BÖLÜM 16• GÜN 11''

Start from the beginning
                                    

"Meğ-te," derken Çağrı kafasından tişörtü almaya çalıştı fakat yeni bir dalga, elinin karnına gitmesine neden oldu. Birkaç saniye sonra devam etmeye çalıştı: "Tiğ-şörtünü al- öğğ! Ay bıktım- bıg-tım kusmak istemiyorum-" Öne eğildiğinde tişört ileri geri sallanarak alnına vurdu.

"Bana senin tişörtlerinden birini vereceksin," derken Mete'nin sesi sertti. "Seni gebertirim! Bilerek benim üstüme kustun!" Mete üstü çıplak bir şekilde, Çağrı'nın kusmuğunda boğularak ölmesini diler gibi ona bakıyordu. Midesi bulanmış gibiydi, teninin rengi atmıştı.

Manzara bu kadarla sınırlı değildi tabii. Gökhan'ın sırtını sıvazlayan Kutay sararmış yüzüyle Mete'ye baktı. Tek bir kelime söyledi: "Tartışmayın."

"Kusarken bana laf yetiştirmeye çalışıyor," dedi Mete sert bakışlarını Kutay'a çevirirken. "Bana laf yetiştirme de kusmana devam et." Kutay bir şey diyecekmiş gibi oldu fakat uzatmadan kafasını tekrar Gökhan'a çevirdi. Gökhan üstüne kustuğu için o da tişörtünü çıkarmıştı. Çıplak sırtını görebiliyordum.

Yersiz bir şekilde yüzümü basan kanı hissettiğimde homurdanmamak için kendimi zor tuttum. Dudaklarımı aralayıp derin bir nefes aldığımda kusmuk kokusunu yiyormuş gibi hissedince midem kasıldı. Sertçe yutkunduğumda ben geldiğimi duyuramadan Sarp beni fark etti. Tabii ben de onu fark etmiştim.

Sarp gülümseyerek kirliler kutusunun üzerinde oturuyordu ve kutu çatlamak üzereydi. Üstelik kusmuktan hiç iğrenmiş gibi durmuyordu. "Afra!" dedi neşeli bir şekilde. "Bugün ilginç bir şeyler oluyor! İzlemek ister misin?"

Çağrı duşakabinin kapılarını kapatmaya çalışırken öğürüyordu. "Karizmağm-"

Kafamı sağa sola sallarken Gökhan hariç hepsinin bakışları üzerime çevrildi. Kendimi baskı altında hissetmemeye çalışarak gözümü Kutay'ın kıvırcık saçlarına sabitledim. "Kutay," dedim yavaşça. "İkisi kusmaya başladığında gidip yumurtanın son kullanma tarihine baktım. Son kullanma tarihi geçmiş." 

Kafasını kaldırıp aynadan bana bakarken kaşları çatıldı. "Ne?"

"Demiştim!" diye ilan etti Sarp.

"Şaşırılacak bir şey yok," dedi Mete alayla 'hıh'larken. "Tamamen bizim kerizliğimiz. Kendimizi o kadar kaptırmışız ki son kullanım tarihine bakmak aklımıza bile gelmemiş. Bunu yutacağımızdan emindi. Çünkü uzun zamandır farklı bir şeyler yemeye olan açlığımızı biliyordu." Kafasını sağa sola salladı. "Tahmin etmek zor olmasa gerek."

"Ama demiştim!" Sarp kollarını kaldırıp sallarken sarı saçlarını sağa sola savurdu. "Size yumurtanın kötü koktuğunu ama yine de benim için sorun olmadığını söylemiştim! Söylediğim herhangi bir şeyi ciddiye alsaydınız belki de böyle olmazdı. Muhtemelen sen de birazdan kusmaya başlarsın."

"Ben demiştimlerin sırası değil," dedi Kutay boğuk bir sesle.

Mete, Sarp'a dik dik baktı. "Sana nasıl bir şey olmuyor?"

"Çünkü her hafta en az bir kere bozuk yumurta yiyordum ve altı kez zehirlendim. Üç kez de midemi yıkamaları gerekti." Parmağına uzun, sarı saçlarından bir tutam doladı ve kıvırmaya başladı. "Beni herhangi bir şeyin zehirlemesi için suikasta uğramam gerekiyor." Sesindeki gurur ve etrafındaki öğürmelerden hiç etkilenmediğini bağıran yüzü gururla ışıldadı.

Gerçekten takdir edilesi bir özellikti.

"Ben..." Kısa bir an duraksadım. Mete'ye kaçamak bir bakış atıp aynadan Kutay'ın yüzüne baktım. "Ben tam olarak bilmiyorum fakat sanırım kusmanız lazım. Yani..." Kusmayan üçlüde gözlerimi gezdirdim. "Boğazınızı parmaklayın?" diye ekledim sorarcasına.

OYUNBAZ 7 TUTSAK 1 ÖLÜ (+18)Where stories live. Discover now