Jimin Taehyung'u yakaladığında kibarca omzunu sıvazladı ve birlikte ofislerine doğru ilerlediler.

"İyi misin?" diye sordu Jimin. "Bu akşam içmeye geleceksin değil mi? Gelmelisin Tae. Bunun hakkında konuşabiliriz. Bir birayla içimizi dökelim." Yoongi ve Namjoon ile, genelde ,tıpkı diğer SMC doktorları gibi, gittikleri bara gitmek için planlaşmışlardı.

"Hayır. Eve gideceğim. Bunun hakkında konuşmak istemiyorum." Eşyalarını almak adına ofislerine girerken söyledi Taehyung. Taehyung'un tek yapmak istediği yatağına girip ağlamaktı. Aklından bir türlü, genç hastası Somi'nin ellerinde ölümünü atamıyordu. Arkalarında nihai bir grup doktorun hengame sesini duydular. "Peki..." dedi Jimin elini rahatlatmak amacıyla Taehyung'un sırtında bir aşağı bir yukarı hareket ettirirken.

Jungkook zoraki gülümsemesinden ağrıyan çenesiyle sağından ve solundan doktorların yardırdığı soruları yanıtlıyordu. Etrafını saran doktorların arasından, tatlı doktorun diğerinin sırtını okşadığı ve tekrar onu kucakladığını gördü. Ardından iki doktor bir ofise girmiş ve Jungkook'un görüş alanından kaybolmuşlardı.

Jungkook ne kadar sinir olduğuna inanamadı. İkisi de arkalarındaki kargaşayı duymalarına rağmen arkalarına bakıp onunla tanışma ve kendilerini tanıtma zahmetinde dahi bulunmamışlar mıydı? Ama işte, herkesin görebileceği ortamda öpüşüp koklaşmak için yeterince zamanları vardı. Siviller. Basit saygıdan yoksunlar. Ve oldukça genç de gözüküyorlar. Büyük ihtimal asistan doktorlar, diye düşündü Jungkook.

•••

Taehyung eşyaları alır almaz ayrılmıştı fakat Jimin, Suji'nin entübe edilmesi gerektiğinden planladığından uzun kaldı. Oldukça keyfi kaçıktı çünkü tekrar alan birde olmaları gerekti ve çoktan Suji'nin, onu bir sonraki vardiyasında göreceği zamanki suratını hayal ediyordu. Umutsuzluk ve hayal kırıklığı dışında hiçbir şey barındırmayacaktı yüzü. Jimin çığlık atmak istiyordu. Hastaları için elinden daha fazla şeyin gelmesini dilerdi. Ama gerçekten, günün sonunda doktorlar insandan fazlası değildi. Fazlaca aydın, bilgili insanlar. Bundan ibaretti. Tanrı değildi, büyücü değildi, pekçok insan Jimin'in takma adı olarak söylese bile peri de değildi.

Eğer gerçekten sadece bir dilek perisi olsaydım... Tüm acılarının dinmesini sağlardım. Üzgünüm Suji...

Suji ile nasıl ilgilenmesi gerektiğine dair stres dolu düşüncelere sahipken sonundan hastanenin dışına, Seokjin ve Jungkook'a doğru ilerliyordu.

"Jimin!" seslendi Seokjin, "Sonunda ayrılıyor musun?"

Jimin başıyla onayladı. Tamamen bitkin ve bıkmış gözüküyordu. Zaten Taehyung için yeterince üzgün hissetmiyormuş gibi şimdi de Suji'yi entübe edilirken bırakmış olmak daha da beter hissetmesini sağlamıştı. Bu hastane duvarları arasındaki bir iş gününde ne çok şey oluyor, diye düşündü.

Taehyung'un, en son yakın olduğu bir hastasını kaybettiğinde dengesi bozulmuştu. Jimin onu en kötü halinde görmüştü, tüm gün içmişti ve az kalsın vardiyasına gelmediği için işten atılacaktı. Daha sonrasında ise Jimin'e bu işe uygun olmadığına dair ağlamıştı ve hep birlikte kariyerini bir doktor olarak gerçekten sonlandıracağına dair endişe duymuşlardı.

Ağladı çünkü bir bebeği öldürmüştü. Ağladı çünkü küçük bir bebeği kurtaramamış olmanın katil olmaktan hiçbir farkı yoktu. Bir doktordu ve işini yapamamış, bebeği kurtaramamıştı. Taehyung için zor zamanlardı. Bu yüzden Taehyung'u bir daha tekrarlanmayacağına dair nasıl rahatlatması gerektiğiyle, yarinki vardiyasında tüm hastalarıyla ne yapması gerektiğiyle ve Suji'nin tekrar suni solunum cihazına bağlı olmasıyla kafası meşguldü. Zihninde kaos ve endişe hakimdi.

Bu yüzden Seokjin ve yeni doktora doğru ilerlerken suratsız ve dalgındı. Her zamanki neşeli halinden farklıydı.

"İyi misin, Park?" Seokjin sordu.

"Evet. Sadece... yorgunum," uysal bir şekilde yanıtladı Jimin.

"Bu Jeon Jungkook. Henüz tanışma fırsatını yakaladığınızı sanmıyorum, öyle değil mi?"

"Park Jimin. Kardiyoloji Uzmanı. Ekibe hoşgeldin," Jimin ifadesizce konuştu. İkili el sıkıştılar. "Tanıştığıma memnun oldum. Ben Jungkook. Yeni Travma Cerrahı olduğumu zaten duyduğunu tahmin ediyorum."

"Aynen. Pekala, gitmem gerek."

Ve Jimin tıpkı dediği gibi hastaneden ayrılmak için arkasını döndü.

Ne kibirli herif, diye küçümsedi Jungkook, gittikçe uzaklaşan Jimin'in ince bedeninin arkasından bakarken. İşte şimdi gerçekten de Park Jimin'e karşı kötü izlenimleri vardı.

Ne kadar tatlı olursa olsun.

Seokjin bir şey söylemedi çünkü muhtemelen bir an önce Taehyung'a gitmek için ayrıldığına yordu. Taehyung'un hastasını gözlerinin önünde kaybettiğinden haberi vardı ve Pediatri Cerrahının iyi olmadığını da biliyordu fakat Jungkook'un alışmasını sağlamak ve görüşmeler ile o kadar meşguldü ki bugün Taehyung ile konuşma fırsatı dahi yakalayamamıştı.

•••

kısa bir bölüm olduğunun farkındayım ama burda kesmemin daha düzenli olacağını fark ettim çünkü artık Jk ve Jm in atıştığı kısımlara geliyoruzz

İyi okumalar~~

Bir sonraki bölümün bir kısmını çevirdim bile elimden geldiğince hızlı bir şekilde onu da yayınlayacağım:))

a Dose of SaltWhere stories live. Discover now