BÖLÜM 11• GÜN 9

Start from the beginning
                                    

"Yok," dediğimde sesim çatladı. Boğazım bile uyanık olmamdan izler taşıyor gibiydi. "Gelmişken yapayım dedim." Gökhan bir şey daha demeden masaya doğru ilerleyip kendi sandalyesine oturdu. Masanın üzerine attığı bir bakış söylediklerime inanmadığını belli ediyordu. Kimse bir- iki dakikada tüm masayı normal bir yavaşlıkta hazırlamamıştı.

İçeriye ikinci giren kişi Çağrı'ydı. "Oo," diye bağırdı geniş bir şekilde sırıtırken. "Yumuşak Gay sofraya kurulmuş. Hayırdır, bizden önce mi yemeye başlayacaktın?"

"Gevşek herif," diye homurdandı Gökhan. Ardından daha fazla onunla konuşmak istemediğini belli edercesine kendine su doldurdu ve bardağı dudaklarına götürdü. Yudumları küçük ve yavaştı, ağzını dolu tutmaya çalışıyor gibiydi.

Çağrı elbette bunu fark etti. Sırıtarak kendi sandalyesine oturdu ve ona dik dik baktığımı görünce bana göz kırptı. İki günü aşkın süredir uykusuz olan biri olarak çay için koyduğum suyu kaynayınca onun başından aşağıya dökmek gibi vahşi bir hayal kurdum. Ardından bunu hayal ettiğim için kendimden utanıp onlara sırtımı döndüm ve içeriye kim gelip kim gidiyor diye izlememeye başladım.

Zaten içeriye fazladan giren tek kişi Kutay'dı. Egemen kahvaltının hazır olduğunu kapını ağzından görünce gerisingeri oturma odasına yürümüştü. Muhtemelen kahvaltıyı hazırlamamak için sabah oturma odasında takılan Mete ve Sarp'la duracaktı. 

Kutay'ın geldiğini de o konuşana kadar fark etmedim. Gözlerim sürekli dalıyordu ve odaklanamıyordum. "Afra," derken sesi her zamanki gibi nazikti. Yine de sesi beni dalgınlığımdan çıkardığı için yerimden sıçramadan edememiştim. Omzumun üzerinden ona doğru baktığımda kaşları çatık bir şekilde sofrayı incelediğini gördüm. "Bunların hepsini sen mi yaptın?"

"Kendi ellerimle yemek yapmışım gibi konuşuyorsun," dedim pürüzlü bir sesle. "Altı üstü onları dolaptan çıkarıp yerine yerleştirdim. Bunda büyütülecek ne var?"

Ela gözleri tekrar yüzüme döndüğünde mahcup olmuş gibi kıvırcık saçlarını kaşıdı. "Sadece yardım etmek içimi daha rahatlatırdı," dedi kibarca. "Buradaki tek kız sensin diye cinsiyetinden dolayı böyle yapmak zorunda değilsin. Herkes bir şeyler yapmalı. Tüm işi üstüne alırsan-" Kısa bir an duraksayıp Çağrı'ya baktı. "Şunun gibilerinin yan gelip yatmasına neden olursun."

Çağrı, Kutay'a orta parmak çekmekle yetindi.

"Uyumamam gerekiyor," dedim yavaşça yutkunarak. Bu cümleyi söylememin yasak olup olmadığından emin olamayarak gözlerimi kaçırdım. "Demek istediğim... Bir şeylerle meşgul olmalıyım."

Kutay'ın gözleri yüzümde asılı kaldı. "Uyumaktan mı korkuyorsun?" dedi kısık sesle. "Bu konuda yardımcı olmaya çalışabiliriz. Bizimle konuşabilirsin. Silahlar üzerine dönükken uyumaya çalışmanın nasıl bir his olduğunu biliyoruz." Yanağının içini ısırdı. "Kabusların neler hissettirdiğini de öyle."

"Kutaycığım, kadınlar anlaşılmak falan ister de hızınızın da maşallahı var," diye seslendi Çağrı. "Salsana bir şu kızı. Kendi kendine uyum sağlar." Gökhan'a kaçamak bir bakış attı. "Bak bizim Yumuşak G yürüyor mu kıza? Yürümüyor. Tabii yürüyemez. İlgi alanı değil sonuçta."

Çağrı'yı umursamadım. "Öyle bir şey değil," dedim kısık sesle. "Her neyse... Boş ver. Kahvaltıdan sonra konuşuruz." Kutay onu başından savmama rağmen dikkatli bir şekilde yüzüme bakmakla yetindi. Yüzümde uykusuzluğun izlerini gördüğünden emindim. Yanımdan geçip çaydanlığın üstünü kaldırdı. "Geç otur," derken sesi itiraz istemiyormuş gibi sertti.

OYUNBAZ 7 TUTSAK 1 ÖLÜ (+18)Where stories live. Discover now