3.8

1.8K 179 142
                                    

Asya'dan

Acele adımlarla eve girdikten sonra kapıyı kapatıp hemen odama geçmiştim ama kapının önündr dikilen Yiğit'i hesaplarıma katmadığım için bir anda Yiğit'e çarpmıştım.

"Dışarı çıkıyorum ben, Koray ile ne konuştuğunu döndüğümde öğrenirim." diyerrk yanımdan geçip kapının arkasında olan ceketini alıp odadan çıkmıştı. Nereye gitmişti şimdi bu? Ayrıca Koray ile konuştuğumu nerede görmüştü?

Çantamı masamın yanına koyarak üzerimdeki ceketi çıkardım ve askıya astım. Bakışlarım bir süre ceketin üstünde kaldı. Kerem'i neden sevemiyordum? Gerçekten sevilmeyi en hak eden insanken neden sevdiği kişi tarafından sevilemeyen kişi yine Kerem'di?

Kendi kendime sorduğum sorulara bir cevap bulamayınca üzerime rahat bir şeyler geçirip atıştırmak için mutfağa geçmiştim ama aklım hep Kerem'deydi. Sürekli bana olan bakışları bir türlü aklımdan çıkmıyor, kalbimi sıkıştırıyordu. Bir bebeğe olan şefkatle bana bakıyor aynı zamanda aşık olduğunu belli edecek derecede gözleri parlıyordu. Onun bu bakışları karşısında benim boş bakışlarım çok sönük kalıyordu.

Buzdolabının kapağını açıp dolabın içindr bakışlarımı gezdirdim. İlgimi çeken bir şey bulamayınca ocağın üstündeki tencerelerin içindeki yemeklere baktım. Anlaşılan bugün Yiğit'in sevdiği yemeklerin yapıldığı gündü, benimse sevmediğim yemeklerin.

En sonunda atıştırma fikrinden vazgeçip mutfağın balkonuna çıktığımda gördüğüm kişiylr kaşlarım çatılmıştı. Kerem bizim eve doğru yürüyordu ve aynı zamanda telefondan birini arıyor gibi görünüyordu.

Telefonumun zil sesini duyduğumda mutfağa girip masadan telefonu alıp aramayı cevaplandırdım ve tekrar balkona çıktım.

"Müsait misin şu an?" diye sorduğunda etrafa bakınıyordu. En sonunda balkonda olan beni gördüğünde yüzünde kocaman bir gülümseme oluşmuştu.

"Kapıyı açar mısın?" diye sorduğunda onu başımla onaylayıp gidip Kerem'e kapıyı açmıştım. Bir süre sonra eve girdiğinde ancak şimdi aramayı sonlandırmak aklıma gelmişti. Onun da aklına gelmemiş gibi görünüyordu.

"Bir sorun mu var? Normalde durup dururken gelmezdin ondan sordum." dedim arkasından kapıyı kapatırken.

"İstersen gidebilirim?" diye sordu kapıya ufak bir adım atarken.

"Yok, hayır. Sadece merak etmiştim. Seni kovduğum falan yok." dediğimde söylediğime gülmüştü.

"Gelmemin bir nedeni yok aslında, sizi görmek istedim biraz."

"Yiğit dışarı çıktı şansına küs, benimle de fazla eğleneceğini pek sanmıyorum." dediğimde kaşları çatılmıştı.

"Yo, gayet de eğlenirim." dedikten hemen sonra beni beklemeden yerini ezberlediği, Yiğit ile benim odama gitmişti. Bir süre şaşkınca arkasından bakarken kendime geldiğimde hemen arkasından ben de odaya girmiştim.

Kerem, çalışma masamın başında dikilmiş üzerindeki kağıtları inceliyordu. Sandalye olmasına rağmen sandalyeye oturmamış, masaya doğru eğilmişti.

İncelediği kağıtlara baktığımda benim ona anlattığım efsane olan Eros ve Psyhke'nin efsanesi olduğunu görmüştüm.

"Sandalye diye bir şey icat edildi Kerem." dediğimde ne dediğimi pek umursamamıştı. Kağıtta yazan şeyler daha çok ilgisini çekiyor olmalıydı.

"Sana anlattığım efsane işte o, neyini okuyorsun?" diyerek kağıdı birden önünden çektiğimde şaşkın bakışlarını bana yöneltmişti.

Ay tutuldu | TextingWhere stories live. Discover now