21.Bölüm

44 7 0
                                    


Keyifli okumalar:)


*

"Malumunuz Defne Hanım elim kırılmadı ama ayağı kırık olan sizi taşıyorum ya ondan dedim hani size zahmet!"

    Defne'den

  "İnebilecek misin?"

"Pek sanmıyorum açıkçası."

"Sen de alıştın ha seni taşımama. Zevk mi alıyorsun?"

"Saçmalamaz mısın lütfen! Ne zevk alacağım senin beni taşımandan."

"Bilmem bana öyle geldi de!"

Eve gelir gelmez onun hakkında bir şeyler öğrenmeye başlamıştım bile. Egoist artı mafya artı doktor eşittir bir odunun karısıydım ben! 

"Aman istemez! Ben kendim inerim sana gerek yok."

"Saçmalama bu halde inemezsin."

"Öyle mi doktor Bey? Demin boş boş konuşup duruyordunuz, şimdi ne oldu?

Geveledi bir süre. Demek ki o da bir insandı. Hemen ardından devam etti;

"Neden olacak, bir şey olursa yine benim başıma kalacaksın. Neyse bu muhabbet burada çok uzadı. Hadi inat etme de gidelim içeri."

    Hiç bir şekilde eylem sergilemeyerek ona izin vermişim gibi durdum sadece. O da usulca bana yaklaştı ve ellerini incecik belime doladı. Elimde olmadan hissedilir bir şekilde nefes alıp hafifçe kıvrıldım. Belki daha hızlı davransa bu kadar etkilenmezdim ama hareketleri yavaş ve etkileyiciydi. Ne yani ondan hoşlanmıyordum diye put gibi duracak mıydım? Resmen kocamın bana dokunmasına dayanamıyordum. Gerçi söylediğim gibi biz sadece kağıt üzerinde evliydik. Kendisi de bunun farkındaydı ama neden boşanma konusunda inada binmişti? O ne kadar direnirse dirensin ben bu saçma sapan evliliğin de en kısa zamanda bitmesi için elimden gelenin fazlasını yapacaktım.   

 Benimkilerine kıyasla kocaman ellerinin arasında titriyordum. Daha önce tabi ki sevgilim oldu ama ilk defa böyle hissediyordum. Ellerimi  iki yana salmış adeta cansız bir beden gibi Ferman'ın kollarında şehir merkezine altmış beş kilometre uzaklıktaki evimizin kapısından içeri girdim. Her an düşebilirdim ama bu pek de umurumda değildi. 

  İçeri girdiğimizde hizmetçiler bütün ışıkları kapayıp müştemilatlarına gitmişti bile. Saat gece 23.42'ydi. Bayağı da geç olmuştu. Gecenin bu saati sevgili kocamın kollarında evimize giriyordum. Ne kadar romantik değil mi? Tabi tabi kesin öyledir. 

"Işıkları açsana."

Anahtarın yanına gelmiş bunu söylüyordu.

"Senin elin mi kırıldı pardon da?"

İşte keşke bunu söylemeseydim!

"Malumunuz Defne Hanım elim kırılmadı ama ayağı kırık olan sizi taşıyorum ya ondan dedim hani size zahmet!"

Bilerek yapsam bu kadar salak durumuna düşerdim doğrusu. Bu konunun erken kapanması için hızlıca elimin altındaki düğmeyi açtım. Açar açmaz da ağzımdan kaçan çığlığım ve yana saldığım ellerimin Ferman'ın boynuna dolanması kaçınılmaz olmuştu. 

"Ferman?"

Bu kadın da kimdi? Ve bu saatte bu evde ne arıyordu? 

"Senin burada ne işin var?"

A'VAZ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin