BEATİFUL MEMORİES-6

171 17 1
                                    

Gözlerimi araladığımda odamda yatıyordum ,ve aşağıdan tek bir ses bile gelmiyordu sanırım ,parti bitmişti ,durun hayır bitmemiş bahçeden son anda duyabildiğim seslere karşılık hemen ayaklandım ,odada benden başka kimse yoktu. Hemen koşar adımlarla aşağı indim ve bahçeye çıktım. Kevin yanıma gelip belime tek elini dolayıp ona ayak uydurup yürümemi sağladı. Bahçede duran kocaman sahneye benide alıp çıktığında ,mikrofonu eline aldı ve konuştu "işte güzelimiz geldi ,geri sayıma saniyeler kaldı ,hadi gençler eşlerinizi alın ve beklemeye başlayın ,beklerken kim müzik dinlemek ister?" ,herkes çığlık attığında Kevin tekrar konuştu "üzgünüm ama müzik dinlemeye vakit yok ,hadi geri sayım". Herkes saymaya başladı bağırarak ve tabi bende "20 19 18 17 16...". Geri sayım bittiğinde Kevin elimden tutup beni sahneden indirdi ,herkes sevinç çığlıkları atarken biz içeriye giriyorduk. İçeri girdiğimizde elimi tuttu ve gözlerimi eliyle kapattı ,artık makyajımı umursamıyordum ,yüzük parmağımdan bir şeyin geçip takıldığını hissettiğimde Kevin elini gözlerimden çekti ,gözlerimi hir kaç kez kırpıştırdıktan sonra elime baktım ,KEVİN AZ ÖNCE BANA BİR YÜZÜK TAKMIŞTI ,şaşkın yüz ifademle Kevin'a bakarken Kevin konuştu "bundan kaçışın yok ,sen benim sonsuza kadar karımsın ,normalde zaten şu herkesin özel olduğu yerde de evli gözüküyormuşuz ,bende bari bi simgesi olsun dedim". Hala şaşkın şaşkın ona bakarken ,birden içimden ona sarılmak geldi ama bunu yapmayacaktım ,susup yanından geçip uzaklaştım. Odama girdiğimde kapıyı kilitleyip kendimi güvende hissetmek için tabletimden şarkı açtım. Makyajımı temizleyip üzerimi değiştirdim. Yatağa uzandım ve en sevdiğim şarkıyı dinlemeye başladım ,nakarata geldiğinde mırıldandım " So love me like you do, love me like you do

Öyleyse sevdiğin gibi sev beni

Love me like you do, love me like you do

Sevdiğin gibi sev beni

Touch me like you do, touch me like you do

Dokunduğun gibi dokun bana". Kapım tıklandığında sesimi çıkartmadım Kevin kapının diğer tarafından bezmiş sesiyle konuştu "bak istemiyorsan verebilirsin ,bağır bana ,belki kabul edersin diye düşünmüştüm". Kevin söylediğinde anca gelmişti aklıma yüzüğün hala parmağımda takılı olduğu ,kararsızdım her zamanki gibi ama bu sefer onu üzmek istemeyip sesimi biraz yükseltip "bende kalabilir ,sorun değil Kevin ,sonuçta tüm ömrümü seninle geçireceğim" dedim. Ses gelmeyince şarkıyıda kapatıp komidinin üzerinde duran gece lambamı açtım ve ışığı kapattım ,tekrar yatağa ilerlerken Kevin'dan ses geldi "seninle uyuyabilirmiyim? ,merak etme bir şey yapmayacağım". Gülümsedim ve düşünmeye başladım ,sonuçta tüm hayatım boyunca onun ile geçirecektim ,onunla iyi olmaya baksam güzel olurdu aslında yoksa bana tüm hayatımı zindan ederdi bana. Kilidi açıp girmesine izin verdim. Üzerinde siyah yazısız bir polar altında ise ona bol gelen ve yine siyah renkte bir eşofman vardı ,bu çocuk siyahtan başka renk giymezmiydi. Kapıyı kapatıp yatağın köşesine ona sırtım dönük olacak şekilde yattm ,Kevin kıkırdayıp yanıma yattı ve "merak etme yemem" dedi ,istemsizce gülümsediğimde söylediğine karşılık olarak "uyurmusun ,buraya konuşmak için geldiysen kapı orada ,bak ayaklarında var rahatça yürüyüp çıkabilirsin buradan" dedim. Kevin tamam dedikten hemen sonra sessizliğe boğuldu ,bende rahatça uyudum...

