Yoongi ve anıları

107 11 0
                                    

"YOONGİ-AH!"

Yoongi kulağının dibinde bağırmamla kulağını tutarak bana döndü.

"Kulağımı si- pardon. Ne var küçük?"

Bana küçük dediği için ona kötü kötü baktım. O kadar kısa mıydım yahu?

"Bana kısa mı demeye çalışıyorsun?"

Gülerek başını salladı. Gözlerimi devirdim.

Okul çıkışıydı ve Yoongi'nin otobüsü hepimizden geç gelirdi bende bunu fırsat bilip onunla birlikte beklemiştim ki ona ne olduğunu sorup, bir şeyler hakkında tavsiye alabilirdim.

Taehyung ilk başta kalmama itiraz edecek gibi olsa da gezeceğimi söyleyip onu başımdan savdım. Hoseok ise bu durumdan memnun değilmiş gibi bakıyordu ama yine de sessiz kaldı. Ne düşünüyordu bilmiyorum.

"Sen söyle bakalım neden benimle birlikte otobüs bekliyorsun?"

Ona anlamlı bir bakış atıp durağın boş tahta koltuklarına geçip oturdum. Ne diye ayakta kalıyorduk ki zaten?

Ona da yanımı işaret ettiğimde itiraz etmeden gelip oturdu ve bana sorgular bakışlarından attı.

"Evet Yoongi ilk senden tavsiye alalım sonra sana bir soru soracağım ama cevaplayacaksın. Tamam mı?"

Gözlerini kısıp ne yaptığımı anlamaya çalışıyormuş gibi baktı ama yine de başını salladı.

Nereden başlayacağımı bilmiyordum aslında direk konuya girsem iyi olurdu sanırım.

"Yani konuyu biliyorsun zaten. Hoseok."

Deyip sustum gerçekten ne diyeceğini bilmiyordum. Bu halime gülümsedi.

"Kafan karışık değil mi? Duygularından emin olamıyorsun?"

Kafamı evet anlamında salladım. Sanırım benzer bir olay yaşamıştı ve ben bunu çok merak ediyordum.

"Eun Jee, bunu benim yardımım olmadan da yapabilirsin."

Merakla suratına baktım.

"Nasıl?"

"Mesela olacak iyi ve kötü şeyleri düşünebilirsin."

Kafamın karıştığını fark edince devam etti.

"Yani mesela, sevgili olunca ne olur? Sana sarılınca sevinir misin? İstemez misin? Heyecanlanır mısın? Ama bence kötü düşüncelerle daha iyi anlaşılıyor." Deyip kıkırdadı.

"Kötü düşüncelerden kastın ne?"

"Mesela Hoseok yarın başka bir kızla el ele okula girse ne yaparsın? Bir anda ülke değiştirse? Ya da intihar etse?"

"İyi de intihar etse onu o anlamda sevmesem bile üzülürüm ki?"

Yoongi anlamışçasına başını salladı.

"Peki ilk sorunun cevabı? Bir kızla el ele olduğunu görsen? Onu senin yanında öpmesini izlesen? Ne yaparsın. Gerçekten düşün bunu gerçek anlamda. Kıskanıp üzülmezsen zaten sevmiyorsundur. Bir kitapta görmüştüm. Kızlar birini gerçekten kıskanıyorsa seviyordur diye. Ne kadar gerçek bilmiyorum ama..."

Başımı salladım ve düşündüm. Hoseok'un beni sevmeme ihtimalini. Başka bir kızla sevgili olup hergün gözümün önünde aşkını yaşayışını...

Bu ihtimal olabilecek şeyler arasındaydı ve ben gerçekten sinirlenmiştim.

Aman tanrım... Gerçekten kıskanmıştı.

Gözlerimi kocaman açarak Yoongi'ye döndüm. Yoongi bana sırıtarak bakıyordu.

"Şimdi başka kızla düşündüğün o anılara kendini kat ve okulda ki bütün kıskanç gözlerin senin üstünde toplandığını düşün."

Düşündüm. Bana satılmasını, sevgi dolu sözlerini, eğlenceli zamanları...

Fark etmeden yüzümde gülümseme oluşuyordu.

Gülümseyerek Yoongi'ye döndüğümde o da gülümsedi.

"Yardımcı olabildiysem ne mutlu..."

"Şey... Yoongi?"

Biraz çekingen bir edayla Yoongi'ye baktım.

"Efendim?"

Gözlerimi sımsıkı kapattım ve aklımdakileri ağzıma geldiği gibi söyledim.

"Senbunabenzerbirolaymıyaşadın?!"

Gözlerimi açtığımda Yoongi'nin ne dediğimi çözmeye çalışan surat ifadesini gördüğümde gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Bir daha söylesene sen şunu."

Gülümsememi durdurup ona ciddi bir ifade ile baktım.

"Buna benzer bir olay yaşamış gibi görünüyorsun."

Yoongi derin bir nefes aldı ve gözlerini kaçırdı. Bir şeyleri unutmaya çabalıyormuş gibiydi. Hatırlamak istemiyormuş gibi.

"İstersen anlatmayabilirsin ben sadec-"

"İki sene önceydi."

Hala bana bakmazken konuşmaya başladı.

"Bir kız vardı çok seviyordum ama açılamayacak kadar utangaç bir insandım o zamanlar."

Tekrar derin bir nefes aldı ve devam etti.

"Sonra birgün Namjoon'ların gazına gelip açıldım. O kız da aynı senin gibi düşünmek için süre istedi ama meğer o kadar süresi yokmuş."

Ona anlamaz gözlerle baktım.

"Nasıl yani?"

"Kız, kansermiş."

Söyledikleriyle yutkunup ellerimi şokla ağzıma götürdüm.

"Zamanının az olduğunu, öleceğini biliyormuş bu yüzden ölmeden önce bana bir not bırakmış. Notta ise aslında teklifimi reddeteceğini ama ona o kadar umutlu bakıyormuşum ki o an reddetmek istemediğini yazmıştı. Bunları öğrenince zar zor toparladım arkadaşlarım sayesinde onlar da olmasaydı sanırım burada olamazdım."

Başını bana çevirdi ve tekrar dudaklarını araladı.

"Hoseok ve sende böyle olun istemedim. Ayrı kalın istemedim. Bahsettiğim şey sadece hastalık değil anlıyorsun değil mi?"

Anlıyordum. Ölüm genç, yaşlı, hasta, sağlıklı dinlemezdi ki. O an olacaksa olurdu.

Başımı salladım ve elimle kolunu sıvazladım. Bana bakarak güldü ve gelen otobüsü işaret etti.

Ne gelmez otobüsmüş be resmen bütün günü orada geçirdiler sjndnd.

Aslında bu bölüm ile ilgili farklı planlarım vardı.

Mesela Eun Jee, destek için Yoongi'ye sarılacaktı sonra okulda Hoseok'a takıntılı kızlardan biri bunları görüp fotoğrafını çekecek ve Hoseok'a gösterecekti. Hoseok da kıskanacak ve kavga edeceklerdi falan ama sonra baktım ki taslaklarda ki kitaplar bana sırıtıyor ne kadar çabuk biterse o kadar iyi olur dedim.

Neyse umarım beğenirsiniz.

사랑해💜


𝗛𝘆𝘂𝗻𝗴?! || 𝙹𝙷𝚂जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें