İyi okumalar ♥️ Yanlışlarım var ise kusura bakmayın 🙏
Gece boyunca heyecandan bir sağa ,bir sola dönüp durmuş hatta bir ara banyoya uğramış; onu göremeyince geri yerine yatmıştı. Tabi daha sonrasında daha fazla dayanamayıp sabaha karşı bir kaç saatlik uykuya dalmıştı. Alarmının çalması ile sızlanarak uyandığında , aynayı hatırlayıp hızlıca giyinip evden çıkmıştı. Sıkış tepiş geçen otobüs yolculuğundan sonra okuluna varmıştı. Uykulu gözlerini ovalayarak , birkaç kişi ile beraber duran Kai ve Sehun'un yanına gitti.
'' Dün gece pek iyi geçmemiş sanırım. Yüzün uykum var diye bağırıyor adeta.'' Kai tek elini kaldırmış Chanyeol'ün sırtını sıvazlamıştı. O sırada hala gözlerini ovalayan Chanyeol onaylar şekilde mırıldanmıştı.
'' Yürü bakalım uykulu ders saati geldi. Dua ette bugün Bayan Linda yine sana patlamasın.'' Sehun eğlenir şekilde konuştuğunda , Kai kıkırdamış , Chanyeol ise ağlamaklı bir ses çıkartmıştı. Tabi bugün 'Linda radarına' Sehun yakalanmıştı. Ona sataşmasının sonucunu alması büyük keyif vermişti.
'' Aman ne komik ! Hah ! '' Sehun bu kadar keyiflenmelerine dayanamamış küçük çocuk gibi trip atıyordu.
'' İşte böyle bir his Sehun , artık beni anlıyorsun. '' Chanyeol gülmeye devam ederken zorla konuşmuştu. Kai ise daha fazla dayanamamış, küsmemesi için Sehun'a sarılmıştı. Aralarına Chanyeol da katıldığında Sehun gülümsemeye başlamıştı.
'' Tamam hadi affettim sizi. Bırakın artık nefes alamıyorum.'' kollarından kurtulduğunda eşyalarını toplayıp diğer ders için koridora çıkmışlardı.
'' Ben sanırım diğer derslere girmeyeceğim. '' çantasını sırtına atıp ikisine döndü.
'' Benimde hiç giresim yok diğer derslere. Çıkıp bir şeyler mi yapsak . Kahveciden başka yere gittiğimiz yok.'' Kai adeta birinin dersi ekelim sözünü beklemiş gibi hızlıca konuştu.
'' Bilemiyorum sınavlar yaklaşıyor. Derslere girsek iyi olur gibi.'' Sehun kararsız kalmıştı ancak diğerleri biraz zorlasa tekliflerini kabul ettirirdi.
'' Ben aslında aynacıya gitmeyi planlıyordum. Oradan da eve geçecektim.'' Chanyeol onlarında gelmelerini beklememişti. Tek başına gidip halletmeyi planlıyordu. Yorgunluk bahanesini kullanıp bir an önce evine gidip onu görmek istiyordu.
'' Bizde seninle gelelim madem. Sen işini hallettikten sonra ayrılırsın bizden. '' Kai fikrini sunduğunda bir sorun olmayacağını düşünüp kabul etmişti. Sehun'da zaten derse girme fikrinden çoktan kopmuştu , onlara ayak uyduracaktı. Sınıf kapısına kadar geldikleri yolu geri dönüp binadan ayrılmışlardı. Hava bugün hafif serin ve güneşliydi. Kai bu yüzden Chanyeol'un erkenden eve gitmesini pek istememiş ancak uykulu olduğunu gördüğü her anda bir daha ki sefere artık diyip duruyordu. Sehun'da 'yalnız değilsin ya ben neyim burada' diyip sızlanıyordu. Aralarında ki tek enerjik olarak Kai , ikisininde kafasına birer tane vurup 'enerji sömürgesi politikalarınızı kendinize saklayın.' diyerek gülmelerini sağlamaya çalışıyordu. Tek taraflı bol sohbetler arasında geldikleri ikinci el dükkanında Chanyeol için güzel bir boy aynası aramaya başlamışlardı. İlk başta göremediklerinde satıcıdan yardım almışlardı. Adam onları kırılmamaları için ayrı bir yere koyduğunu söylemişti. Peşine takıldığı satıcı adamın , aynalar için yaptığı köşeye geldiklerinde gözleri parlamıştı. Tek nedeni bu değildi. Aynaların olduğu köşede sarı kısa kollu ve mavi kot pantolonu ile onu görmüştü. Yüzüne oturan çarpık gülümseme ile onu izliyordu. Sarı rengin ona çok yakıştığını düşünüyordu. Yanına gelen beden , kısa kollusunun eteklerinden tutup bir tur kendi etrafında dönüp ona yakıştığını gösteriyordu. Chanyeol bu halini çok sevimli bulmuştu. Aslında bütünüyle onu sevimli buluyordu. Tam ağzını açıp bir şeyler söylemek üzere iken Sehun'un konuşmasıyla dikkati dağılmıştı.
'' Bu aynayı çok sevdin sanırım gülümseyip duruyorsun.'' Chanyeol bir anlık dikkatsizlikle yaptığı şeyi anlamış hemen kendini toparlamıştı. Aynada ki bedene kısa bir bakış atıp satıcıdan onu paketlemesini istemişti. Dükkandan çıkacakları bir dakikada da tezgah üzerinde duran cep aynasını fark etmiş onuda boy aynasının yanına almıştı. Gittiği yerlerde onu özlediğinde çıkartıp bakmak istiyordu. Diğerlerine yakalanmadan özlem gidermek çok zor olacak gibiydi ama ona bu kısa sürede bağlanmıştı. En fazla ne olabilirdi ki...
