❇ Ceza

1.2K 82 224
                                    

Harry Potter derslikten çıktıkları andan beri Ron Weasley'nin homurdanmalarını dinliyordu. "Şu Cormak'tan hiç hoşlanmıyorum," diyordu Ron. "Dersin ortasında Hermione'yi rezil etti. Snape'in bile utandığına eminim."

Ama Harry'nin aklı bambaşka şeylerle doluydu. Omzuna astığı çantasını karıştırırken Ron da durdu. "Haklı değil miyim Harry? Lanet olası McGlaggen. İddiayı kazanmadığı için memnunum. İddiayı bahane edip Hermione'yle randevuya çıkmayı düşünüyordu bir de. Hah. Gerçi her halükarda Hermione'yle tanıştılar ama olsun. En azından Hermione onunla randevuya çıkamayacak kadar aklı başında biri. Değil mi Harry? Harry, sen beni dinliyor musun?"

"Malfoy derste garipti." dedi Harry, Ron'u cevaplamadan. Çantasından Çapulcu Haritasını çıkarmış inceliyordu.

"Yine mi aynı konu?" derken göz devirdi Ron. "Artık takıntı haline getirmeye başladın. Ayrıca şunu her yerde çıkarma, başımıza iş açacaksın."

Harry Ron'u dinlemeyerek haritayı genişçe görebileceği bir şekilde açtı. "Yine oraya gideceğine eminim."

"Onu izlemekten vazgeç. Yaptığı tek şey okulda gezinmek oluyor."

"Hayır, bundan fazlası olduğuna eminim. Görmedin mi, Snape bile bir şeyler sezip arkasını döndü. O sırada düşüncelerini duyduğuna eminim. Kim bilir neler planlıyor?"

"Paranoyaklaşmaya başladın." dedi Ron oflamaya çalışarak ama o da tıpkı Harry gibi gerilmişti. "Sence Snape gerçekten de düşüncelerini mi duydu?"

"Geçen yıl birçok kere zihnime girdi Ron. Tek bakışıyla bunu yapabilir. İşkence çektirmesine ya da anılarına dalmasına gerek yok."

Ron irkilemeden edemedi. "Ürkütücü adam." yorumunda bulundu sadece.

O sırada, "Garip." dedi Harry. "Malfoy dersliğin dışında bekliyor."

"Nesi garip bunun?"

"Yanında hiç kimse yok. Bekle, kapıya yöneldi." Sonra Harry Potter gördüğü şeyle kaskatı kesildi. "Durdu."

Ron, Harry'deki değişimi fark ederek haritaya eğildi. "Ne oldu?" Dudaklarından tek bir şey çıktı. "Hermione."

Sonra Ron, Harry'nin değişen yüzünü gördü. "Lanet olası." diye mırıldandı. "Yine mi?"

"Hagrid'e gitmiyor muyuz?" diye sordu. "Unuttun mu, bugün ceza günü."

Draco'nun bir daha cezaya gelmeyeceğine o kadar emindi ki bunu duymak genç kızın hem şaşırmasına hem de mutlu olmasına neden olmuştu. Draco'nun gözlerindeki ışıltı dolu parıltılara bakarken onun da bu konuda mutlu olduğuna dair bir düşünceye girdi, ama bu soluk gözlerdeki ışıltılar alay yansımaları da olabilirdi.

Draco yerinde duramıyormuş gibi kıpırdanıyordu. "Hadi, Granger, bu şaşkın tavrınla uğraşmaya vakit yok. Geç kalıyoruz." Draco önden önden yürümeye başladı, koridorun ortasında durup omzunun üzerinden hala yerinde duran Hermione'ye baktı. "Geç kalıyoruz diyorum burada. Ee, hadi biraz kıpırdasana."

Hermione yaşadığı garip anı def ederek Draco'ya yetiştiğinde şatonun güney cephesinden çıkmak üzereydiler. "Unuttun mu," dedi Draco'yu taklit ederek. "Cezadan çekilmiş ve tüm yükü bana bırakmıştın."

Draco haylaz haylaz gülerek, "Ah, öyle miydi?" dedi. "Tamamen aklımdan çıkmış. Anlaşılan McGonagall'ın aklından çıkmamış, bulduğu ilk boşlukta cezamı geri vermekten çekinmedi. Seninle tekrar o fakirhaneye gideceğiz. Sana biraz daha katlanacağım ama işte, el mecbur."

MudPureBlood | Draco Malfoy & Hermione GrangerWhere stories live. Discover now