Sabah ,saat 08.26

Gözlerimi yavaşça araladığımda hala akşamki konumumdaydım fakat aynı olmayan tek şey vardı belimdeki eller. Kevin'ı uyandırmamaya dikkat ederek ellerini üzerimden kaldırdım ve yavaşça kalktım. Aşağı indiğimde Elsa elindeki poşetlerle kapıda duruyordu ,vampir hızını kullanıp mutfağa poşetleri bıraktı ve yanıma geldi. Bana sıkıca sarıldıktan sonra "günaydın tatlım" dedi ,bende "günyadın Elsa" dedim. Bana sarılmayı bırakıp konuştu "üzerime rahat bir şeyler giyeceğim sen kahvaltıyı hazırlarmısın?" ,kafamı sallayark onu onayladığımda Elsa merdivenlere yöneldi bende mutfağa. Aklıma esen bütün her şeyi yapmaya başladığımda Elsa bana yardıma geldi ,iki kız kahvaltı hazırlıyorduk. Masada ki her şey tam olduğunda (kahvaltı masası multide) merdivenlerden inen iki kişi dikkatimi çekti ,bizimkiler mutfağa daldıklarında ıslık çaldılar ,şaşkın şaşkın masaya bakarlarken biz yerimize yerleşmiştik bile. Dylan Elsa'nın önündeki yere yerleşirken Kevin yanıma gelip yanağıma öpücük kondurdu ,Dylan "aile var olum ,tamam karın var diye niye hava atıyon ki?" dediğinde ,Elsa sevinçle "Karın? Evlimisiniz?" diye sorduğunda gülümsedim ,nedense Kevin'a karşı duygularım artık eskisi gibi karamsar değildi ,daha çok yakınlaşıyorduk birbirimize ,zaten onunla bir ömür geçirecektim onun için aramızın iyi olaması zorunlu gibi hissediyordum. Parmağımdaki yüzüğü gösterdiğimde Elsa sevinçle bana sarıldı , benden ayrıldıktan sonra Dylan'a dönerek "sen zaten klasikleri oynayıp yılbaşı gecesinde beni öpüp çıkma teklifi et ,millet evlenme teklifi ediyor sen hala klasiklerde kal" dedi ,ne yani ikisi çıkıyorlarmıydı şimdi?. Kevin karşımdaki yerine yerleşirken Dylan "bak bizi ne hallere düşürdün şimdi kardeşim ,olum çıkma teklifi etsen ne olurdu sanki? ,evlenme teklifi niye ediyorsun ki? Pisliksin kardeşim" dedi Kevin'a. Kevin kıkırdadığında bende kıkırdadım ,herkes tabaklarını yemeklerle dolduruyordu ki kapı çaldı. Kevin ayağa kalkıp "ben bakarım" dedi. Kevin'ın kapıyı açma sesi ile merakıma yenik düşüp bende kalktım ve kapıya ilerledim. Kapıda dikilen Kevin'ın yanına gelip dışarıdaki kişiye baktım ,postacıydı , -_- ,postacı bana dönüp "Kayla hanım siz olmalısınız ,bu size gönderildi" boyum kadar bir kutuyu adam arkadan getirirken postacı parmağıyla gösteriyordu. Uzattığı belgeyi imzalayıp kutuyu içeri bırakmalarına izin verdim. Kevin yanıma geldi ve kutuyu sanki içini görecekmiş gibi gözlerini kısmış inceliyordu ,Elsa ve Dylan'da salona girdiklerinde kutunun üzerindeki bantlara baktım sonra Kevin'a dönüp "ben oraya uzanamıyacağıma göre" dedim. Kevin ne demeye çalıştığımı anlayınca hemen kutunun üzerindeki bantları sertçe çekti ve bantların yırtılmasını sağladı ,hemen kapaklarını açtı ve içine baktı ,Kevin'ın yanına gidip şaşırmış yüzüne baktım ,içindeki şeyi görmek içon zıpladım ama nafile, en sonunda Kevin bunu fark edip beni kucağına alıp kaldırdı kutunun içindeki şeye baktım ,bunlar uyuyan ve üst üste koyulmuş kedi yavrularıydı ,ama bunun için bu kadar büyük kutuya ne gerek vardı ve bu kutuyu kimin gönderdiği belli