17.Bölüm

6.2K 245 40
                                    


Berfin çalışanına baktığında Sultan hanım :'' Hoş bulduk hocam bizim derdimiz malum kızım evli çocukları olmuyor . Kızımızda kist varmış bizde sizden medet umduk ''dediğinde.

Hoca :'' Tövbe tövbe'' deyip sakalını avuçladı .Hoca:'' ,Allah'ın izniyle yaptığımız işlemle derdinize deva olacağız . Ama hediye bağbından bize vermeniz lazım ki bizde duacınız olalım ''diyerek altta altan para istedi.

Sultan hanım kendinden emin bir sesle :'' Hediye ne isterseniz elimizden geldiğince yapacağız hocam ''dedi.

Hoca eline kalem kagıt alıp Arapça yazılar yazmaya başladı .sonunda Berfin'e uzatıp ''Sen bunu eve gidince yak sonra külünü bir suya koyup kocan ve sen için sonra deneyin ama haftaya yine gel bu sefer kocanın bir saç delini ve atletini getir ''dediğinde Berfin alık alık bakıp : '' İyide onları ne yapacaksınız hocam dedi.

Sultan kızıp hocanın işine karışılmaz deyip yüzlük bir desteyi kasenin içine attı ve haftaya görüşürüz hocam deyip hocanın uzattığı kağıdı aldı ve evin yolunu tuttular.

Mithat toplantısını erkenden bitirip ağalarla toplantısına gitti.

Eski kayınbabası da bu toplantıdaydı. Mehmet bey kötü kötü bakıp önündeki nargileden bir nefes alıyordu.

Toplantı hasat , köylülerin durumu derken bitmiş sohbet başlamıştı.

Mehmet bey : '' Mithat ağa kızımdan da ayrıldı ama hala çocuk görünürde yok kısır olmayasın''dediğinde Mithat'ın başından aşağı kaynar su dökülmüştü.

Hiddetle yerinden kalkıp :'' Sen ne dersin deyüs yaşını başını almışsın hattını bil ''dediğinde Mehri aşiretinden Merdan gülerek '' Haklı ağam sizin ailede hep bir oyun dönüyor malum Berdan'dan biliyorum ''dediğinde yumruğunu masaya geçirip ''haddinizi bilin karşınızda ağanız var . Ben sizin marabanız değilim. Bir daha benim ve ailem ile destursuz konuşursanız ben size yapacağımı bilirim''dediğinde en köklü ailelerden olan Palalı aşiretinde Abdullah bey : ''Doğru söyler ağa haddinizi bilin . Ama ağam onlarında hakkı var sizde bunu düşünün sizde bir sorun yoktur . Yoksa ilk çocuğunuz düşmezdi . Bence siz bir kuma düşünün yoksa yakında biz karara bağlayıp bu işe el atmak durumunda kalacağız .''dedi.

Nefes alışları sinirden artmış elleri titriyordu.

Mithat : '' Ben ağanızım kendinizi gelin , ben ne yapılacaksa karar verim. Si iyi bilirsiniz özellikle Mehmet ağa sen şimdi işim var müsaadenizle''diyerek ayrıldı.

Eve girdiğinde annesi ve babası terasta karşılıklı kahve yudumladıklarını gördü. Odasına yöneldiğinde Mardin hanım :'' Oğlum gel sana da kahve yapsınlar ''dediğinde sinirleri kat ve kat artmıştı.

Kısır demeye başlamışlardı. Yine insanlar her gördüğünde fısıldayacaklardı. Sinirle duymayıp odasına yöneleceği zaman çalışan kıza çarpıp elindeki kahvenin üzerine dökülmesiyle :'' Siktir''deyip kasıklarına yapışan pantolondan kurtulmaya çalıştı .

En yakın odaya girdi. Üstündekileri çıkarıyor aynı zamanda :'' Ben böyle işin ''diye söylenmeye devam edip soyunduğunda odaya buz ile giren Mardin hanım: '' Al soğuk tut , kremi de getirsinler sür geçer şimdi iyi misin ''dediğinde .

Mithat sinirini annesiden çıkarmak için : '' Umurunuzda mi ? Kocanla kahvenizi için sıkılırsanız önceden yaptığınız gibi bağ evine geçebilirsiz ''dedi .

Mardin hanım oğlunun birden değişmesine şaşkınlıkla :'' Ne oldu sana yine eski haline döndün''dedi.

Mithat gelen kremi bacağına sürerken gülerek: '' Ne yapacaksın , yardım mi edeceksin güldürmeyin beni , bana benden başkası yardım edemez ''dedi kaşlarını çatarak .

Mithat Cihangir( TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin