İBLİS

11.4K 774 27
                                    

İyi okumalar dilerim. 

Acı çığlığın sebebini öğrenme amaçlı banyodan hemen çıktım. Ancak kıyafetlerimi almayı unutmuştum. Ya iki gündür üstümde kokuşanları giyecektim ya da kirli sepetinden daha temiz bir şeyler bakacaktım. Bende öyle yaptım. Koyu yeşil bir bluz aldım ve önceden giymiş olduğum iç çamaşırlardan sonra üstüme geçirdim. Ardından lacivert kotu da hemen üstüme geçirip ıslak saçlarımın tişörtümle beraber üstüme yapışmasına izin vermiş oldum. 

Koşar adımlarla aşağı indim ve manzaraya baktım. Ve gözlerim neredeyese yuvalarından çıkacak duruma geldi. 

Olivia tek eli havada Joseph'i duvara yapıştırmış ve Cassandra'yı yere yapıştırmıştı. Ben bunu bayıltmamış mıydım? 

Gözlerini bana odakladığında göz renginin kırmızı olduğunu gördüm. 

Joseph'e gözlerimi geri çevirdim. Ağzını oynatarak "Ele." dedi kaşlarımı çatarak daha da odaklandım dudaklarına. En sonunda ne demeye çalıştığını anlamıştım. 'Ele geçirilmiş.' 

Şimdi hızlı bir durum değerlendirmesi. Ne tarafından? Bu ona ne gibi üstünlük sağlıyordu?

"Meleez." dedi gülerek. Ancak kendi sesi dışında daha kalın bir ses daha çıkmıştı. Yutkundum. Soğuk kanlı olmalıydım. Korktuğumu anlarsa onu tatmin etmiş olurdum ya da içinde ki şeyi. 

"Olivia... Onu bırak." dedim Joseph'i göstererek. Kaşlarını çatarak dudaklarını büzdü ve Joseph'e baktı. Bir süre onu süzdü ve en sonunda bir kahkaha patlattı. "Bırakacağım." diyerek dişlerini yaladı "Tadına baktıktan sonra." 

"Yok artık." sonra devam ettim "Olivia, senin orada olduğunu biliyorum. Sen Joseph'e zarar vermezsin." diyerek aslında kendimi bir ikna aşamasına sonmuştum. 

"Aslında..." dedi ve devam etti "Senin tadını daha çok merak ediyorum." diyerek Joseph'i yapıştırığı duvardan sertçe yere bıraktı. Ardından bana doğru gelmeye başladı. Gözleri kıpkırmızı ve göz bebeği kocaman olmuştu. Hayır bırak Joseph'i orada mahvetsin! Ne diye karışıyordum ki! 

Gücümü hep isteklerim dışı kullanabilmiştim. Ancak şu an, istemem gerekiyordu. Gözlerimi kapatamasam da iyice odaklandım. Rüzgarın bedenimi istila etmesini istedim. O kadar şiddetli olmasını istedim ki yaksın istedim. Avuç içim kaşınmaya başladığında elimi bana çok yaklaşmış olan Olivia'ya kaldırdım ve var gücümle gücü itmeye çalıştım. 

O kadar az bir güç uyguluyordum ki. Elimde olmadan. En sonunda bir çığlık koptu ve Olivia oradan oraya savrulmaya başladı. Çığlığın kaynağı bendim ve bunu ancak acıyan boğazımdan fark etmiştim. Şu an elementsel bir güç kullanmıyordum. Tehlikede hissediyordum. Bir kez daha çığlık attım ancak bu çok tiz bir çığlıktı. Ancak ben ve Olivia duyabilmiştik. 

Çığlığımla beraber Olivia yerde sudan çıkmış balık misali kıvranmaya başladı. Çığlıklar atıyor ve ellerini kontrol edemiyordu. Gözlerim Joseph'inkilerle buluştu. Elinde bir kılıç tutuyordu. Gözleri dolmuştu. Cassandra kendine gelmeye çalışıyor gibiydi. 

Joseph kılıçla birlikte yerde çırpınan Olivia'ya yaklaştı. Olivia'nın gözleri kapalı olmasına rağmen hala çırpınıyordu. Joseph kılıcının ucunu iki eliyle kavradı ve çok sıkıyordu bunu beyazlaşmış parmak boğumlarından anlayabiliyordunuz. Kılıcı kaldırdı ve dolu gözleriyle tekrar Olivia'ya baktı. 

Tam o sırada Olivia gözlerini açmıştı ve tam Joseph'le göz göze gelmişlerdi. "Jose-" diyemeden Joseph gövdesine kılıcı sapladı. Ellerim şaşkınlıktan bir karış açılmış ağzımı örttü. Kocaman olmuş yeşil gözlerimle Joseph' baktım. Hala kılıcın ucunu tutuyordu. Ancak yerde yatan Olivia'ya bakamıyordu.

Melez CADIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin