18.Bölüm

6.3K 247 48
                                    


Kadir sinirle : '' Onunla evlenmeyeceksin duydun mu ? Buradan siktir olup ya gidersin ya da vazgeçtiğini söylersin ,yoksa seni öldürürüm .''dedi .

Oğuz şaşkınlığı üzerinden atıp hızla yakalarından tutan kolları itip : '' Kendine gel Kadir sen Mithat'ın akrabası olmasan, ben senin anlayacağın dilden konuşmasını bilirim de neyse.'' Diyerek derin bir nefes aldı.

Kadir deli gibi gülerek :'' Konuşsana hadi , ondan uzak duracaksın''dediğinde Oğuz : '' Ne sandın oğlum sen beni emir erin miyim , kiminle evlenip evlenmeyeceğim sana kalmamış sen kimsin ? ''dedi .

Kadir hızla yumruğunu Oğuz'un çenesine indirip : '' O kızın sevdiği oğlanım asıl sen kimsin beni seviyor deli gibi , benim önümdeki tek engel sensin '' diyerek tekrar vuracağında Oğuz gelen yumruğu tutup sağ yumruğunu Kadir'in gözüne indirdi.

Oğuz sinirle:'' Yer miyim ben lan , o kız seni sevmiyor sevse seni tercih ederdi ama yok beni tercih etti. Geri çekilip uzak dur yoksa elimden bir kaza çıkacak'' dedi.

Saplantı ve aşk arasında ince bir çizgi vardır. Bazen aşkımızın anlaşılabilmesi için peşinden gitmemiz gerektiğini düşünürüz ama bu gidişin bizi ne konuma düşüreceğini bilmeden hareket etmiş buluruz kendimizi.

Mithat evden çıktıktan sonra Oğuz'un yanına gitti.

Karısının durumuyla ilgili konuşup bir yol haritası çizmeliydi. Odaya gireceği zaman bağrışmaları duyup girdiğinde Oğuz'un ayakta , çenesindeki kanla dikildiğini Kadir'in de yerde gözünü tutuğunu görüp : '' Ne oluyor burada bu haliniz ne' diye kendini tutamayıp bağırdı .

Doktor Oğuz gülerek : '' Bende bir bilsem , bu deli odamı basıp Birgül'den uzak durmamı istiyor . Yok efendim onu seviyormuş ,şaka gibi..''dedi.

Kabullenemeyiş , başkasının düşünmesini bile istemeyişimi derin bir derin bir hakikatin altında yatan bir sır perdeydi. O perdeyi aralayınca kendi benliğimizi bulup karşımızdakine zaaflarımızı göstermekten korkuyorduk. Oğuz da bu buhranın pençesindeydi.

Kadir ayağa kalktığında gözünü tutuyordu.

Kadir : '' Sen karışma ağam bu bizim aramızda ''demekle yetindi.

Mithat bağırarak : '' Sen kim oluyorsun da karışma diyorsun .Ben buranın ağasıyım bunu da geçtim o sevdiğim kız dediğin kişinin babası sayılırım .Beni çileden çıkarma, bir daha seni Oğuz'un ya da Birgül'ün etrafında görürsem yapacaklarımdan ben mesul değilim. Şimdi kaybol buradan '' diyerek sözünü bitirdi.

Mithat'ın da Oğuz'u savunmasına sinirlenen Kadir içinden - bu burada kalmayacak – diyerek odayı terk etti. Büyük acıların başlangıcı ufak kırılmalar ve incinmeleri olduğu evredir.

Mithat kendini sandalyenin üstüne bırakıp : '' İyi misin birader '' dedi.

Oğuz patlayan dudağını ovalayıp : '' İyiyim de , hayırdır bu saate aklına gelir miydim ?'' deyip sandalyesine oturdu.

Dudağına pamuğu bastırıp tampon yapıyordu. Mithat :'' Bir sorunum vardı ama senin durumun daha önemli hemşireyi çağırayım mi ?'' dedi.

Oğuz içinden Kadir'in dediklerini geçiriyordu , Birgül'ün bir ihtimal de olsa onu sevme ihtimali..

İhtimaller canını acıtan bir cam parçasıydı. Gün geçtikçe ,temas ettikçe daha da kanatıyordu.

Gülümseyen Oğuz : '' Hafif bir yumrukla ölecek değilim ya boşver sen beni anlat bakalım ''dedi.

Mithat derin bir nefes verdi . kolay değildi .

Kendinde konuşacak gücü bulup: '' Karımda kist var ve tedavi etmem lazım eğer tedavi etmezsem ilerleyecek ,  edersem de çocuğumuz olmayacakmış al bu raporları anlarsın''  diyerek koltuk altına sıkıştırdığı dosyaları uzattı.

Mithat Cihangir( TAMAMLANDI)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon