8. BÖLÜM - VAMPİR.

21.7K 1.7K 762
                                    

Keyifli okumalar... Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen.💙

🐺

Matematik öğretmenimiz Albert birtakım zırvalıklar anlatırken gizlice sıranın altında keyifle Muhteşem Yüzyıl izliyordum.

Biliyorum, biliyorum... 10/10 hareket.

Mihrimah sultanın evliliğinden ne ara Mustafa'nın infazına geldiğimi bilmiyordum ama bu sahne beni çok etkiliyordu.

Ulan Süleyman! Öldürdün suçsuz günahsız çocuğumu yazıklar olsun sana be!

İstemsizce gözlerim dolarken usulca burnumu çektim. Bir de üstüne Bayezid'in infazını izledim ya... Bittim ben bittim! Öldüm!

Koskoca Osmanlı Devleti de tuborg Selim'e kaldı ya, daha da bir şey demiyorum!

Sonunda teneffüs zili çaldığında derin bir nefes aldım ve telefonumu cebime atarak eşyalarımı topladım. Yavaş yavaş boşalan sınıftan ayrılmadan önce de Albert'in sesini duydum. "Eğer bir daha dersimde gizlice bir şeyler izlersen... Matematik dersinden kalmış olursun, Çağla."

Şirin sandığım bir gülümsemeyle manevi kaynıma döndüm. "Sen nasıl gördün ya?" diye sordum.

Düz bakışlarıyla bana bakmaya devam ederken, "görmedim," dedi. "duydum."

Bunun üzerine yüzümdeki gülümsemeyi sildim ve göz devirdim. "Şu kurt adam güçlerinize hala alışamadım." Valla bu yalan değildi, gerçekten arada unutuyordum yahu!

Usulca güldüğünde elmacık kemiğindeki gamze ortaya çıktı. "Normaldir," dedi kollarını göğsünde kavuştururken. "Umarım uyarımı dikkate alırsın," dediğinde ufak bir duraksadı ve aklına yeni bir şey gelmiş olacak ki, "Bu arada," deyip bana dikkatle baktı. "Okula yeni gelen vampir sürüsü olur da sana bir zarar vermeye çalışırsa bana, Dean, Earl ve Felix'e gelmekten asla çekinme."

Şimdi bu böyle dedi ya, kesin bir zarar vermeye çalışırlar aq.

Sözlerine gülümsedim. "Tamamdır," dedim ve arkamı dönerek sınıftan ayrıldım. Albert da hemen ardımdan sınıftan çıktı ve yandaki kendi odasına girdi. Merdivenlerden inerken aşağıda birkaç kişinin durduğunu gördüm ve onlara yakınlaştıkça da kim olduklarını net bir şekilde gördüm.

Robert, Adam ve Jo.

Senin ben şom ağzına tüküreyim Albert.

Onlara kısa bir bakış attığımda üçünün de bana bakıyor olduğunu gördüm. Jo'nun sol gözündeki kızarıklık gururumu bir hayli tatmin ederken haliyle götüm kalktı.

Ben tam onları umursamadan bahçeye çıkacaktım ki Adam'ın sesini duydum. "Hey!" diye seslendi. "Kızıl!"

Adımlarımı durdurdum ve usulca onlara döndüm. "Efendim," dedim sakin bir tonda. Artık onlardan pek tırstığım söylenemezdi. Neticede Rose'un yaptığı büyü sayesinde onların gücünden etkilenmeyecektim.

Ama şimdi adamlardan biri çıkıp beni bir ısırsa biterim. Orası ayrı.

"Sadece," dedi Adam yüzündeki yavşak gülüşle. "Teklifimizin hala geçerli olduğunu söylemek istedim."

Kollarımı göğsümde kavuştururken onun gibi sırıttım.  "Aklından her ne geçiyorsa, unut onu Adam. Sizinle birlik olmayacağım."

Beyaz gözlerini, siyah bir lensle kapatmaya çalışan Jo, "buraya 2 hafta önce taşınmışsın. Boris denen alfa ile de 1 hafta önce tanışmışsın,"dedi soğuk bir tavırla. "Bu kadar kısa sürede ona aşık olmuş olamazsın değil mi? Bu bağlılığını neye borçluyuz?"

PABUCUMUN MÜHRÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin