Bahsettiği çanta küçücük el çantası sayılabilecek bir çantaydı. Sadece cüzdanı ve telefonu vardı. Taşısın bir zahmet.

" Baba benim galiba midem bulanıyor. Lavabo nerdedir acaba? "dedim

" İyisin ama dime? "dedi etrafına bakındı.

" Bak şurda ok işareti var. Gel gidelim. "diyip benimle geldi. Arkamızdan yavaş yavaş o süsülü geliyordu.

Babam kadınlar lavabosu diye giremedi. Kendimi ilk boş tualete attım. Kolay kolay mide bulantısı yaşamazdım.

Boğazımı yakan asidik tatla yüzümü buruşturdum. Sifonu çekip kabinden çıktım. Lavaboda elimi yüzümü yıkadım. Yıldız ablada yanıma gelmişti.

"Hamile olan benim, midesi bulanan Zümra kuş" dedi

Şaşırmıştım. Hamile olduğunu bilmiyordum. Demek onu ima esiyordu daha demin

"Ay sen bilmiyordun. Özür dilerim ağzımdan kaçtı." dedi mutlulukla

Ağzından kaçmamıştı. Adım gibi emindim, o içinde tutamaz öyle şeyleri. Söylediği için mutluydu.

"Sevindim" dedim.

Yüzümü kurulayıp babamın yanına gittim.

"Yüzün bembeyaz olmuş canım." diyip sarıldı bana

"İyiyim ama hem güzel bir haber aldım. Yıllardır çektiğim tek çocuk çilesi bitiyormuş" dedim

"Yıldız mı söyledi?" dedi

"Ağzından kaçrıdı." dedim imayla

"Böyle haber vermek istemezdim ben." dedi babam

"Güzel haberlerin saklanmaya ihtiyaçı yok." dedim

"Yıldız, Zümra hadi gelin Onur bizi bekliyor. Eve bırakıcak" dedi

Onur amcam bizi en çok ziyarete gelen amcamdı. En küçükleriydi ve çok sevirdim. Onu görünce sıkıca sarıldım.

"Hadi küçük hanım arabaya" dedi

"Hay hay efendim." diyip arakaya oturdum. Yıldız ablada yanıma.

Babamla amcam valizleri ayarlıyordu dışarıda. Amcamın arabasındaki bagaj baya küçüktü. Bir araba daha gelmişti

"Cinsiyetti belli mi?" dedim

"Yok daha çok küçük." dedi Yıldız abla.

"Kaç aylık?" dedim

"2,5 aylık"dedi

Tam elimi onun karnına koymak istedim ama vazgeçtim. Yıldız abla ile çok zıt karekterlerde olsak iyi biriydi. Aslında iyi anlaşırdık.Elimi geri çektiğimi görünce benim elimi alıp kendi karnına koydurdu.

"Zümra biz arada inatlaşsakta ben seni çok seviyorum." dedi. Gözleri dolmuştu.

"Biliyorum. Arda sana çok gıcık olsada ben de çok seviyorum " dedim

"Sen çok iyi bir abla olucaksın. Kendi anneliğimi bile sorgularken seni hiç sorgulamıyorum" dedi

"Öyle deme. Sende çok iyi anne olucaksın. Ben sana yardım ederim bebek bakma konusunda. Hem sen bana bile annelik ettin. Hatta belki annelikten bile fazlasını yaptın" dedim

"Ne anneliği ya? Arkadaş olamaya çalıştım naçizane ama işte sevdiklerimle uğraşmayı seviyorum. Ne olursa olsun benim hayatımda tek siz varsınız" dedi

"Yıldız abla yaa benimki sanki farklı" dedim

Babamlar arbaya gelince sustuk. İstanbul'a ilk gelişim değildi ama her geldiğimizde babamın işlerinden yada akraba düğününden dolayı oluyordu ve benim gezmeme izin yoktu. Bundan dolayı camdan doya doya izledim.

Geldiğimiz ev Amerika'dakinden çok daha iyiydi. Çok daha büyüktü ve lükstü ama bunlar beni ilgililemdirmiyordu. Çünkü burası benim yeni hapishanemdi. Lüks bir kafes

"Kızım ben senin valizlerini odana bırakıcam. Odanı beğenmezsen hiç yerleştirme bu hafta alışverişe çıkarız." dedi babam

"Tamam babacım" dedim

"Sende gel benimle odana. Amcanla ikimizin konuşması gereken bir şey var. O sırada sende odana bakarsın." dedi

Dediği gibi odamda durdum. Oda gayet güzeldi. Hatta tam istediğim gibiydi. Yıldız abla geldi odama.

"Odanı beğendin mi?" dedi

"Evet, tam benlik" dedim

"Aynen senin gibi sıkıcı" dedi

Ve Yıldız abla özüne dönmüştü.

"Gelsene aşağıya bahçede otururuz" dedi

"Tamam sen in bahçeye geliyorum" dedim.

Üstümdekileri değiştirip aşağı indim. Mutfağı arıyordum. Su içicektim ama içerdeki bir odada ismimi duyunca istemsizce kulak misafiri oldum

"Abi diğer işler bir şekilde yoluna girer. Asıl Zümra'yı ne yapıcaz?" dedi Onur amcam.

"Bilmiyorum Onur. Elimden geldiğince saklıycağım ama artık 19'unda ne kadar onu evde tutabilirim?" dedi babam

"Zaten deli gibi gelir eve. O sorun değil. Asıl sorun diğeri. Bilmemeli, görmemeli ikiside."dedi amcam.

" Farkındayım. Zümra için her şeyi yapmaya hazırım. O benim kızım. En kıymetlim."dedi babam

" Keşke Antalya'ya Selman abimin yanına taşınsaydınız. Neden direk burunlarının dibi? "dedi amcam.

" Kız İstanbul'u kazandı. Ne yapalım? Daha da Amerika'da kalamazdım. Yetti ama orası da. İdare için gittik nerdeyse 18-19 yıldır ordayız"dedi

Sessizce merdivenlerin oraya gittim.

" Baba! "diye seslenip yeni iniyormuş gibi yaptım.

" Ne oldu kızım? "diyerek yanıma geldi

" Susadım. Mutfak nerde? "dedim

Daha demin konuştukları yer mutfakmış meğer. Sürahiyi ve bardağı alıp bahçeye çıktım. Amcam ve babam birbirine bakıyordu.

Ne gizliyorlardı benden? Beni kimden yada neyden saklıyorlardı? Bütün gün aklımı kurcaladı.

Zümra -BAŞLANGIÇ Where stories live. Discover now