Uçurum

718 53 15
                                    

"Ve son olarak size en sevdiğim oyuncağımı sunmak istiyorum."

Yanıma yanaşıp kafamdaki çuvalı çıkaran kişi Çakır'dı.

Görüş açıma giren insanlara büyük şaşkınlıkla bakarken alkış sesleri tekrar çoğaldı. Oldukça pahalı giyinimliydiler. Büyükçe bir sahnenin üzerindeydim ve çok tedirgindim.
Duyduğum sesle birlikte korku hücrelerim şiddetini fazlasıyla göstermişti.

"İşkencemizin adı Buz Kraliçesi. Açılış değeri ise 100.000 Dolar."

...


Büyükçe sahnenin üzerinde hala ellerimin ve dizilerimin yerle buluşması sürüyordu. Düzensiz devam eden nefes alış verişlerim  önüme düşen saçlarımı savurur derecedeydi. Kulaklarımla işittiğim açık arttırma fiyatı git gide yükseliyordu. O kadar insan yaşayacağım işkencenin yönetmeni olmak için yarışıyordu resmen.
Olduğum yerden hafifçe kafamı kaldırdım ve saçlarımın arasındaki boşluktan etraftaki insanları incelemeye başladım.

Gözlerimi gezdirdiğim sırada dikkatimi çeken kişiyle duraksadım. Oda kalabalıktan birisiydi fakat çok tuhaf bakıyordu. Siyah kapşonlusunun kenarından gizemli bakışlarını hiç çekmiyordu üzerimden.
İçim öylesine ürpermişti ki bakışlarımı kaçırıp olduğum yerde doğrulmaya çalıştım. Öylesine yorulmuştum ki...

Salonda yükselen tokmak sesiyle açık artırmanın sonlandığını anladım.

"Buz kraliçemizi 1.000.000 dolara sattım gitti."

Duyduğum rakamla birlikte şaşkınlıktan açılan ağzım, korku hücrelerimin harekete geçmesiyle titremeye başladı. Gözyaşlarımı saymıyorum bile...

Ayağa kalkıp hızla Çakır'a yöneldim ve yakasına yapıştım.
"Ne olur yapmayın bunu bana. Yalvarırım Çakır!"
Çıldıracak gibi olmuştum.
Dudağı yavaştan zevkten yukarı kıvrılmaya başlamıştı bile.

"Ben yapmayacağım zaten."

Kafasını çevirip konuşmasına devam etti.

"O yapacak."

Yanımıza yanaşan adam işkenceyi satın alan adamdı. Kendimi uzaklaştırmak adına geri adım atmaya çalışsam da duvarla buluşunca pes ettim.

"Sahnenin perdeleri kapansın!"

Çakır'ın verdiği emirle birlikte sahnenin perdeleri kapanmaya başlamıştı. İyice geriliyordum. Artık sadece Çakır, yabancı adam ve ben başbaşa kalmıştık. Geri kalan herkes yalnızca sesleri duyabilecekti.
Kenardaki sandalyesine oturan Çakır, bacak bacak üstüne atıp bizi izlemeye başladı.

Üzerime doğru yanaşan adama yalvarır bakışlarımı yöneltmekle yetindim. Aramızda ki mesafeyi sıfıra indirirken şansımı denemeye devam ediyordum.

Fısıltılı çıkan sesimle konuşmaya çalıştım.
"Lütfen, yapma."
Dediklerimi duymuyor gibiydi. Ellerini yavaşça kalçalarımda gezdirirken boynuma yanaşıp sert dil darbelerini vurmaya başladı.

"Bırak beni pislik herif!"

Yükselen sesimi kesmek adına elini hızla ağzıma bastırdı.
"Bağırman bana daha çok zevk verir güzelim."
Ardından dudaklarıma yapışıp göğüslerimi sıkmaya başladı. Kendimi kurtarmak adına  ani bir hamleyle adamdan kurtulup kaçmaya çalışsamda saçlarımı kavrayıp yere düşmemi sağladı. Defalarca karnıma tekmeler savurup kendiside üstüme çıktı ve kemerini açmaya çalıştı.

Çaresizce ağlamaktan başka elimden gelen birşey yoktu.
Hızla yanımıza yanaşan Çakır, adamın yakasından tutup ayağa kaldırdı ve duvara savurdu.

Islah OdasıWhere stories live. Discover now