3.4

1.7K 172 40
                                    

Multide Asya var

Asya'dan

Defne'yi arayıp dışarı çağırdıktan sonra gelmesini beklemek için evlerinin önündeki parkta salıncaklara oturmuş bir şekilde onu beklemeye başladım. Gelmesi zaman alacak gibiydi.

Salıncakta hafifçe sallanırken üzerimdeki cekete baktım, güzel ceketti. Acaba Kerem evden gidene kadar bekleyip öyle mi eve gitseydim? En azından birkaç gün daha bende kalmış olurdu.

Ya da ondan istesem de verirdi bence.

Adım seslerini duyduğumda arkamı dönüp baktığımda Defne yavaş adımlarla bana doğru yaklaşıyordu. Yanıma gelip hemen yan taraftaki salıncağa oturup o da benim gibi hafifçe sallanmaya başladı ama düşünceli gibi duruyordu.

"Bir sorun mu var?" diye sordum bir şeyden haberim yokmuş gibi. Neden moralinin bozuk olduğunu tahmin edebiliyordum.

"Pes etmek istemiyorum ama Yiğit'i bir şeye zorlamak da istemiyorum. Onunla olmayı ne kadar istediğimi fark etsin istiyorum ama bu çabam onu benden uzaklaştıracak gibi geliyor. Beni artık sevmeyen birini tekrar sevdiremem." diye mırıldandı yere bakarken.

"Ben çok hata yaptım ve bunların da farkındayım. Bunları telafi etmenin bir yolunu arıyorum ama bulamıyorum Asya. Yiğit'i ne kadar üzdüğümün farkındayım ve beni yıkan şey de bu."

"Neden onu sevmediğini düşündün?" diye sordum dayanamayıp. İkisinin ilişkisine bizzat şahit olmuştum, birbirlerini seviyor gibi gözüküyorlardı. Hatta birçok kişiyi kıskandırabilirlerdi.

"Yiğit'e öyle söyledim. Ben onu hep sevdiğimin farkındaydım zaten ama benim sevgim Yiğit'in sevgisinin yanında bir hiç kalıyordu. Onu, onun beni sevdiği kadar sevememekten ne kadar korktuğumu sana anlatamam Asya. Saçma biliyorum ama onu sevmediğimi hissetsin istemedim. Onu sevmediğimi hissetmesindense, sanması daha az acıtır diye düşündüm." diye konuştu bakışlarını bana çevirirken.

"Keşke sadece açıklasaydım, onu ne kadar sevdiğimi ama sevgimin onun bana olan sevgisinşn yanında neredeyse bir hiç kaldığı için onu sevmediğimi hissetmesinden ne kadar çok korktuğumu anlatsaydım ona. Ona bunları açıklasaydım şimdi her şey farklı olabilirdi." dedikten sonra sinirle yüzünü buruşturdu.

"Sadece bir açıklama ya! Ne kadar zor olabilir cidden? Birkaç kelime söyleyeyecektim sadece, ne olacaktı Yiğit beni terk mi edecekti? Pardon ya, ben onu Yiğit'e yapmıştım zaten!" diyerek kendine olan nefretini kusmaya başlamıştı.

"Bazen açıklama yapmak her şeyden zor gelir, biliyorum." diye mırıldandığımda başıyla beni onaylamıştı.

"Oysa ondan ayrılmaktan daha az acıtmayacaktı. Ne salakça bir hareket ya? Çok çocukça davrandım, Yiğit haklıydı, çocukça davranan hep bendim." diye mırıldandı.

"Yiğit ile konuştum, bana çoğu şeyi anlattı." dedikten sonra konuşmama devam ettim. "Onu gerçekten sevdiğine eminsen pes etme, Yiğit elbet yumuşar ama hislerinden emin değilsen Yiğit'e yaklaşma Defne. Ben kardeşimin tekrar üzülmesini istemiyorum." dediğimde başıyla beni onaylamış ve konuyu değiştirmişti.

"Sende ne durumlar? Var mı biri? En son yalnız ölmeyi düşünüyordun." dediğinde güldüm. Şakasına söylediğim sözleri aklında tutmuştu.

"Bir dakika, üzerindeki ceket kimin? Şimdi fark ediyorum Yiğit'in olamaz, böyle bir ceket onun tarzı değil." dediğinde bakışlarım cekete inmişti.

"Kerem'in, Yiğit'in yakın arkadaşı." dediğimde kaşları çatılmıştı.

"Senin? Senin neyin kızım onu söylesene."

"Arkadaşım, Defne. Hâlâ hayatıma birini almak benlik değil." dedim gülerken.

Hâlâ birisine karşı duygular besleyemiyordum, elimde olan bir şey değildi.

"Ceketini aldın, arkadaşının? Atma kızım." dedi inanmaz bir şekilde.

"Ya cidden, Kerem cidden önemsediğim sayılı kişilerden biri ama..." birkaç saniye duraksadıktan sonra devam ettim. "Arkadaştan fazlası değil."

"Neden duraksadın? Bir şeyler anlat işte" dediğinde yüzünde anlatmamı bekleyen bir ifade vardı.

"Kerem bana gizli numaradan yazıyordu, başta öylesine konuşuyordum ama sonra benim en yakın arkadaşım olacak düzeye geldi birden. Benim alanımda durumlar böyle, Kerem'in daha karmaşık." dedikten sonra devam ettim.

"Kerem bana yazarken beni sevdiğini söylemişti. Başta inanmamıştım ama yine de kırıcı olmamak için inanmış gibi davranmıştım. Sonra cidden inandırdı beni, ay tutulması olana kadar vakit istemişti benden, o zamana kadar onu sevmezsem yakın arkadaşım olaraj devam edecekti-..." diye konuşurken Defne birden sözümü kesmişti.

"Sen de sevemedin." diye mırıldandığında başımla onu onayladım.

"Çok denedim Defne, o sevilmeyi en hak eden insanlardan biri ama ben yapamadım, onu sevemedim. Onun aradığı sevgi bende değildi ve bendeymiş gibi davranmak istemedim. Açıkça ona bunu belirttiğimde anlayışla karşıladı. Şu an yakın arkadaşız işte."

"Ama ilk bahsettiğinde Yiğit'in arkadaşı dedin, yakın arkadaşım demedin." diye sordu imayla birlikte.

"Aklına getirmen kolay olur diye. Sence ondan hoşlandığımı düşünsem Kerem'i üzmeyi göze alarak onu sevmediğimi söyler miyim Defne? Değer verdiğim insanların üzülmemesi için her şeyi yaptığımı biliyorsun."

"Tamam ya demedim bir şey." diye söylendiğinde oluşan yüz ifadesine güldüm.

"Şimdi gitmem lazım, sonra yine görüşürüz tamam mı?" dediğimde başıyla beni onaylayıp uzaktan öpücük atmıştı. Ona gülümseyip eve doğru yürümeye başladım.

Kerem'i üzmek son istediğim şey bile olamazdı bu yüzden onu üzecek bir şey yapmaktan her zaman kaçınacaktım.

Kerem en azından bunu hak ediyordu.

Ay tutuldu | TextingΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα