Panteri Esir Eden Aslanın Büyüsü

66 8 58
                                    

Bölüm Şarkısı

Heart Of The Darkness - Sam Tinnesz

¿?

Öyle anlar gelir ki kalbinize söz geçirmek imkansızlaşır. Ne söylerseniz söyleyin, o yapmak istediği her şeyi umursamazca yapar sonuçlarını düşünmeden ve bazen bunu ona yaptıran şey tüm ruhunuzu saran korku olur. İçten içe bitirir sizi, tüm düşünme fonksiyonlarınızı yok eder. Bu durum, ne hissettiğinizi bilmediğiniz insanlar söz konusu olduğundaysa işler çığrından çıkar. Kontrol edilemez bir hal alır ve sizi bir bataklığın dibine çeker. Korkunun tüm çeşitleri ele geçirir kalbinizi. Peki bu kişiyi bilmeden önemsiyorsanız? Bu kişi sizin hayatınızın bedeli olarak kollarınız da can çekişiyorsa eğer?

Kaybetme korkusu hepsinin lideri oluverir bir anda. Nefesiniz kesilirmiş gibi hissedersiniz, onunla can veriyor gibi, kalbiniz acıdan patlıyor gibi. Koskoca Krallığı bile yönetiyor olsanız, küçülürsünüz. Çaresizce Tanrı'dan merhamet dilersiniz. O an elinizden gelen tek şey bu olur. Kral Baekhyun ise onu saraya getirirken kaç defa ölmüştü bilmiyordu bile, kalbi kaç defa dayanılmaz acıdan patlamaya yaklaşmıştı. Canı yanıyordu, kalbi sızlıyordu. Chanyeol daha kaç gündür yanındaydı ama onu kaybetme düşüncesi korkunun tüm zihnine hükmetmesine sebep oluyordu, ne olduğunu biliyor olsa bile. Yalan söylemişti, o herkes değildi. Hatta kimse Chanyeol olamamıştı bu zamana kadar gözünde. Kedi olmanın canı cehennemeydi. O gözlerini tekrar açsın diye her şeyi yapabilirdi belki de. Ne hissetiğine dair bir fikri yoktu o an. Belki sadece ona borçlu kalmak istemiyordu, belki de tüm bu olanlar ona ağır geliyordu. Anlamadığı şey ise, günlerdir gücünden, ölümsüzlüğünden bahseden adamın şu an acı çekiyor oluşuydu. Hemde öylesine bir ok yüzünden. Aynı bilmezliği sarayın önünde yardımcısı Junmyeon'un yüzünde gördüğünde içindeki korku biraz daha büyüdü Kral'ın. Genç onları gördüğü gibi Chanyeol'ü odasına taşımış, Kral'ın da emriyle kendisi ve o hariç herkesi kovmuştu. Mırıldandığı tek şeyse, şimdi değil, cümlesiydi. Bu Kral'ı daha büyük bir çıkmaza sürüklüyordu. Korkuyu ilk defa iliklerine kadar hissediyordu onun için.

"O n-nasıl.." Kral Baekhyun sözlerini tamamlayamadı, sesi titriyordu bir suçluymuşçasına. Jun yatağında titreyen ve zaten soluk teni morarmaya başlayan efendisinin gömleğini keserek üzerinden çıkarttı, göğüsüne saplanan kanlar içindeki okun etrafını temizledi sessizliğini koruyarak. Yarayı daha iyi görmeye çalışıyordu. Omuzundaki yaranın etrafı yüzündeki yara gibi yayılan siyah bir lekeyle kaplıydı ve gittikçe yayılıyordu, kalbine yaklaşıp onu çürütüyordu. "Seni öylece göndermeyeceğim." Dedi hızla hareket ederken Jun. Onu bu kadar çabuk kaybetmek istemiyordu. Tanrının onun canına karşılık kendi canını bile alması için dualar ediyordu elleri titrerken. "Neden yaralandığını bilmiyorum ama onu senin yüzünden kaybetmeyeceğim Kral Baekhyun." Öfkeli gözleri yatağın diğer tarafındaki endişeli Kral'ı buldu sertçe söylediğinde. "Asıl gün gelene kadar olmaz." Diye ekledi. Baekhyun anlamazca baktı gözlerine. Neyden bahsediyordu?

"Şimdi orada dikilme ve bana yardım et." Dedi genç çocuk karşısındakinin kim olduğunu umursamadan. Sandığını işaret etti. "Şeffaf iksiri al." Bakışlarıyla acele etmesini belli etti. Kral hızla dediğini yaptı ve şişeyi ona uzattı. Chanyeol'ün kanından aldığı bir damlayı şişeye damlattı. Şişe içindeki sıvı simsiyah olduğunda dehşetle baktı Junmyeon. "Ok, büyülü, bu kara büyü." Diye fısıldadı korkuyla. "Seni kim öldürmek istiyorsa bunun için gerçekten uğraşıyor Kral, bu büyü seni sadece öldürmez, ruhunu tüm bu evrenden siler huzuru bulman sonsuza dek imkansızlaşır." Diye ekledi ama bu okun Chanyeol'ü neden etkilediğine hala anlam veremiyordu. Baekhyun'un kaşları çatıldı çocuğun söyledikleriyle. "Peki ne yapacağız?" Dedi, dehşet ve saklamadığı korkusuyla söyledi. Şu anda düşündüğü tek şey kendisi değil Chanyeol'dü. Saraya geldiğinden beri yanından ayrılmamıştı, korkuyordu ve bunu saklamıyordu. Junmyeon gördüğü ve hissettiği bu duyguyu görmezden gelmeyi seçti. "Büyüye büyüyle karşılık vereceğiz." Dedi kendinden emince. Genç sözlerinin hemen ardından, hızla oku saplandığı yerden çekti bir şeyler fısıldayarak, acıyla sızlandı İblis. Şimdi ihtiyacı olan tek şey Chanyeol'e ait bir ruhun kanıydı ve nerede bulacağını biliyordu, iyi olacaktı.

White Darkness/chanbaek Where stories live. Discover now