ᵇᵒˡᵘᵐ / ⁴

2.6K 219 301
                                    


Kafamı salladım. Babam bizi de yanına aldığına göre uzun bir iş olmalıydı. Çünkü ne zaman babam bizi yanına alsa ya uzun yani oyalanması gereken insanların olduğu ya da kılık değiştirme falan gibi zahmetli işlerin olduğu görevler verirdi. 

Eve gittiğimizde aşırı yorgundum ve hemen duş alıp uyumak istiyordum. Gözlerim kapanmasın diye uğraşırken barda oturan Akira'ya gülümsedim o da önce beni süzdü sonra da gülümsedi. 

-Baba ben duşa gireceğim haberin olsun, deyip gidecektim ki babam omzumdan tuttu..

-Ben de geleceğim bekle. 

Gözlerim anında Akira'yı buldu. Bıyık altından gülüyordu. Lanet....

-Baba üç yaşında değilim kendimi yıkayabiliyorum. 

Babamın sırf Akira'ya karşı beni rezil etmek için söylediğine emindim. Babam güldü:

-Daha geçen gün duşta yorgunluktan uyuya kalan bendim zaten.

Akira artık gizlemeden bir kahkaha attığında sinirle üst kata çıktım. Banyonun kapısını açtığımda içeri girip hızlıca üstümü çıkardım. Duşun altına girdiğimde babamda kapıdan içeri girdi. O da aynı şekilde duşun altına girince ona bakmadım. Bu hareketime gülmüştü. 

-Yume ne oldu? Neden bu kadar kızdın? 

Ben kollarımı birbirine bağlayıp duvara yaslanmıştım. Babam da elleri dizlerinde eğilmiş bana sırıtarak bakıyordu. 

-Yoksa Akira'dan mı hoşlanıyordun?

Panikle:

-Ne alakası var? S-sa-sadece herkese utanç verici anılarımı anlatmamalı bence.

Kekeleme lanet ederken babam da gülümseyerek suyu açtı. Ardından ikimizin de kafasına şampuan döktü. 

-O zaman iyi ki sabah uyurken çektiğim fotoğrafları bilmiyor. 

-Baba!

-Sadece şaka yapıyorum, dedi.

Duştan çıktığımda çamaşır makinesinin üstüne koyduğum kıyafetlerimi giydim. Babam da giyinmişti. Saçlarım oldukça birbirine karışmıştı. Aynanın önüne geçtiğimde saçlarımı zorda olsa taradım. Daha sonra aynanın karşısında kendime bakarken babam da arkama geçti. Saçlarımı okşadı. Kafamı kokladığında güldüm. O da gülümsedi daha sonra da saçlarımı örmeye başladı. Örmesi bittiğinde taktığı toka annemin tokasıydı. Ucunda siyah bir kelebek vardı. Babamın gözleri kelebeğe baktığında gülümseyerek bakışlarını bana çevirdi. 

-Hadi doğru yatağa. Yarın erken kalkacağız.

Kafamı salladığımda saçımın önüne birkaç tutam perçem düşmüştü. Perçemleri saçımın arkasına tıkıştırıp kapıdan çıktım. Aslında Akira ile sohbet etmek istiyordum ve babam hâlâ  banyoda işlerini hallediyordu. Aşağı indiğimde Akira barda yoktu. O yüzden odasına doğru yöneldim. Kapısını açtığımda Akira'nın üstü çıplaktı. Hızlıca arkamı döndüğümde. Akira'dan bir kıkırdama sesi geldi.

-Çok özür dilerim. 

Arkamda onu hissettiğimde, kulağıma eğildi ve kulağımı yaladı. Dili kulağımda gezmeyi bitirdiğinde titremiştim ve o da bunu fark etmişti. 

-Neden özür diliyorsun? 

Beni ona çevirdiğinde kafamı yana çevirmiştim. Kafamı kaldırıp ona bakmamı sağladığında yutkundum. Tamam her şey normaldi. Kendimi sakinleştirirken, gözlerimi bakmamak için zorluyordum. Aniden dudaklarını dudaklarıma değdirdiğinde kollarını boynuna sardım. Beni kalçamdan tutarak kaldırıp duvara bastırdığında ağzımdan bir inilti çıkmıştı. Daha sonra boynuma izler bıraktıktan sonra tekrar dudaklarımız birbirini buldu. Biraz sonra  kapı açıldı ve biz dillerimizi birbirine bağlayan bir tükürük ile babama bakıyorduk. Ben hemen Akira'dan indiğimde babam da tek kaşını kaldırmış bizi süzüyordu. 

𝚖𝚢 𝚏𝚊𝚝𝚑𝚎𝚛𝚜Where stories live. Discover now