Kısa bir yürüyüşten sonra Kai ve Sehun , Chanyeol'ü durakta otobüsü gelene kadar beklemiş daha sonrasında uğurlayıp yollamışlardı. Sehun tabi ki hasta olmasın diye, uykusuz kalmaması gerektiğini iyice tembihlemişti. Onun bu anne şevkati çok hoşuna gidiyordu. Ondan bir yaş büyük bile olsa kendini küçük hissettirmesi sevimliydi. Otobüste boş bir yer bulmuş evine kadar sabırsızlıkla tek ayağını sallayıp durmuştu. Hem bir yandan aynaya bir şey olmaması için çabalıyor hemde hızlıca gitmeye çalışıyordu. Arada esneme krizlerine tutulsada , odasının en güzel yerine onu yerleştirip güzelce tanışmak istiyordu.
Sonunda evine varmış , aynayı dikkatlice yere sabitleyip kapıyı açmıştı. Doğum günü süprizi bekleyen küçük çocuklar gibi aşırı heyecanlıydı. Ayakkabılarını bir köşeye fırlatıp odasına vardı. Çalışma masasını bulunduğu köşeden biraz çekip aynayı oraya yerleştirdi. Üzerinde ki paketi yavaşça açarken karşısında aynı onun gibi heyecanlı bedeni gördü. Hala sarı kısa kollusu ile duruyordu. Ayakkabıları yoktu sadece. Ayna paketinden kurtulduktan sonra oturma odasından toplayabildiği bütün yastıkları alıp geri gelmişti. Aynanın tam karşısına dizip , üstünü bile değiştirmeden oturmuştu. Yüzünden yorgunluk akıyordu. Gözleri kızarmıştı. Kendini görebiliyordu ancak çok sabırsızdı.
Dizdiği büyüklü küçüklü renkli yastıklarına iyice yerleşip karşısında duran bedene baktı. Kafası hafif sola yatık, gözleri yarıya inmiş, huzurlu bir bakış atıyordu. Karşısında ki beden sevinçle dans ederken bakışlarını fark ettiğinde durdu. Sonrasında ellerini beline yerleştirdi ve kaşlarını sevimlice çattı. Chanyeol neden birden durduğunu anlayamamış birden çok şaşırmıştı.
"Ben yanlış bir şey mi yaptım?" tedirgince sorusunu yöneltmişti ona. Karşısında ki beden el hareketleriyle önce kendi kıyafetlerini gösterip sonrada onun üzerindekileri işaret etti. Kısaca demek istiyordu ki üzerini değiştirmen gerek.
"Eeee anladım ama... Ama... Şey..." ellerini önünde birleştirmiş parmaklarıyla canı sıkıla sıkıla konuşmaya çalışıyordu. Farkında değildi ama kulakları kızarmıştı. Göz ucuyla bedene baktığında bir kulağını ona doğru çevirmiş söyleyeceği şeyi bekliyordu. Daha fazla uzatmanın alemi yok diye pat diye 'utanıyorum' deyivermişti.
"Sen ayna olmayan yerde gizleniyorsun. Ben nereye gizleneceğim?"
Karşındaki beden karnını tutup gülmeye başladı. Chanyeol ise detaylarında kaybolmuştu. Gülüşü güneşi kıskandıracak, yıldızları küstürecek gibiydi. O çok güzeldi. Beden gözlerini silip, koşarak Chanyeol'un açısından çıktı. Geri geldiğinde ise not defteri vardı. İnce uzun parmaklarında kalemi bir kere çevirip hızlıca yazı yazdı ve Chanyeol'a doğru çevirdi.
'Chanyeol-ah lütfen benden utanma. İstersen gözümü kapatırım.'
Chanyeol bu fikri çok sevdi. Yastık yığınından kalkıp dolabına doğru ilerledi. Bulduğu kıyafetleri yatağa attı ve aynaya geri döndü. Gördüğü bedene işaret parmağı ile daireler çizdi. Arkasını dönmesini istedi. Pantolonunu çıkarttı, eşofman giydi. Tshirtünü çıkartıp başka bir tshirt giyerken bedenin ona baktığı fark etti. Chanyeol öyle zayıf bir insan değildi. Kai ve Sehun'la beraber spor salona gittiği bir dönemi vardı. İyi besleniyordu. Kaslarıda hiç erimemişti. Karşısında ki beden onun bütün vücudunu süzmüş, pembe ıslak dilini alt dudağında gezdirip ısırmıştı. Bu görüntü o kadar tatmin ediciydi ki...
Chanyeol küçük bir öksürük ile ortamın sıcaklığı artmadan durdurmak istedi. Çünkü tam anlamıyla tanışmamışlardı. Bedenin ismini bilmiyordu. Nasıl yaşadığını, ne yediğini, ne sevdiğini bilmiyordu. Tekrar yastık yığınlarına yerleştiğinde aklında ki soruları ona yöneltti.
"En son tanışıyorduk. Artık bir aynam olduğuna göre her şeyi konuşabiliriz. Adın ne?"
Beden onu onaylamış kocaman bir minder sürükleyerek iyice önüne getirip atmıştı. O da Chanyeol gibi bağdaş kurup oturdu. Eline defterini aldı ve cevaplarını yazmaya başladı.
'Benim adım Byun Baekhyun.'
ESTÁS LEYENDO
Reflection
FantasíaOnun deli olduğunu söylüyorlar.Normal gözükür ama arkanızı döndüğünüzde kendine bakarak güler.Çok azdır huzursuz olduğu anlar. O zamanlarda da cebinden çıkarttığı aynasına bakar. -ChanBaek-
