Her zamanki bir sabaha uyanılmıştı. Kai grubun en enerjisi bol üyesiydi. Özenli giyinir ve modunu yüksek tutardı. Dersi Bayan Linda'ya olsa bile.
Kapı girişinde iki büklüm bekleyen Chanyeol ve Sehun'a el sallayarak yanaştı. Chanyeol'ün hali pek iç açıcı değildi. Dinlenmesi için eve yollamışlardı ama iki kat yorgun geri dönmüştü. Kai usulca Sehun'a yanaşıp neler olduğunu sordu. Sehun ise gördüğünde şok olduğunu, hatta kafasına şaplak attığını söyledi. Böyle bitkin ve yorgun görünmesinin nedeni ise Chanyeol'ün yan komşusundan gelen gürültü sesleri olduğunu söyledi. Yalandı. Bunu bilmiyorlardı ama yalandı.
Chanyeol'un zar zor dayandığı derslerin sonunda esnemekten artık çenesi düşecek duruma gelmişti. Kai ve Sehun'da tam tersine bugün aşırı enerji yüklülerdi. Sehun belini kütleterek sırasından kalktı. Çantasını toplarken Chanyeol'ü dürtüp her zaman gittikleri kahveciye gitmeyi teklif etti. Chanyeol ilk başta teklifi reddetse de Sehun aegyo yaparak onu ikna etmeyi başarmıştı. Hem koyu bir kahve içerse bu üzerine atılmış ölü toprağını silkeleyebileceğini söyledi. Bu ikna olmasında ki en önemli etkendi. Çünkü uykusu açılırsa Baekhyun'la daha fazla vakit geçirebilirdi.
Kahvecinin yolunu tuttukları yolda camla kaplı yüksek bir binanın önünden geçiyorlardı. Kai ve Sehun, okulda dönen dedikoduları konuşup, saçma işler hakkında espriler yapıp gülme krizlerine giriyorlardı. Chanyeol bu enerjik hallerine bayılıyordu. Onlara biraz katılabilmek için derin bir nefes alıp saçlarını düzeltmek istedi. Geçtikleri binanın camına kısa bir göz atıp elini dağılmış saçlarına götürdü. Önüne gelen saçlarını çektiğinde gözü oldukları yolun karşısını odaklayarak, beyaz tshirt ve siyah jean giymiş Baekhyun'u gördü. Kendini gülümsemekten alıkoyamadı. Gördüğü yansıma karşı yolda zıplayarak ona sevimli bir selam sundu. Chanyeol güzelliğine o kadar dalmıştı ki baktığı camın arka tarafında bulunan biri içeriden sertçe cama vurdu. Sehun ve Kai'de gittikleri yolda Chanyeol'un yokluğunu fark etmiş, yanına gelmişlerdi.
"Chanyeol ne yapıyorsun? Hadi gel."
Camın arka tarafından vuran kişi kapıdan çıkmış aşırı sinirli bir şekilde elini havada sallıyordu.
"Alın şu deli arkadaşınızı buradan!"
Olay çıkmaması için hızlıca uzaklaştıklarında Sehun, Chanyeol'u durdurup ne yaptığını sordu. Chanyeol ise sadece saçını düzelttiğini o deli adamında aşırı tepki verdiğini söyledi. Son köşeyide dönüp kahveciye varmışlardı. Daha aydınlık bir alan seçip kuruldular. Siparişleri hızlıca halletmişlerdi. Chanyeol içtiği kahve sonrası biraz uykusu açılmış, daha iyi hissetmişti. Ama içinde özlem duygusu birikiyordu. Kahvelerden önce, kahvelerden sonra sürekli lavaboya gitmiş, Baekhyun'u kısacık görüp geri gelmişti ama Kai isyan ettiğinden beri gidemiyordu. Konuştukları konunun içine dahilde olamıyordu. Kendini odaklayamıyor aklı sürekli Baekhyun'daydı. Muhabbet koyulaşmaya başladığı bir anda aklına aldığı küçük aynası geldi. Normal şeyler yapıyormuş gibi cebinden çıkarttığı aynasının açısından Baekhyun'u bulduğunda sol tarafında elini omzuna koymuş şekilde bekliyordu. Chanyeol sol omzunda ki karıncalanma hissine anlam verememişti ama şuan bir anlamı vardı. Bu oydu, onun eliydi. Gülümseyerek bakmaya devam ettiği sırada izlendiğinin farkında değildi.
"Chanyeol neler oluyor?"
Sehun kaşlarını çatmış, Kai ise dehşete düşmüş bir şekilde ona bakıyordu. Olayları anlamlandıramıyorlardı. Kazadan sonra kendine gelemediğinin farkındaydılar.
"Hiçbir şey olmuyor. Dişimde bir şey var mı diye baktım sadece."
"Yarım saat boyunca dişine mi baktın yani ?"
STAI LEGGENDO
Reflection
FantasyOnun deli olduğunu söylüyorlar.Normal gözükür ama arkanızı döndüğünüzde kendine bakarak güler.Çok azdır huzursuz olduğu anlar. O zamanlarda da cebinden çıkarttığı aynasına bakar. -ChanBaek-
