69.

580 44 6
                                    

Bütün mahalle haftalardır Akın Koçovalının düğünü konuşuyordu ve yavaş yavaş herkes bilerek yaptığını sanıyordum. Ne yani? Neden her konudan düğüne geçiyorsun? Ayrıca sana ne? Evleniyorsa evlensin, sana ne? Bu teyzeler gerçekten damarıma basmaktan zevk alıyorlardı.

"Berrak!" Akın bana seslenince bütün sokak sustu. Sinema mı lan burası? "İşim var Akın." Beni bileğimden tuttu. "Babaannem seni eve çağırdı." Gözlerimi devirdim. "Gelemem Akın." Elimi çektim. "Babaannem seni çağırdı yoksa ben senin gelmeni istemiyorum." Kahkaha atıp başımı salladım. "Düğün davetiye dağıtırken hiç böyle söylememiştin."

Omuzuna çarpıp Koçovalı eve ilerledim. Mal bu çocuk. Başka bir kelime yok. Yok pardon, şerefsiz daha da uydu. Kendi kendime konuşup eve geldiğimi hiç fark etmemiştim. "Merhaba yeng- abla." Ferhat bakıp başımı salladım. Yenge diyecekti salak. Yenge falan değilim, olmayacağım da. Asıl yengeniz içerde kesin çeyiz hazırlıyor. Beni neden buraya çağırsın ki Sultan Anne?

Kapıyı çaldığımda Sultan Anne bana sarıldı. "Hoş geldin kızım." Önüme terlik atıp Omuzumu okşadı. "Anne ben hiç rahatsız etmeyim. Beni sen çağırmışsın, nedir mesele?" Sultan hanım kaşlarını çattı. "Ben seni çağırmadım ki kızım." Efendim?
"Ama bana –" Saadet ablanın sesini duyunca anladım. "Yasmin düğünü bahçede yaparız değil mi?" Şerefsiz Akın. Bunları görmemi ve duymamı istedi.
"Kızım?"
Başımı sallayarak kendime geldim.
"Bişey yok, ben yanlış anladım Anne."

Evden çıkıp doğruca kahveye yürüdüm.
Kapıları açınca herkes bana bakakaldı. "Hayırdır abla?" Ecevit bana şakınca sordu. "Yok bişey." Diyip çıktım. Nerde bu oğlan? Berberin önüne oturup bekledim. Eninde sonunda kahveye gelecekti.

"Ne düşünüyorsun sen kara kara?" Ayazı karşımda görünce gülümsedim. "Hiç.." Ayaz bize çay söyledikten sonra yine bana döndü. "Hiç derken Akından bahs ediyorsun?" Başımla onayladım. "Bırak şimdi o pisliği. Nasılsın sen?" Omuz silkip gözlerime baktı. "İyi yani bi sıkıntı yok." Çayımdan bir yudum alıp etrafa bakındım.
"Düğüne gidiyor musun?" Oflayıp yüzümü ellerime sakladım. "Sende başlama Ayaz Allah için ya!" Diye feryat attım. Ayaz gülerek başını salladı. "Sakin be, ikimiz gidelim mi diye sorucaktım ama istemiyorsa-"

Hemen onayladım. "Gidelim!" Ayaz gülme krizine girdi. "Sen harbi delirmişsin." Kıkırdayıp sandalyeye yaslandım. "Nasıl delir miyim ya? Bu manyak geçen ne yaptı biliyor musun?.." Ayaza Akının nasıl evime daldığını anlattığımda gülmekten ölüyordu.
"Yani beni gerçekten kıskanıyor."
Başımı salladım. "Kıskanmak mı? Çıldırdı resmen!"
..

İki saat sonra hala burda oturup sohbet ediyorduk. Dediğim gibi Ayaz çok tatlı bir insandı. "Ooo eğleniyoruz galiba?" Akını masanın yanında görünce gözlerimi devirdim. "Sana depoya uğra demedim mi?" Ayaz Akına baktı. "Uğradım." Diye cevap verdi. "Söyleyelim mi canım?" Akın Ayaza canım diye seslendiğimi duyunca sağ gözü seğirmeye başladı. "Haa, evet ya Akın biz düğüne beraber geliyoruz." Ayaz elimi hafifçe sıkıp gülümsedi. Akın ise sinsi bir gülümse atıp bizden uzaklaştı..

İntikam - çukur -Where stories live. Discover now