❇ Kıpkırmızı ve Gülüşler 2

953 69 36
                                    

lumos.

Normalde bildiğiniz gibi bu bölümün adı Kurtlar Sofrası olacaktı ama çok uzun oldu ve asıl olay banyoda gerçekleşmeyecekti. O nedenle ayırdım, bir diğer bölüm Kurtlar Sofrası'nı bu bölümden hemen sonra atmış olacağım. Belli bir okunmaya ulaştıktan sonra bir bölüm önceki banyo kısmının başını full buraya aktaracağım. Banyo kısmı full bu bölümde olsun istiyorum, yoksa yarım yarım olacak. Her neyse iyi okumalar, oy vermeyi unutmayın lütfen...

Nox.

❇❇❇

"Kırmızı, Kıpkırmızı Hermione Granger!... Ha. Ha. Ha."

"Bu hiç komik değil, Myrtle. Lütfen gülmeyi kes." Hermione ayaklarını sertçe yere basarak dolmak üzere olan havuzun musluğunun başına gitti ve suyu kapattı. Tüm bu süreçte onu gülerek izleyen Draco'ya, "Sen de sırıtmayı kes artık." diye çemkirdi.

"Bir dahaki sefere bu katın erkekler banyosunda buluşalım Draco... olur mu? Böylece Kırmızı bizi rahatsız edemez..." Myrtle kıkırdayarak banyodan geri çıktı.

"Böyle bir yanın olduğunu bilmiyordum."

Hermione Draco'nun yanına gitmeyerek ayakta dikilmeye devam etti. "Ne yanıymış bu?"

"Her zaman ya mutlu ya agresifsin. Bunun aksine az önce gördüğüm Granger çok daha farklıydı." Draco yüzündeki hınzır gülümsemeyi silmedi. "Savunmasızdın."

"Savunmasız mı?" dedi Hermione yorumuna şaşırarak. "Nasıl bir tepki vermem gerekiyordu, anlamış değilim."

Draco bir kez daha güldü. Sonra Hermione'nin ayakta dikilip yanına geri gelmediğini anladığında, "Gidiyor muyuz?" diye sordu.

Hermione bunu yaptığına inanamıyordu ama genç büyücüyü cevaplamadan yanına geri oturdu. Aldığı cevapla, "Peki." dedi Draco gevşek gevşek. Anlaşılan genç cadının öfkesine rağmen hala burada kalmak istemesi genç büyücüyü neşelendirmişti.

Hermione yanına tekrar oturduğunda aralarında biraz mesafe bırakmıştı. Myrtle gelmeden hemen önce yaşanılan garip temas hala aklındaydı ama Draco bu mesafeyi fark etmedi. Bir süre sessizce önlerindeki deniz kızının hareketlerini boş gözlerle izlediler.

Hermione bir süredir aklının bir köşesini tırmalayan düşünceyi söyleyiverdi. "Bugün karşılaştığımızda acelen var gibiydi."

"Bugün mü?" dedi Draco. "Bugün karşılaştık mı ki?"

Hermione'nin kaşları çatıldı. "Evet. Zindanların orada."

Draco bir şeyleri anlamak istermiş gibi genç kızın suratına boş boş baktı. Sonunda gözlerinde bir ışık belirdiğinde, "Ah," dedi. "Evet karşılaşmıştık."

"Unutmuş olduğuna göre baya acelen vardı."

Draco saklayamadığı sıkıntılı sesiyle, "Evet. Evet vardı." diye mırıldandı.

"Yüzün solgundu."

"Ah, öyle mi," diye geçiştirdi Draco. Konunun bir an önce değişmesini ister gibi bir hali vardı.

"Dün gece iyi uyuyamadın mı?"

Draco bir an genç kıza baktı. "Evet," dedi. "Öyle de denebilir."

"Uykunu almalısın."

Draco derin bir nefes çekti içine ama bu genç kıza sabırsız ve kaçamak dolu bir iç çekiş gibi geldi. "H-hmm." diye onayladı sadece.

MudPureBlood | Draco Malfoy & Hermione GrangerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin