68.

540 46 3
                                    

Ayaz çay içmeye ve konuşmaya gelmişti ve yarım saat önce kalktı, ben de şimdi evi topluyordum. Onunla konuşmak gerçekten iyi geldi. Akına doğru ne hissettiğimi ona anlattım ve beni anladı. Ben inanıyorum. Ayaz bana Akını unutmakla yardım edecek, ve kim bilir, belki bir gün bizden de olur?

Tam cipsleri, içecekleri hazırladığımda, dizime başlamak istediğimde kapı çaldı. Oflayıp kapıya yetiştim. "Ne işin var–" Cümlemi bitirmeye izin vermeyip içeriye daldı. "Nerde o?!" Akına çatık kaşlarla baktım. Evin her odasına bakıp Salona geri döndü. "Ayaz nerde?!" Gülüp koltuğa oturdum ve ellerimi birbirine bağladım. "Gitti." Akın dişlerini sıkıp tavana baktı.
"Ne bu tavırlar Akın?"

Akın yine bana baktı. "Ne tavırı?" Kahkaha atıp başımı salladım. "Ayazın yaptıklarından sana ne yani?" Yerimden kalkıp Akına yaklaştım. "Yani ne bu? Evime girmek her odada başka adamı aramak?" Bir adım daha yaklaştım. "Senden vazgeçeceğime mi korktun?" Akın etrafa bakıp yine gözlerimi buldu. "Eğer gerçekten bundan korktuysan, kötü haberlerim var, senden çoktan vazgeçtim Akın." Yutkundu. Ona kızmıştım yalan söylüyor diye ve şimdi yalan söyleyen bendim.
"Ama kime ne anlatıyorum? Sen benimle birlikte olduğunda bile vazgeçmiştin."
Gözlerimin dolmasına zor engel olabiliyordum.

"Ben senden hiç vazgeçmedim Berrak."

Şimdi bana yaklaşan oydu. "Öyle mi?" Akın başıyla onayladı. "O zaman neden onunla nişanlandın?" Sesimin titremesini zapt edemedim. Söyleyeceği bişey yoktu o yüzden ben kendi sorumu cevaplamaya karar verdim. "Yer doldurucu işte." Akın gerildi. Çenesindeki kemik aşırı belli oldu.
"O yatağa yattığınızda hep beni düşüneceksin."
Akının gömleğin ilk düğmesini açtım ve ona ayartıcı bir bakış verdim. "Ona her dokunduğunda ben aklına geleceğim." İkinci düğmeyi açtığımda Akın kendisiyle savaşda olduğunu çok iyi biliyordum. "Onu her öptüğünde.." Üçüncü düğmeyi açıp Akının dudaklarına yaklaştım. Dudaklarımız birbirine çarpmadan durdum.
"benim dudaklarımı özleyeceksin Akın Koçovalı."

Tamamen Akından ayrılıp kollarımı kavuşturdum ve Akının gergin vücuduna baktım. Beni istiyordu, bu hiç tartışacak değildi ama vicdanı onu durduruyordu. "Ve o zaman fark edeceksin her şeyin çok geç olduğunu." Akın bana yaklaşmak istediğinde onu göğsünden ittim.

"Siktir git evimden şimdi."

Akın kahkaha atıp beni bileğimden kendisine çekti.
"Sende farklı mı olacak?" Yüzümdeki ifade soğuktu ama içten şaşırdım. Ne demek istiyordu?
"Ayaz seni gerçekten benim gibi sever mi?" Sinir dolu gözlerimle Akına baktım. "Ayaz seni mutlu eder mi?" Elimi Akından ayırmak istediğimde başını sallayıp beni daha çok vücuduna bastırdı.
"Senin ışığına herkes koşar Berrak." Saç telimi parmağında kıvırıp ciddice gözlerime baktı.
"Ama karanlığından sadece ben kaçmam." Yutkunup gözlerini kaçırdım. Kendimi yine Akının elinden çözmeye çalıştım ama oflayıp başını salladı. "Israr etme." Hafif bir gülüş atıp bana yaklaştı.

"Ben seni suçsuz olduğumda dahi özür dileyecek kadar sevdim."

Elimi sonunda Akından çektim o da bir adım geriye atıp ellerini ceplerine koydu. "Biliyor musun Akın, sana hak veriyorum." Acı dolu bir gülümse attım. "Senden başka kimse beni sevemez, bende senden başka kimseyi sevemem." Şaşkınca kaşlarını çattı.
"Bana sevmeyi öğreten sendin." Akın dilini kurmuş dudağından geçirip gözlerime baktı.
"Ama sen bana hiçbir şey hissetmeyi de öğrettin."
Kollarımı kavuşturup kapıya geçtim.

"Nişanlın bekliyor, gitsen iyi olur."

İntikam - çukur -Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora