bir kız kadar güzel yüzün var? Neden? Neden?'

Jimin gördüğü rüyadan terler içinde uyanmıştı. Annesiydi ruyasındaki kişi. Bağırıyordu ona. Dövüyordu. Tıpkı küçükken yaptığı gibi.

Farklı olmasından dolayı çok kez azar işitmişti ondan. En sonunda dayanamayan kadın jimin'i kabul etmeyip on üç yaşında onu babasıyla yalnız bırakmış evi terk etmişti.

Hayatı neredeyse psikologlarda geçmişti küçük Jiminin. Hormonel bozuklukları vardı. Yedi yaşında başlamış olup ergenliğinde artmış olan sorunlardı bunlar. Örneğin bir erkeğe nazaran bedeni gelişmemişti.

Omzu büyük değil veya boyu uzun değildi. Tam tersi bir kız gibi kıvrımlı vücuda sahipti Jimin. Dolgun yuvarlak kalçaları, ıncecik beli ve bacakları, güzel yüzü vardı.

Gerçekten dikkat çekiciydi. Tabi bu özellikler bir kızda olsaydı. Ama Jimin halinden memnundu. Çünkü kızsal şeyler bir zaman sonra hoşuna gitmeye başlamış öyle davranır olmuştu. Zaten bu yüzden 13 yaşından sonra psikoloğa değil psikiyatriye gider olmuştu.

Gün geçtikçe psikoljik sorunları da ortaya çıkmış ve haplar kullanmaya başlamıştı. Haftanın iki günü psikiyatrideyse bu sayı dörde çıkmıştı. Hatta ergenliğinin en zor olduğu dönemde psikiyatri servisine bile yatırılmıştı Jimin.

Hiç de güzel bir çocukluğu olmamıştı. Babasıydı tek yanındaki. Doktorunun tavsiyesi ile yeniliğin iyi gelebileceği düşünülmüş Amerikaya taşınma kararı alınmıştı. Ama Jimin babasının onunla gelmesini istemiyordu. Tek olmak istiyordu yeni hayatına alışmak istiyordu.

Babası onu kıramamış kabul etmişti. Fakat taşınmasına yardim edecek daha sonra Koreye geri dönecekti.

Terler içinde uyandığı uykusundan sonra yeni evlerinde odasında bulunan kendine özel banyosuna gitti ve ılık bir duş aldı. Pembe bornozunu uzerine geçirip yine aynı pembeler içindeki odasına geri döndü.