değildi ,kutun içine eğilip iki tane kediyi elime aldım ,Kevin beni geriye çekerken kedilerin hepsi uyanmıştı bile , Elsa kutudan bir kaç tane kedi daha alıp yanıma geldi biz kedileri severken Dylan ve Kevin'da geriye kalan kedileri kutudan çıkartıp salonda gezinmelerine izin verdiler bir kaç tanesi mutfağa gittiğinde Dylan "hayır o yemekler bizim" diye bağırarak peşlerinden girdi. Kevin "bu kediler evde durmayacak değil mi?" diye sordu Elsa ve bana ,bizde Elsa ile birlikte aynı anda Kevin'a cevaben "burada kalacaklar" dedik. Dylan içeri mutfaktaki kediler ile girdiğinde kedileri sayıyordu. Dylan şaşkın bir şekilde saydığı kedi sayısını söyledi "34". Aklıma gelen fikirle konuştum "Dylan ve Elsa siz kediler için internetten bakım malzemeleri bakın ,Kevin kedi maması ve kapları alacağız bizde ,yan komşumuzun küçük bir kızı olacaktı kedi istiyordu ne zamandan beri ,annesi de kedilerin çok yatırım istediklerini söyleyip dururdu ,kaç tane kedi istiyorsa kıza verelim ,kedinin yatırımını ben yapacağım". Herkes söylediklerimi onayladığında kedilere dolapta duran yeni aldığım 8 kutu sütü tabaklara boşaltıp salona koydum ,herkes masaya tekrardan yerleşti, yemeklerimizi bitirdiğimizde Elsa vampir hızını kullanıp masayı ve bulaşıkları topladı. Ben hazırlanmaya odama giderken keşke ışınlanma ve enerji tüketmeden giyinebilme gücüm olsaydı diye düşünüyordum bir yandanda. Üzerime pembe kazak giydim ,kazağın üzerinde 've you' yazıyordu ,aslında bunlar eşti diğeri siyah renkteydi ama kimse almamıştı hatta görevli sadece bir kişinin aldığını söylemişti ,kazağın siyah olanında ise ' I lo' yazıyordu ,altıma parlament mavisi kotumu giydim ,pembe gopuklu ayakkabılarımıda giyip eyeliner çektim ,toz pembe ruj sürdüm ,mavi bilekliklerimi taktım ve parlament mavisi çantamı alıp içine telefonumu ,mendil vb şeyleri ,makyajım bozulursa diye bir kaç makyaj malzemesi ve cüzdanımı koydum. Odamdan çıkıp aşağı indim ,üzerime kabanımı geçirip Kevin'ın yanına yani arabaya gittim. Arabaya biner binmez bana dönük olan Kevin'ı süzdüm ,aman tanrım ,Kevin'ın üzerinde şuan benim kazağımın eşi vardı ,birleşince 'I love you' kelimesini oluşturuyorduk. Şaşkınca ona bakarken Kevin sadece kıkırdamış ve arabayı çalıştırmıştı ,sonunda aklıma gelen sinsi fikirle konuştum "avm'ye gidiyoruz Kevin ,bugün benim günüm". Kevin'ın yüzü düştü ve "ben seni bıraksam sonra çıkıştada seni alsam olmaz mı?"diye sordu ,kafamı olumsuz anlamda salladığımda tekrar konuştu "bana neden bu eziyeti çektiriyorsun" ,benimde aklıma gelen ilk bahaneyle cevap olarak "çünkü benim kocamsın ,katlanacaksın" dedim. Kevin pişman yüz ifadesiyle benim duymayacağım bir şekilde mırıldanmaya çalıştı ama duymuştum "keşke vermeseymişim yüzüğü". Umrumda değildi açıkçası ne dediği ,gelecekti. Avm'ye geldiğimizde arabadan indim ,Kevin'da sinsi sinsi sırıtarak yanıma geldi ve elimi tuttu sonrada "madem karımsın o zaman elini tutabilir" dedi. Bak şimdi ,bu hiç olmadı işte. Hızla avm'ye giriş yaptık ,ilk olarak pet shop'a girip üç büyük paket kedi maması aldık ,34 tane kedi maması kabı aldık