Herkese selamlar ,
Rüzgar ve Mila aşkını özleyenler için yine aşırı romantik bir kesitle geldim :)
Yorumlarınızı heyecanla bekliyorum...
Öpüldünüz canlar 🦋🦋
Yüzümü ona doğru kaldırdığımda kahveleri zaten bana bakıyordu. Dudakları yukarıya kıvrıldığında onun her bir hücresini ezberlemek, aklıma bana bakan bu görüntüsünü kazımak istiyordum. Elimi elinden çektiğimde kaşları çatıldı. Bu kez benim dudaklarım yukarıya doğru kıvrılırken elimi yüzüne götürdüm. Parmaklarım alnını,yanaklarını,çenesini dolaşırken sanki parmak uçlarımda onun yüzünü aklıma yazıyordum. Kıvrık uzun kirpiklerine dokunduğumda göz kapaklarını indirdi. O kahveler hep bana baksın istiyordum. Yanağını okşarken yeni çıkmaya başlamış sakalları parmak uçlarımı gıdıkladı. Gülüşüm genişlerken elim yanağından kayıp dudaklarının kenarında duraksadığında kahvelerini açtı. Onun gözlerine bakarken işaret parmağımı dudaklarının üstünde dolaştırdım. Nefesini bıraktığında yakıcı soluğu elime çarptı. Dudaklarının üzerinde dolaşan parmaklarımı tutup öptü. Hareketiyle sertçe yutkunduğumda dudakları kıpırdandı.
''Niye öyle bakıyorsun?''
O benim yeşillerime bakarken ben onun kahvelerine siyah bir çemberin içinden bakmaya çalışıyordum.
''Unutmamak için.''
Bu kez kaşları çatıldığında alnının ortasında küçük bir çizgi oluştu.
''O ne demek?''
Elimi elinden çekip havada elimi hareket ettirdim.
''Parmak uçlarıma seni ezberlettim.''
Kahveleri dikkatle yüzümde gezinirken eli yüzüme uzandı. Gözlerini kapattığında parmak uçları tıpkı az önce benim yaptığım gibi yavaşça yüzümün her bir noktasında gezinmeye başladı. Parmakları dudağımın üstünde durduğunda gözlerim sulandı. Başparmağı alt dudağımda gezinirken karşımda gözlerini kapatmış parmak uçlarında ruhuma dokunan bu çocuğa bakıyordum. Gözlerini açtığında o kahvelerine tekrar âşık oldum.
''Şimdi benim de parmak uçlarım seni ezberledi sakar kız.''
Gözümdeki asılı kalan yaş, şakağımdan kayıp giderken Rüzgar yüzünü yüzüme eğdi ve dudaklarımdan öptü. Az önce parmaklarımın dokunduğu dudakları dudaklarımın üstünde dolaşırken ona karşılık verdim. Bu su içmek gibiydi. Onu öptükçe daha çok öpmek istiyordum. Alt dudağımı dudaklarının arasında ezip emerken koluna sıkıca tutundum. Düşecek gibiydim. İçimdeki duygular havalanmış bedenim sanki ruhumu tutamıyordu. Rüzgar'ın eli başımın gerisine gidip yüzümü kendisine daha çok yaklaştırmak için baskılarken tutunduğum kolundaki kaslar gergindi. Dudaklarımı öperken geriye çekilip boynumu öpmek için başını eğdiğinde ıslak dudaklarıma vuran esinti içimi titretti. Dudaklarım sızlıyordu. Onun öpüşünün altında ezilmiş örselenmiş dudaklarım alev alev sızlıyordu. Başımın arkasındaki eli belime gittiğinde bedenimi yatakta kaydırıp gövdesini üstümde kaldırdı. Onun kolları arasında hapsolmuştum. İlk kez bir tutsaklık içimde mutluluklara kapı açıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUDAN GELEN MUCİZE (KİTAP OLDU)
Teen Fiction'' Renkler dokundukları her parçada bir izlerini bırakıyorlardı. Onların doğalarında gizli kalmak veya saklanmak yerine ortaya dökülüp iz bırakmak vardı. Tıpkı tüm renklerin üzerine saçılmış kırmızı gibi. Tıpkı renklerin dünyasına karışmış Mila'nın...
