Bu harita da burada dursun, bazı bölümlere koyacağım gözde daha iyi canlanır umarım. 🥰
_____
Jungkook iki gündür gittiği yolun sonunda tepeden gördüğü şehre baktı. Gaya krallığının başkentiydi burası. Ve şimdiden şaşalı sarayı görebiliyordu. Belini şöyle bir dikleştirip ağrıyan omzunu sıktı ve tapırından bir yudum su içti. Yol çok uzun sürse de, atı onu yarı yolda bırakmadığı için sorunsuzca hedefe varabilmişlerdi.
"Gidelim bakalım." deyip atını aşağıya sürmeye başladı. Şehre girdiğinde çok kalabalık değildi. Ve kimse kendisini tanımadığından rahatça geziyordu. Halktan biri gibi gezmeyeli çok olmuştu.
Eli kılıcında konumlanmışken şehirdeki insanların neden kendisine bön bön baktıklarına anlam verememişti ki üzerindeki kıyafetlerin farklı olmasını fark etmesiyle elini alnına vurma isteği geldi.
Herkese yalancı gülümsemelerle bakmaya başladı çünkü belki de halk onu müstakbel prensleri olarak görüyordu.
Sarayın önüne geldiği vakit bekçiler büyük kapıyı aralayıp Jungkook'a selam verdiler. Jungkook başını eğerek karşılık verdikten sonra içeri girip gözlerini karşıdaki kalabalığa dikti.
En önde Gaya kralı, kraliçe, onun yanında bir kaç prens ve bir kız. Minyon tipli, utangaç gibi duran prenses MinSeo...
Jungkook sert bakışlarını yumuşatarak atından indiğinde seyis atını uzaklaştırdı. Jungkook sadece kral ile göz teması kurup yavaşça belini kırdı. Bir kaç saniye öyle durduktan sonra dikleşti. Gelene kadar kafasında plan kurmaktan ciddi anlamda yorulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love In The Fire [JJK] TR ✔️
Fanfiction[Tamamlandı] "Bu kadar aklımı başımdan alman... Haksızlık." Kader, gayrete aşıktı... ___ Ateşin etrafını kuşattığı bir çiçek, açabilir miydi? Ya da ateşi söndürmek mi gerekirdi? Prens & Prenses TEMMUZ | 2021 -Watty 2021 Yarı Final kazananı 🎇 -Wat...