sonra bir kaç oyuncak aldık ve görevlilerin isteği üzerine avm'nin arka çıkış kısmından çıkarken paket olarak alacaktık. Bir güzellik mağzasına ,Kevin'ı zorla sokarak girdim ve kendime parfüm bakmaya başladım ,Kevin yanımda dikilirken mağazadaki tek ve ilgi çekici erkek o olduğu için herkes ona bakiyordu ,sonra bana bakıp uzaklaşıyorlardı. Bir tane sarışın ve bol makyajlı görevli yanımıza gelip "ne arıyordunuz?" diye sordu Kevin'a ,kadını takmayıp parfümlere bakarken Kevin konuştu "karıma parfüm bakıyorduk da ,pek yardım edebileceğiniz bir konu sayılmaz aslında" ,bir parfüm bulmuştum Kevin'a dönüp ,kadına inat olsun diye ,"kocacım sence bu nasıl?" dedim. Kevin parfümü alıp kokladıktan sonra bana uzattı ve "güzel ama ben senin kokunu seviyorum" dedi. Görevli kadın kızardı ve yanımızdan uzaklaştı. Ben içimden kahkahalar atarken Kevin sırıtıyordu. Parfümü aldıktan sonra ordanda çıkıp giyim mağzasına girdik ,kendime bir kaç jean aldım ve bir kaç polar ,ayakkabı ,kemer ,kazak ,takı aldım ,sonunda erkek bölümüne geçip Kevin'a bir kaç gömlek kot ,kazak ,ceket ,benim ısrarımla alınan papyon ve kravat ,parfüm aldık. Başka bir mağazaya girdik ,burada her şey vardı ,alışverişte kullanılan arabalardan alıp içine kendi poşetlerimizi koyduk sonra dergiler kısmına ilerleyip ,en son çıkan dergileri alıp arabaya attım ,Kevin yemek kısmına arabayıda alıp giderken ben son anda gördüğüm içeceklerden bir kaçını alıp arabaya koydum ,Kevin abur cuburları arabaya doldururken ben hazır çorbalardan alıyordum ,Kevin yanıma gelip elimekileri arabaya koydu sonra en üst rafın altındaki rafta gördüğü hazır pasta kekini eline alıp konuştu "pasta yaparmısın ?" ,kafamı olumlu anlamda salladıktan sonra "puding ,kremşanti ,bir kaç tane pasta süsü lazım" dedim. Kevin onları aramak için gittiğinde arabayı bana bırakmıştı ,ben artık çorbaları bırakıp makarnalara geçmiştim ,bir kaç tane makarna çeşidi beğenip arabaya koyduktan sonra etrafa baktım ,reyondan çıkacakken son anda gördügüm lazanyayı da alıp arabaya koydum. Kevin yanıma geldiğinde soylediğim her şeyi almıştı hatta söylemeyi unuttuğum sütü bile almıştı ,onlarıda arabaya koyduktan sonra kasaya ilerledik. Market arabası ile asansöre bindik ve otoparka indik. Arabaya ilerlerken aramızda şakalaşıyorduk ,herşeyi bagaja yükledikten sonra market arabasını kenara bıraktık ve arabayı kilitleyip tekrar avmye girdik. Kendime kitap bakarken Kevin kitabını seçmişti bile ,sonunda hush huhs serisinin son kitabı olan final'i  bulduğumda sevinçle Kevin ile kasaya ilerledik. Saat 18.09'du ve alışveriş sonunda bitmişti ,arabaya binip çıkışa ilerledik Kevin qrabadan inip pet shop'tan aldığımız eşyaları bagaja yerleştirdi. Eve geldiğimizde Kevin'ın yolda telefon ile tuttuğu iki görevli gelip bagajdakileri taşıdılar. Bizde içeri girip kedilere mamalarını verdik ,Elsa ve Dylan odalarına çekildiğinde yemek bize kalmıştı ,içimden bir şeyler artık çok baskın olduğu zaman yanımda duran Kevin'a sarıldım ve "bugünün teşekkürü adına" dedim...

BEAUTİFUL MEMORİES (Jelena)Where stories live. Discover now