Şiddetle Başlayan Hazlar

87 8 109
                                    

Bölüm Şarkısı

Mamamoo - Destiny

¿?

Ölümlülerin dilinde bir inanış vardır; bir insan her zaman katiline aşık olur ve o hep sonsuz olur. Bundan sonraki zamanında ve hayatlarında da sadece sever ama bu ön görü gerçekliği kanıtlanamamış bir muammaydı. Ya doğruydu ya da ölümlülerin pişman oldukları aşklarını kamufle etme şekliydi. Peki aşk nasıl katil ilan edilirdi ölümlülerin gözünde? Tek taraflı olduğundan, ilgisizlikten, isteklerinin gerçekleşmemesinden ya da belki kıskançlıktan. Bunlar kesinliği olmayan ve temelli öldürmeyen teorilerdi ama katil ilan edilmek böyle kolayken; hiç gözünü kırpmadan, bir saniye tereddüt etmeden, masumlar da dahil olmak üzere bir canı parmaklarının ucunda yok edebilene ne demeliydi? Cevap veriyorum ya ölümün kendisiydi ya da sadece ölümle aramızda bir aracıydı. Ama bir ölüme bir katile aşık olmak işin kolay kısmıydı her zaman, zor olan sonrasıydı. Canını alacağını bile bile kalbini o aşka sunmaksa zor olduğu kadar cesaret de isterdi. Bu cesaret Aslan Kral'da var mıydı, emin değildi ama bahçede yaşananlardan sonra düşüne bildiği tek şey İblis'di.

İblis Chanyeol ise ondan pek farklı durumda sayılmazdı. Eğer Baekhyun engel olmasaydı, nişanlısı olduğunu öğrendiği o kadını hiç tereddüt etmeden zehirleyebilirdi hatta. Kral Baekhyun'un kendisine ait olduğu konusunda oldukça kararlıydı ve onu kimseyle paylaşmaya niyeti yoktu. Onu kendisine aşık edecek ve sonsuz esir yaşamından kurtulacaktı. Aslan Kral ise o an özgür olacaktı. Sonrasında istediği kişiyle nişanlanabilir ya da evlenebilirdi, İblis'in umrunda değildi. Kendi içinde zannettiği buydu. Tek istediği şey her geçen gün acı çeken bu ruhunun huzuru bulmasıydı. İçinde alevlenmeye başlayan bu arzu Kral'a meyilinden değil, ölüme olan meyilindendi sanıyordu.

"Hıh! Nişanlısıymış?" Sinirle söyledi İblis, odanın içinde öfkeyle hareket ederken iç dudağını ısırdı. Bahçede yaşananlardan sonra soluğu odasında almış ve minderde kitap okuyan yardımcısına söyleniyordu. Junmyeon ise onu göz ucuyla dinlesede, sessizce kitabını okumaya devam ediyordu. Efendisinin gözlerinden alev çıkmasına sebep olan şeyi merak ediyor sayılmazdı. Hatta Kral ile ilgili hiçbir şeyi merak etmiyordu. İlgi alanının yakınından geçmiyordu.

"Onun için endişelenmiş biliyor musun?" Göz devirdi. Kral Baekhyun'un kulağından düşen küçük mavi gül hala elinde duruyordu. "Hatta özlemiş, ne hoş." İblis'in gözleri kıskançlık aleviyle parladı tısladığında. Gözleri kızılın en derin tonuyken, insan formunda bile oldukça korkutucu görünüyordu. "Ne cürretle, benim iznim olmadan onunla gider?" Bu defa öfkeli sesi tüm odada yankılandı. Elindeki küçük gül bir anda öfkesiyle alev aldı ve külleri yere süzüldü. Junmyeon ise göz ucuyla kısa bir an ona baktı ifadesizce, hemen ardından sessizce kitabına geri döndü. Şu an yaşadığı kriz ona müstahaktı. "Senin nişanlın az önce bir İblis'i öpüyordu, ahmak kız." Özgüvenle bağırdı sanki kıza ulaşmasını istercesine. Junmyeon bu defa duyduğu ile kitabı hızla bırakıp ona döndü. Şaşkınlıkla büyüdü gözleri, oturduğu yerden kalkarken. Ne yani o ölümlü Kral'ı öpecek kadar mı gözü dönmüştü Chanyeol'ün?

"Onu öpecek miydin? Eğer o kız gelmeseydi?" Parmağını korkusuzca İblis'e doğrulttu Junmyeon, artık tüm ilgisi onun üzerindeydi. "Bu kadar mı döndü gözün?" Soran gözlerle baktı efendisine. Tamam onu anlamaya çalışıyordu ama o kendisini kaybetmiş gibi davranıyordu. Chanyeol olduğu yerde durdu, yardımcısını süzdü. Gözleri hala alev alev parlıyordu. "O küçük şeytanın tek derdi güç, zenginlik ve şöhret! Kral'ı sevmiyor bile, ölümlüler bunu göremeyecek kadar aptal." Dedi sadece kendi derdini önemseyerek. Genç çocuğun sorusunu umursamadı yine ve yine. Canı ne istiyorsa onu söylüyor ve cevaplıyordu karşısındakini umursamadan. Tam tekrar hareketlenecekken, genç çocuk karşısına dikilip onu durdurdu.

White Darkness/chanbaek Where stories live. Discover now