24. BÖLÜM - KONTROL.

14.2K 1.4K 702
                                    

Selamlar öncelikle! Bölüm ne yazık ki bir hafta gecikti. Bunun nedeni ise bayramdı. Hem misafir terörü çektim, hem de akraba terörü haahwhah Ayrıca şehir değiştirmek zorunda kaldım, zamanım da olmadı. Bu hafta yazabildim yani.

Keyifli okumalar. Bol bol yorum yapmayı ve oy vermeyi lütfen unutmayın. 💙

🐺

Alevlerin sönmesiyle bedenim yere serildi. Sanki vücudumdaki tüm güç yok olmuştu bir anda. Boris'in bana doğru koştuğunu gördüm, ismimin söylendiğini duydum ama hiçbirine tepki veremedim.

Lan Ali Rıza Bey ile dalga geçe geçe Allah belamı verdi de, felç mi vurdu acaba?
ALLAH'IM HAYIR!

Gözlerim yavaşça kapanırken buna engel olmaya çalıştım ancak başarılı olamadım.

Karanlık beni içine hapsederken son hatırladığım Ebru'nun, "Euzzuubiilahiimiineşşeytanirracim, o neydi gı?" diye bağırışı oldu.

🐺

Gözlerimi açar açmaz, "ALLAH YARABBİ!" Diye bağırarak kalktım.

"Çağla iyi misin?" diye sordu yanı başımdaki endişeli ses.

Bu kişi Boris'ti. Odanın içerisinde gözlerimi gezdirdiğimde Boris ile tek olduğumuzu gördüm

"Ay sorma gonca gülüm," dedim derin bir nefes verip arkaya yaslanırken. "Çok kötü bir rüya gördüm. Bak anlatayım... Biz şimdi Jern'deymişiz tamam mı? O tekerlekli sandalyedeki amca saçma sapan anılar anlatıyormuş ve ben de o sırada Ebru'ya ulaşamıyormuşum. Tam o sırada ağzına tükürdüğümün toz tanecikleri gelmesin mi?" deyip elimi dehşetle başımın üzeirne koydum. "Bize, Ebru'ya zarar verdiklerini söylemesinler mi? Abooo, ben bir sinirlen bir sinirlen... İnanmayacaksın ama adeta çakmak çakılan ocak gibi birden alev alev yanmaya başladım. Sonra işte Ebru geldi falan... Kötüydü baya."

Rüyamı anlatmamla Boris bana dilenci görmüş zengin bebeler gibi baktı. Acır gibi yani.

"Neden öyle bakıyorsun?" diye sordum.

Yutkundu, "Çünkü anlattıkların rüya değildi Çağla. Gerçekten yaşandı."

Büyük bir kahkaha attım. "Güzel şaka pikachu."

Başını iki yana salladı.  "Şaka değil güzelim."

Şu 'güzelim'i olur olmadık yerlerde söyleme zalım. Şuan benim şaşırmam gerek.

Omuzlarımı kaldırıp indirdim. "Güzelin miyim gerçekten?" diye sordum Türkçe. Fakat Boris bana Aşk-ı Memnu Beşir gibi bakınca boğazımı temizleyerek, "Şaka yapıyor olmalısın," dedim inanmaya inanmaya.

"Ciddiyim," dedi usulca.

"E," dedim ne diyeceğimi bilmeyerek. "Yani... Ne oldu bana? Neden öyle oldum?"

Umarsızca kırptı gri gözlerini. "Bilmiyoruz. Jake'in de bu konuda bir bilgisi yok."

Jake şu hikayeci amca bu arada.

"Telefonum nerede?" diye sordum. "Halamı aramam lazım."

Boris bana herhangi bir cevap vermeden yalnızca cebinden telefonumu çıkarıp bana uzattı. Hızla telefonu alarak halamı aradım.

"Buyrun koskoca Kurt Krallığının Kraliçesi ile görüşüyorsunuz."

Gözlerimi devirdim, "Egonu çek de seni görelim yılan Alev," dedim alayla.

Teelefonun diğer ucundan bir kıkırtı yükseldi. "İstesen de göremezsin zilli biçııızzz," dedi uzatarak. "Artık statü olarak farklı konumlardayız."

PABUCUMUN MÜHRÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin