10. Bölüm

5.3K 294 161
                                    

4 saat sonra

Karacanın sabahki mutluluğunun yerinde yeller esiyordu . Sözde hayırlı olsun demeye gelen insanların sorduğu sorular , söylediği sözler gururunu paramparça etmişti genç kızın. Hoş gururu varmıydı  ki hiç?

En son yaşlı bir kadının " Kuzeninin gelinliği de pek yakışmıştı sana " diye gülmesiyle Karaca dayanamayıp çıktı bulunduğu odadan.

Akan gözyaşlarını silerek mutfağa doğru ilerledi. Çalışanların bakışlarına aldırmadan oturdu bir sandalyeye . İçini çeke çeke ağladı.

Nermin kaş  göz yaptı Vesileye ve gülerek çayları tazelemeye koyuldu .

Karacanın başı felaket ağrıyordu.  Gözyaşlarını silip yaşlı olan çalışana seslendi. " Bir ağrı kesici alabilir miyim ?"

Yaşlı kadın buruk bir tebessümle ellerini silip dolaba doğru ilerledi. Karaca  bir bardak su aldı , sandalyeye tekrar  oturacakken Derya kolunu tutup kendine çevirdi hırsla. Elindeki bardak yere savruldu genç kızın.

" Seni saygısız ... Sen Han aşiretinin ağasını temsil ediyorsun. Ne demek misafirlerin yanından çekip gitmek ?"

Zaten bünyesi zayıflamış olan Karaca yediği tokatla yere savruldu. Kendini toparlamaya çalışırken Derya hırsını alamamıştı. Emir Ekberin sabahki tavrını daha hazmedememişti .

Doldurulmuş çay bardaklarından birini alıp Karacanın zaten yanmış olan eline doğru döktü. Karaca çığlık atarak geriye doğru kaçtı.

Zorlukla ayağa kalktı. Canı çok yanmıştı.  Eline su tutması gerekti.

Derya  önüne set çekti.
"Nereye ? Kim sana git dedi?"

" Canım yanıyor " dedi Karaca inleyerek.

"O zaman kırdığın bardağı   topla öyle git. Senin uşağın yok bu konakta "
diyerek çıktı mutfaktan.

Çalışanlar bile şok geçirmişti. Karaca sağlam  eliyle ağlayarak toplamaya başladı cam kırıklarını.

Vesile dayanamadı daha fazla. " Siz gidin elinize bakın.  Ben hallederim burayı " dedi Cam  kırıklarını Karacanın elinden aldı.

Karaca kaldığı odaya çıktı. Içine çeke çeke ağlarken elini soğuk suya tutuyordu . Deryanın döktüğü çay üzerine de gelmişti. Elbiseyi çıkaracak gücü yoktu. Soğuk suyu açıp duşun altında durdu bir süre.  

Üzerindeki ıslak elbiseyi çıkardığında göğsünün üzerinde ve kollarında da kızarıklıklar olduğunu farketti. Elinin acısından onları hissetmiyordu bile.

Odaya girdi giyecek birşeyler aradı Emirin dolabından. Bir tişört ve kapri şort aldı hemen banyoya geçti.  Zorlukla giyindi ağlayarak.

*****

Emir Ekber sabahki adamı ve söylediklerini unutamıyordu.

Köylüler arasındaki anlaşmazlığı dinlerken dalıp  gitti yine.

" Karaca stresli olduğunda yemek yiyemez " demişti hadsiz adam.

Yüzünün süzülmüş , yorgun göründüğünü söylemişti;üstelik Emir Ekberin farketmediği elindeki kızarıklığın sebebini sormuştu.

" Hükmün nedir ağam?" diye soran adamına baktı çıktığı düşünlerin etkisinden kurtulamadan.
Gömleğinin bir düğmesini daha açtı Emir Ekber. Konuyu dinlememişti bile .

" Ikisinin de zararını biz karşılayalım.  " deyip kalktı yerinden. Karacaya sabah soramadığı o adamın hesabını sormaya konağa gitmeye karar  verdi.

Konağa geldiğinde misafir ağırlanan büyük salonun kapısının önündeki ayakkabıları gördü ve misafirlerin hala oturduğunu anladı.

Karacayı çağırmaları için mutfağa yöneldiğinde duyduğu konuşmayla adımları durdu.

" Ay böyle ağa karısı olacağıma gider ayakçı Rüstem'in karısı olurum. Hiç değilse kursağımdan sıcak  bir yemek geçer. Kıza üç gündür yemek vermiyorlar " dedi Nermin umarsız bir tavırla.

Vesile üzgünce başını salladı.
" Daha dün eli yandı kızgın yağ ile.Şimdi de kaynar su döktü Derya hanım. Canı  çok yanıyordur "

Emir Ekber mutfağa girdi öfkeyle. 

" Ne diyorsun sen ? Kim ne yapmış ?Karaca nerede?"

Kızlar korkuyla birbirine baktı ayaklanıp.  " Yanlışlıkla eline sıcak su döküldü ağam. Odasında dinleniyor gelin hanım " dedi Nermin bir çırpıda.

Emir Ekber mutfaktan çıkıp odaya doğru yöneldi. Merdivenleri üçer beşer çıktı.

Karaca banyodan çıktığında hala göz yaşları kurumamıştı. Kapı hızla açılınca korkuyla sıçradı. Kocasını görmesiyle artık kendini tutmadan ağlamaya başladı. Günlerdir kendini sıkmaktan yorulmuş ruhu bırakıvermişti o an kendini.

" Üstüm kirliydi. " dedi içini çeke çeke ağlarken. Üzerindeki kıyafetler yüzünden de azar yemek istemiyordu ." Kuruyunca elbisemi giyip bunları hemen yıkayacağım" dedi sağlam eliyle göz yaşını silerken.

Emir Ekber Karacanın eline uzanınca genç kız geriye doğru çekilip kolunu arkasına sakladı.

Emir " Bakmama izin ver " dedi sakin tutmaya çalıştığı sesiyle. Karaca kolunu uzatınca yer yer su  toplamış eli gören adam bile yüzünü buruşturdu.

"Yürü gidiyoruz hastaneye " dediğinde Karacanın  üstüne baktı.

Kapıyı açıp seslendi Selviye . Koca sesi yankılandı tüm konakta.Selvi hemen yukarı çıktı. 

" Karacaya elbiselerinden bir tane getir hemen " dediğinde Selvinin yüzü düştü.

Selvi odasına öfkeyle inip bir elbise seçti ve çalışanlardan yolladı yukarı odaya.

Karaca banyoya girdi  üzerini değiştirmeye. Üzerindeki tişörtü çıkardığında ıslakta olsa çamaşırını giymesi gerektiğini düşündü.
Kopçayı tek eliyle takmaya çalıştı bir süre.

Emir Ekber içeride öfkeyle volta atarken genç kızın hemen çıkmaması sabrını taşırdı.  Banyonun kapısını açtı.

" Alt tarafı bir elbise giyeceksin " diyerek..  Ve gördüğü manzarayla dehşete düştü.

Prenses dediği kızın sırtındaki izlerle gözleri büyüdü.  Yutkunamadı Emir Ekber. Öylece dondu kaldı eli kapıda...

*****

Öylee bakarsın daha çok...😔😒😒

Bu kız ne zaman rahata kavuşacak.  Ninesinden başka kimsesi yok mu yani ?

Babası bunların başına geleceğini bilmiyor muydu kızının?

Daha Miran gelmedi 😱😰😥 

Bu Emir Ekber efendi odaya bir  yatak daha getirdi lakin bunun  sebep ve sonuçları olur mu acep 🤔

Emir Ekber kardeşi gibi görüyor amcasının emanetini ama Selviden ve hırsından korkar gibiyim.

Mehmet hakkında neler düşünüyorsunuz? 🤔

Gün Eksilmesin Penceremden (Tamamlandı)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon