KESİŞEN YOLLAR

77 10 22
                                    

"Mağaralar şu tarafta!"Boun eli ile,ormanın içinden geçen küçük patikayı gösterdi. Bu mağaralara küçükken bir kaç gelmişti.

Küçük bir çıtırtı duyduğunda durmuş,onun durması ile diğerleri de durmak zorunda kalmıştı."Bir şey duydum." Dedi olabildiğince sessiz bir şekilde. Tekrar ortalığı dinlediğinde sesin kesildiğini gördü ama bir şey duyduğuna emindi.

"Belki hayvan filandır,malum ormandayız." Prem'in alaycı sesini duyduğunda,gözlerini devirmeden edemedi.

"Neler oluyor?" Eart en az onun ki kadar sessiz bir tonda sormuştu. Yanlarına doğru gelmiş,onların baktıkları yere doğru bakmaya başlamıştı.

"Bir ses duydum ama ne olduğunu anlayamadım,"dedi. Earth'ın bakışlarını görünce ne soracağını anlamıştı."Hayvan sesine benzemiyordu,birisi konuşuyor gibiydi."

Earth düşünür gibi bir kaç saniye bekledi.Kurtulan birilerinin olma olasılığı ve onlarında kendileri gibi ormana sığınma olasılığını kabaca hesapladı."Belki başka kurtulan birileri vardır." Bu hepsinin dile getirilmemiş olsa bile ortak temennisiydi.

Grup içinde kimse konuşmuyordu. Sessizlik ile geçen kısa sürenin ardından,sesler yeniden duyulmuştu. Bu kez daha net ve kuşkuya yer bırakmayacak şekilde insan sesiydi. Hoş,uzaylıların da insan benzeri oldukları düşünülürse,dikkatli olmakta fayda vardı. Radyoda ki adam ne demişti,eninde sonunda bizi tek tek avlayacaklar. Earth, bu sonun henüz gelmemiş olmasını dilemekten başka ellerinden bir şey gelmeyeceğini farketti. Kendilerini savunacak tek bir silahları dahi yoktu.Fiziki güç ile teknolojileri arşa çıkmış bir ırkı yenmek,hayalperestlikten başka bir şey değildi.

"Belki de saklanmalıyız." Prem tereddüt dolu bir sesle konuştuğunda,Earth ve Boun dönüp ona bakmışlardı. Haklıydı ama başka kurtulanların olma ihtimali de vardı,ve bu ihtimal ne kadar küçük olursa olsun öğrenmek zorundaydılar.

Earth sessiz bir şekilde sesin olduğu yöne doğru ilerlemeye başlamıştı,hemen arkasında Mike ve Boun vardı. Grubun geri kalanı ise endişeli bir şekilde olacakları bekliyordu. Arthur oğlunu tuttuğu kolunu biraz daha sıkılaştırdı. Ann ve Rose ise endişeli gözler ile birbilerine bakıyorlardı.

Earth, seslerin kendi ayak seslerine eş zamanlı duraksadığını hissetti. Sanırım gelenler her kimse,onların varlığının farkındaydılar. Bir kaç sessiz adım sonrasında sesler daha yakındaydı,kaçınılmaz karşılaşmadan önce Earth ve Mike silah yerine kullanabilecekleri bir şeyler bulmak ümidi ile etrafa bakındılar. Earth,kalın bir odun parçası gördüğünde eline aldı ve göğsünün hizasında tuttu. Şu haliyle uzaylılar tarafından görünse,alay konusu olabilirdi. Onların yok edici silahlarına karşı,elinde bir odun parçası ile Earth. Nereden baksan trajikomik bir şeydi.

"Sessiz olun!" Diyen bir ses doldu önce kulaklarına. Oldukça insana benzeyen bir sesti bu, ama emin olmadan hareket etmemek adına oldukları yerde kaldılar. Onların kendilerine gelmesi en mantıklı şeydi. Nitekim çok  beklemelerine de gerek kalmamıştı. Ormanın ortasında ki küçük açıklığa,önde kucağında küçük bir kız çocuğu tutan bir adam ve yanında yine başka bir adam çıkmıştı. Hemen arkalarında ise kucağında bir adam ile başka bir adam vardı. Onları ise 17-18 yaşlarında iki çocuk izliyordu.

Earth ve diğer ikisini gördüklerinde,önde ki adam durmuştu. Endişesi ve korkusunu anlamak için yüzüne bakmak yeterliydi. Mike,onlarında kendileri gibi kurtulanlar olduğunu anlayınca,arkadaşının koluna dokunup hala elinde tuttuğu odunu bırakmasını sağladı. Küçük kızın gözlerinin o küçük odun parçasında takılı kaldığını görmüştü.

VİTADonde viven las historias. Descúbrelo ahora