|2|

257 38 292
                                    

Kaç okuyucum olduğunu anlayabilmem adına yalnızca bu bölüm için okuyan herkes oylarsa çok sevinirim. Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi de bekliyor olacağım~

"Altın Kafesteki Ejderha"

"Onlar benim düşüşümü görmek istiyorlar

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Onlar benim düşüşümü görmek istiyorlar."

ro ransom // see me fall

Pirinç şaraplarının beyaz damlaları, başkentin izbe sokaklarında ince bir yol çizip neşe dolu gürültülerin arasından geçip gittiğinde ejderhanın gidişinden birkaç saat sonrasıydı. Fıçıların biri gidip diğeri geliyor, halk bir türlü eğlenceye doymuyordu. Müşterilerin daha fazlasını istediklerini belli edercesine ahşap masaya vurdukları yumruklar karmaşık bir melodi yayıyordu etrafa. Ayyaş adamların savsak adımlarına alışkın olan taş yollar, o gece daha fazlasını taşımak zorundaydı. Zira en küçüğünden en büyüğüne kimsenin gözüne uyku girmemişti. Ejderha onlardan birini kral seçtiği için böbürlenen erkekler, buna rağmen endişeli ve havadise temkinli yaklaşan kadınlar, her şeyden bihaber yalnızca oyun peşinde olan çocuklar gezinip duruyordu dar sokaklarda. Lián ilk kez böylesi bir curcunaya şahitlik ediyordu.

"Ejderha Yixing'imizi kral seçtiğinde prenslerin yüz ifadesini görmeliydiniz!" dedi kalabalıktan bir adam. Karşı caddedeki pamukçu dükkanının sahibiydi. Küçücük tabureye zor sığdırdığı bedeni her hareketinde sallanıyor, kirli suratına rağmen her kelimesinde yüzünde parlak ve heyecanlı bir gülüş peyda oluyordu. Diğerleri kaba sesleriyle gülüştüler.

"Bizim Minha da az değilmiş." dedi bir başkası. İlkine tezat daha minyon tipliydi. İçkisinden bir yudum daha alıp sararmış dişlerini gözler önüne sererek konuştu. "Kaşla göz arası kraldan peydahlayıvermiş çocuğu. Biz de aşkını dillere destan sanırdık."

"Eee," dedi ilk adam, yine gürültülü bir ses tonuyla. "Bu işler böyle.. Hem fena mı etmiş, ejderha tak diye geldi buldu oğlanı. Şimdi altın tahtta oturuyor."

Yeniden gülüşmeler duyuldu. "Fena etmedi de kocasına üzülüyorum." diye mırıldandı diğeri. Üzüldüğü falan yoktu. "Minha'nın peşinde az koşturmadı o da."

"Ders alıp karılarınıza sahip çıkın işte." İri adam boğumlu parmakları arasında küçücük kalan bardağı yudumladı. "Yoksa Minha gibi kaşla göz arası sizinkini de düze-"

Suratına çarpan bastonla beraber lafı yarıda kesilip, zar zor denge kurduğu tabureyle birlikte devrildiğinde aniden sessizleşti kalabalık. Bastonun sahibi elindekini sakin bir tavırla yere indirip yerdeki yığına baktı acıyan gözlerle. "Kes sesini." diye mırıldandı. Sedir şapkasının arasından sıyrılan beyazlar düşmüş saçları ve huysuz ifadesiyle Ka Yee'nin babası Ryuiji'den başkası değildi. Etraflarına toplanmış adamlara baktı. "Bir daha rahmetlilerin arkasından ileri geri konuştuğunuzu duyarsam-"

l o t u sWhere stories live. Discover now