GEÇMİŞ

20.3K 1K 125
                                    

Hayatlarımızın dönüm noktaları olurdu. Hatta öyle bir dönerdi ki feleğimizi şaşırırdık. Benim hayatım da o şekilde dönmüştü. Joseph ile birlikte yemeğimizi yedikten sonra onun bunca zaman saklandığı ve izini kaybettirdiği eve gitmiştik. Gerçekten harabe bir yerdi. Öncelikle, yanmıştı. Ama evin her yerinde çeşitli otlar ve bitkiler vardı. Taşlar, kılıçlar ve silahlar. Burası bir avcının ini olduğunu bağırıyordu resmen. 

"Gel buraya Elena." dediğinde gözlerimi devirdim. 

"Bunu daha kibar dile getirirsen gelirim." kafasını yukarı kaldırdı ve 'neden ben?' tarzı şeyler söyledi.

"Buraya gelebilir misin Elenacığım?" sırıtarak kafamı salladım ve oturduğu eskimiş masanın karşısına, kumaşı soyulmuş ve süngeri gözüken sandalyeye oturdum. Önünde bir kitap vardı ve orada çeşitli resimlerin üzerinde elini gezdiriyordu. Bu kitap daha doğrusu defter demeliyim el yapımıydı, her şey elle yazılmıştı. 

"Öncelikle sana avcılardan bahsedeceğim çünkü kaçtıklarımız onlar." dedi buz gibi sesiyle. Bu işi çok ciddiye alıyordu belliydi. 

"Avcılar, doğaları gereği meleklerin özüyle beslenirler. Bu bir lanet gereği olan saçma bir durum. Bir gün benim atalarımdan biri, dünyaya kaçmış bir meleğe aşık olmuş. Ve karısı dünya üzerinde ki en güçlü cadılardan biri hala yaşadığı söyleniyor hatta, neyse. Herifte ki güvene bak? Cadı bunu öğrendiğinde ilk iş eşini lanetliyor. Yaşamak için, melekleri öldürmek zorunda bırakıyor. Çünkü bedenine öyle bir büyü enjekte ediyor ki, melek özü olmadan nefes bile alamayacak hale geliyor. Ve avcı sevdiği meleğin eceli oluyor." anlattıklarını şok içersinde dinliyordum. 

"Biz, melek özü olmadan yaşayamayız. Bu yüzden onları öldürürüz. Ama aynı zamanda cadı soyundan da geliriz. Bütün avcılar doğaüstü güçlere sahiptir. Ya bir elemente hükmeder ya da zihin okuma, geleceği görme gibi özellikleri olur." 

"Senin ne?" diye sordum saf bir merakla. 

"Ateş. Ben ateşe hükmederim." 

"Sonuç olarak bizler cadı ve avcı melezleriyizdir. Avcılar insandan türeme oldukları için pek bir özelliğimiz olmaz sadece melek özüne ihtiyaç, melekleri hissedebilme gibi güçlerimiz var. Ama cadı kanımız bizlere belirli güçler verir söylediğim gibi." derin bir nefes aldı ve önünde ki defteri benim önüme itti. 

"Bu lanet yüzünden melekler, cadılardan ölesiye nefret ederler. Ki melekler yani onlar her şeyi sevebilen yaratıklar. Ama bir istisyanla sen olmuşsun. Bu yüzden herkes senden korkuyor. Avcılar sen doğduğundan beri güçlerinin yeşermesini bekliyordu..." öğrendiklerimi inkar edemeyecek durumdaydım. Bunları nasıl inkar edebilirdim ki? 

"Bana gücünü nasıl kullandığını gösterir misin? Ateşi görmek istiyorum." dedim ağlamak üzere olduğumu belirten bir sesle. Aman tanrım! Ölmemi istiyorlardı! 

Joseph yutkundu ve sağ elini kaldırdı. Derin bir nefes aldı ve gözlerini kapattı. Elini oynatıp avcunun içini kaşımaya başladı. Ufak ufak kıvılcımlar çıkıyordu ve insanı büyülüyordu. Kıvılcımlar çoğalıp yavaş yavaş ateş halini aldıklarında ufak bir çığlık attım. Joseph hemen gözlerini açtı ve ateş söndü. 

"Bunu nasıl yaptın!" diye bağırdım.

"Gerçekten sesin çok cırtlak. Bağırmasana kızım." sonra devam etti "Bunu yaptım çünkü çocukluğumdan beri kullanmayı öğreniyorum." 

"Ben neler yapabiliyorum peki? Böyle kıvılcım falan çıkartabiliyor muyum?" sandalyesini hafiften geriye ittirip kalkmadan masanın üstünden bana uzandı ve anlıma bir tane çaktı. 

Melez CADIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin