𝐃𝐫𝐢𝐧𝐤

1.3K 135 373
                                    

"Hey, bugün Ryujin Simple'da parti veriyor." kahve rengi mini kalem eteği ve kısa kollu boğazlı beyaz cropuyla çardağa giriş yaptı Hyejin. Herkes gibi telefonuyla ilgilenen Seonghwa'nın yanına oturduğunda Seonghwa birkaç saniyeliğine telefondaki bakışlarını ona çevirip sonra tekrar telefonuna indirdi. Hyejin fazla dibinde oturuyordu ancak bu onu rahatsız etmiyordu. Hongjoong birkaç saniye gözlerini telefonundan çekip Hyejin'le Seonghwa'nın üzerinde gezdirse de sonra çekti bakışlarını onlardan.

Aradan bir hafta geçmişti ve San sahalara geri dönüş yapmıştı. Seonghwa Hongjoong'un sınavları yüzünden onu çok az görmüştü ve gördüğünde de Hongjoong hala kendisine aynı tavırla yaklaşıyordu. Yani sadece San'ın gereksiz bir arkadaşı gözüyle. Seonghwa bunu anlamıyordu. Onunla en son konuştuklarında ona tavsiyeler vermişti ve Hongjoong onu dinlemişti. Öpüşme adı altında bir an yaşamışlardı ama Hongjoong sanki hiçbir şey yaşanmamış, o bir hiçmiş gibi davranıyordu. Kendisinin sınırlarını açtığı zaman üstünü kapatmayı çok iyi biliyordu, bunu fark etmişti. Ama bugünki partide kalıcı bir iz bırakmayı düşünüyordu Seonghwa. Artık harekete başlamanın zamanı gelmişti.

Telefonu cebine atıp yüzünü kaldırdığında telefonla ilgilenen yüzler arasında gözlerini gezdirdi. "Ee, kimler geliyor?" sonunda bir ses çıktığında Seonghwa'ya yüzler çevrilirken Changbin konuştu. "Ben gelirim."

Böylelikle sohbet açılırken çardaktaki üniversiteliler kendi arasında konuşmaya başlamıştı. Grubun hepsi gelecekti büyük ihtimal. Seonghwa onların kaç kişi olduklarını bilmiyordu ama sürü gibi olduklarını biliyordu. Tam herkesle tanıştım derken yeni biri çıkıyordu karşısına o yüzden artık salmaya karar vermişti.

Gözleri muhabbetle ilgilenmeyen Hongjoong'a döndüğünde düşünmeden konuştu. "Hongjoong?" ismini duymasıyla anında gözleri birleştiğinde Seonghwa sorarcasına tek kaşını kaldırmıştı. "Efendim?" Hongjoong'un bu tavırlarını her zaman ergence bulan Hyejin ise gözlerini devirmişti. "Yok bir şey, sen dön telefonuna." Bu emrivakiye kaşlarını çatmıştı minik beden. Gözlerini ona bakmayan ama kulağı onda olan Hyejin'den ayırmadan cevap verdi. "Evet, gelirim."

Hyejin bu cevabın kendisine inat söylendiğini hissetmiş gibi bakışlarını ona döndürdüğünde gözlerini tekrar telefonuna indirdi Hongjoong. Seonghwa ise derin bir iç çekti bu tepkiye karşı. Aralarında ne bok olduğunu bilmiyordu ama bu tavırları aşırı çocukça geliyordu ona.

Birkaç saniye Hongjoong'a baktıktan sonra ayaklandı Hwa. Sözde buraya geçerken uğramıştı...

𓁹

"Seonghwa mı? Saçmalama istersen Sana."

Boş olan kızlar tuvaletinde bir tek Hyejin'le Sana vardı. Hyejin aynaya bakıp rimel sürerken Sana ise lavabo tezgahına kalçasını yaslayıp kollarını önünde bağlamıştı. Onun aksine Sana'nın gözleri Hyejin'deydi.

"Biraz ilgili davranmıyor mu sence de? Hongjoong'un muhabbetle hiçbir alakası olmamasına rağmen fikrini sormalar, okula bırakmalar... O gün klüpteykenki tavrını görmedin mi ona karşı?"

Diğer kirpiğine geçmeden önce gözlerini devirdi Hyejin. "Onun eşcinsel olmasının imkanı yok tamam mı? Olsa anlardım." buna gelen cevap ise bir kıkırtıydı. "Nesin sen, gay tespit radarı falan mı?"

Hyejin'e göre Sana her zamanki gibi ortalığı kızıştırmaya çalışıyordu. Dikkatini en basit bir olay çekse bile pireyi deve yapan Sana'yı doğal olarak çokta takmıyordu lakin onu sinirlendirmeyi çok iyi başardığını da itiraf etmeliydi. Her defasında yoluna çıkan o bücür çok sinirlerini bozuyordu ve insanlar bunu bilerek sırf olay çıkarmak için Hyejin'i dolduruşa getiyorlardı. Ve anlaşılan o ki Hyejin bunu hala fark etmemişti.

𝐅𝐀𝐊𝐄 𝐃𝐄𝐀𝐓𝐇 ༒︎ 𝐒𝐄𝐎𝐍𝐆𝐉𝐎𝐎𝐍𝐆Where stories live. Discover now