|3|

196 27 111
                                    

"Prensesin Gözyaşları"

"Tarifi zor bir şey var

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Tarifi zor bir şey var."

nil ipek // havada bir hinlik var

"Henüz şahsi olarak tanışma fırsatımız olmadı." dedi hala yerde yatan adama göre epey sakin ve kontrollü bir sesle. Sırtında birleştirdiği elleri arasındaki hançerin ucundan kan damlaları kayıp zemine düşüyordu. Prenslerin ve bakanların onda dolaşan şaşkın bakışlarını hissedince daha çok gülümsedi ve "Ben Jennie." dedi bu keyifli hali sesine de yansıtarak. "Prens Chanyeol'ün kız kardeşi ve Lián Krallığı'nın tek prensesiyim."

Aralık kapıdan içeri sızan güneş ışığı genç kızın silüetine hoş bir gölge düşürürken prenses başını biraz daha kaldırdı ve parıldayan gözlerini genç kralda dolaştırmayı sürdürdü. Avuç içlerindeki sızıyı sımsıkı tuttuğu hançerin kabzasıyla gizliyordu. Etrafta dolaşan fısıltılar duyulmayacak gibi değildi. Ne saçmalıyor bu kadın? Krala böyle bakmaya nasıl cüret edebilir? 

Yixing genç kızın gözlerindeki alaycılığın altında yatan niyeti okumaya çalışarak bir süre onu seyretti ancak kısa sürdü bu. Odaklanması gereken asıl şeye, burada tam olarak neler döndüğüne yoğunlaşarak bakışlarını kanlar içindeki adama çevirdi yeniden. "Derdin nedir efendi?" diye mırıldandı. İki yanındaki asker genç kralın sözleriyle birlikte adamı ayağa kalkmaya zorladılar. Aksak nefesler alıyordu.

"Majestleri." dedi aynı telaşlı ve korkmuş havasıyla. "Ben burada, at çiftliğinde çalışanlardan biriyim. Eşim de saray mutfağında aşçılara yardım eder. Mutfağın kapısında onunla konuşuyordum. Bütün gece çiftlikte nöbet tuttuğumdan biraz yorgun ve öfkeliydim. Bana bu ayki parasını alamadığını söyleyince hiddetleniverdim, sesimi yükselttim ona. Sonra birden prenses ortaya çıkıp beni hırpalamaya başladı." Ses tonu biraz daha inceldi. "Prenses olduğu için ona el de kaldıramazdım." dedi. "Dövdü beni."

Bak sen şu işe, dedi kalabalıktaki fısıltı. Merhum kral sağ iken böyle şeyler yapmazdı, şimdi masumlara da el mi kaldırır olmuş? Babasının yasını biraz bile tutmuyor mu? Ne bekliyorduk ki... Acımasız prenses. 

"Şimdi siz söyleyin." 

Genç kral prensese döndüğünde sesler kesilmişti. Jennie gözlerini Yixing'ten bir an olsun ayırıp da etraftaki kalabalığa yahut pek öfkeli olduğuna adı gibi emin olduğu ağabeyine çevirmeden "Eşine yalnızca bağırmıyordu." dedi. "Ona el kaldırmıştı. Üstelik hiddeti eşi parasını alamadığı için değildi. Mutfak ahalisinin denetimiyle bizzat ilgileniyorum, herkese parası verildi. Bu herif sadece eşinin parasını elinden almaya çalışıyordu."

"Bana parayı almadığını söyledi!" diye yükseldi adam. "Üstelik biz evliyiz, Majestleri. Geçimimizi birlikte sağlamamız icap etmez mi?"

"Meyhanede geçirdiğin vakit de geçiminize dahil mi?" diye mırıldandı Jennie yamuk bir gülüşle. Adamın suratı öfkeden kıpkırmızı olsa da bir şey söyleyemedi. Genç kız bu afallamadan hoşlanmış gibi göz ucuyla baktığı adamdaki bakışlarını yeniden krala yönelttiğinde Chanyeol çatık kaşlarla onu süzmekteydi. Jennie böyle davranacak biri değildi. Gerçekten bu aptal adama o kadar sinirlendiyse yalnızca bir hafta beklemesi yeterliydi oysa. Sonrasında kral kim olursa olsun Chanyeol kardeşleriyle anlaşıp adamı zindana attırabilirdi. Sanki mümkünmüş gibi daha çok çattı kaşlarını. Sevgili kız kardeşi bir şeyler çeviriyordu.

l o t u sWhere stories live. Discover now