YOK OLAN ŞEHİRLER

159 23 44
                                    

Amerikan ordusu,tıpkı planladığı gibi saldırıya geçmişti. Tüm tv kanalları,o anları dünyaya göstermek için oradaydı.

Phuket'de ki,o küçük tatil köyünün lobisi insanlarla doluydu. Herkes nefesini tutmuş,saldırı ve sonrasında neler olacağını bekliyordu.

Rose,ortalıkta dolanan tatil köyünün sahibine baktı. Bir kaç gün önce adamın ne kadar yakışıklığı olduğunu düşünmüştü. Şu anda ise, karşısına Johnny Deep gelse umursamazdı.
Eh,Johnny Deep'ten bile daha dikkat çekici olaylar vardı.

Genç kız her daim şanssız olduğunu bilirdi,lakin böyle bir olayın tam ortasında olmak. İşte bu şanssızlığın zirvesiydi.

"Amerikan savaş uçakları,saldırı için hazırlanıyor." Ses lobiyi doldurduğunda,herkes yeniden ekrana kilitlenmişti. Muhabir kadının kızıl saçları darmadağınıktı."İlk bombalama başladı. Aman Tanrım..."

Ekran bir anda karanlığa büründü,bu durum lobide küçük bir karmaşa çıkmasına neden oldu. İnsanlar endişe içindeydi,zaten şu durumda aksi olması imkansızdı.

"Herkes sakin olsun lütfen!"Tatil köyünün sahibi Boun,yüksek çıkan sesi ile diğer sesleri bastırdı.

"Dünya bir istilanın eşiğinde olabilir, ve sen bize sakin olmamızı söylüyorsun!" Ann hiddetle oturduğu yerden kalkmıştı.Yanında oturan arkadaşı da,onun bu hareketi ile ayaklandı.

"Neler olduğunu bile bilmiyoruz,nasıl sakin kalabiliriz?"Sesin de büyük bir paniğin izlerini taşıyordu.İki genç kız, şimdi lobinin ortasında ayaktaydı.

"Peki telaşa kapıldığınız da herşey düzelecek mi?" Lobinin diğer ucunda oturan,uzun boylu bir adamdı bunları söyleyen. Üzerinde hey ben tatildeyim imajı veren çiçekli bir gömlek vardı. Gözaltıları neredeyse morarmıştı,tüm dünya gibi oda iki gündür ayaktaydı."Eğer düzeltecekse,hep birlikte telaşa kapılalım."

"Peki ne yapmamızı öneriyorsun?" Derken Ann'ın sesi hala öfkeliydi. Onu öfkelendiren şey, endişelerinden başka birşey değildi. Ailesine ve sevdiği insanlara,kilometrelerce uzakta bir ülkedeydi. Yarın ne olacağı belli değildi,sevdiği insanlar orada ne yapıyordu bilmiyordu.

"Ne yapmamız gerektiğini bende bilmiyorum,"dedi. Genç adamın  dikkati,tamamen Ann'ın üzerindeydi.
" Ama sakin kalmamız gerektiğini biliyorum."

Ann,hala öfkesi yerli yerinde olsa da yerine geri oturdu. Adam bir yerde haklıydı,bağırıp çağırmak işleri yoluna koymacaktı.

"Yeniden yayındayız." Tv'den gelen ses ile birlikte,biraz önce ki karmaşa unutulmuştu. Yeniden tüm ilgi Tv'deydi."Sizlere ne yazık ki kötü haberlerimiz var." Spikerin yüzüne bakılması yeterliydi,zira adam biraz sonra bayılacak gibi duruyordu.
" Amerikan ordusunun saldırıları ne yazık ki başarısız oldu. Beyaz Saray ve çevresinde ki herşey,kimliği belirsiz nesneler tarafından yok edildi.  Sanırım artık haritalarda Washington diye bir yer yok."

Spiker,bir an için susmuştu. Lobide kimseden ses çıkmıyordu,biraz önce duyduklarını sindirmeleri için zamana ihtiyaçları vardı. Ama spiker yeniden konuşmaya başladığında, bunun için bile zamanları olmadığını anladılar.

"Sadece Washington değil,bir kaç başkent daha yok edildi. Rusya hükümetinden yapılan bir açıklamaya göre  Moskova dakikalar içinde yok edildi.  Türk ordularının düzenlediği saldırılarda ne yazık ki olumlu sonuç vermedi. Aldığımız bilgilere göre Ankara'da diğer başkentler ile aynı sonu paylaştı. Saldırıların olduğu ülkelerde büyük bir kaos meydana gelmiş bulunmakta. İnsanlar,gruplar halinde kırsal kesimlere gitmek için yollara döküldü. Son aldığımız bilgilere göre,kutsal mekanlar insanların toplanma noktası haline geldi." Spiker,önünde duran kağıtlara baktı bir süre,sonra ise yeniden konuşmaya başladı." Dünyanın her yerinden yeni haberler geliyor. Ama ne yazık ki pek iç açıcı haberler değil. Fransa,İngiltere,Çin,Japonya,Güney Kore,İsrail ve Suudi Arabistan'ın başkentleri de yok edildi. Şimdilik evlerinizde kalın ve yetkililerin verecekleri talimatlara uyun."

VİTAWhere stories live. Discover now