chapter nine. 〄

4.2K 426 725
                                    


Spor salonundaki o yakınlaşmanızın üzerinden tam üç gün geçti. O üç gün boyunca Bay Ackerman'ı her gördüğünde bakışlarını kaçırdın. Çünkü ona baktığın an yaşananlar aklına geliyor ve midende kelebekler uçmasına sebep oluyordu. Üç gün boyunca tek yaptığım yaşananları unutmaya çalışmaktı. Ondan bu şekilde etkilenmen yanlıştı. Şimdi zihnindeki o düşüncelerle boğuşurken telefonunun zil sesiyle her biri uçuştu. Bakışlarını karşındaki televizyondan orta sehpanın üzerinde kısa bir süreliğine çalıp kapanan telefonuna yönelttin. Kucağındaki minderi bir kenara koyarken telefonu eline aldın.

"S-" Dudaklarından bir küfür kaçmak üzereyken durdun. Emin olmak için kimin aradığını bir kez daha kontrol ettin. Hayır, yanlış görmüyordun. Bay Ackerman neden seni aramıştı?

Sen bir süre ekrana öylece bakarken Sasha elinde bir tepsiyle yanına geldi. Tepsiyi sehpaya koydu, fincanındaki kahveden bir yudum almadan önce sana "Kim aradı, neden öyle bakıyorsun?" diye sordu. Telefonun ekranını ona çevirdin. Yazan ismi gördüğünde kahvesinden aldığı yudum boğazına kaçtı, sertçe öksürdü. "Şimdi? O? Seni?" dedi öksürükleri arasında. Yumruk yaptığı elini göğsüne birkaç kez vurdu. Hızla kafanı salladın. Neden seni aradı ve birkaç saniye sonra aramayı bitirdi?

"Ona geri dönmeli miyim? Ya da ne olduğunu öğrenmek için mesaj mı atsam?"
Sasha elindeki telefonu aldı. Bir daha kontrol etti. "Şey," dedi gözlerini kısarken. "Biraz saçma gelebilir ama.. Seni rehberinden değil de uygulama üzerinden aramış, profil fotoğrafına bakarken yanlışlıkla aramış olabilir mi?"

"Neden profil fotoğrafıma baksın ki?"
Sasha bilmiyorum der gibi omuz silkti, telefonu sana geri uzattı. "İstersen sor."

-ˋˏ ༻❁༺ ˎˊ-

Ona geri dönmedin, neden aradığını sormadın daha doğrusu soramadın çünkü cesaret edemedin. Hafta sonu spor salonuna gidiyordu, belki orada sorardın. Ama cidden neden aramıştı? Bu düşünceler yüzünden televizyonda açık olan filmin hiçbir saniyesine odaklanamadın. Bakışların oradaydı ama aklın başka yerdeydi. Belki de Sasha'nın dediği gibi fotoğrafına bakarken aramıştı ama neden böyle bir şey yapacaktı ki?
Beynin iyice allak bullak olduğunda ellerinle yüzünü sıvazladın. Bu kadar fazla düşünmen şu an saçmaydı, eğer çok merak ediyorsan ona sorman yeterliydi. Bana nasıl hesap sorarsın diye seni tersleyecek değildi. Yani, belki de yapardı sonuçta bu Levi Ackerman'dı. Tutarsız adamın tekiydi.
"Filmi izlemiyorsan kapatıyorum?" Sasha kasenin dibinde kalan son mısır tanelerini yiyordu. "Huh?" Ona baktın. "Filmi izlemiyorsun." dedi elindeki kaseyle işi bittiğinde. Sehpanın üzerine geri koydu. "Sıkıldım biraz." dedin.
"Ya da seni neden aradığını düşünüyorsun." Paketten çıkardığı ıslak mendille parmaklarını temizlerken söyledi.
"Hayır." dedin gözlerini televizyona kilitlerken. Birkaç saniye sonra ekran siyaha büründü. Bakışların Sasha'ya döndüğünde sana "Ne?" dedi. "Sıkıldığını söylememiş miydin?" Boş kaseyi, kirli tabağı ve fincanı tepsiye koydu, mutfağa yöneldi.

"Ben biraz dışarı çıkıyorum." Yayıldığın yerden kalkarken söyledin. Sasha lavaboya koyduğu kirlileri sudan geçirirken bakışlarını sana yöneltti. "Tek başına mı? Nereye?" diye sordu. Bugün pek dışarıda dolanacak hava yoktu. Soğuktu ve her an yağmaya hazırdı. "Pastaneye uğrarım belki, canım çilekli pastalardan istedi."
Sasha pasta lafını duyduğunda gözleri parladı. "O zaman bana da o çikolatalı olanlardan alırsın, değil mi?"

"İstersen sen de gel."

"Mm hayır, hava soğuk."

-ˋˏ ༻❁༺ ˎˊ-

[✔] ৎ୭ 𝙖𝙨𝙞𝙨𝙩𝙖𝙣 助手 | ʟᴇᴠɪ ᴀᴄᴋᴇʀᴍᴀɴ. [ᴍᴏᴅᴇʀɴ ᴀᴜ]जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें