•Beautiful Caregiver•

3.2*

-3 YIL SONRA-

"Min ji git babanı uyandır hemen gelsin"
Dedim
"Tamam anne"
Diyen Min ji koşarak merdivenlerden çıkarken masada boyama yapan Min Seo'nun yanına oturdum.
"Benim bebeğim ne yapıyormuş ?"
Dedim
"Boyama"
Dedi gülerek

"Aferin benim güzel kızlarıma"
Diyerek Min seo'nun anlını öptüm.
"Anne babam kalkmıyor."
Min ji'nin dediğiyle göz devirip merdivenleri çıkmaya başladım. Odaya girip Jimin'e baktım.
"Jimin uyan artık"
Diyerek kenardaki yastığı kafasına doğru attım.
"Yorgunum"
Dedi

"Min ji'yi okula Min seo'yu kreşe bırakman gerek!"
Dedim sinirle, yatakta oturur pozisyona gelip bana baktı.
"Tamam uyandım"
Dedi
"Kalk ve aşağıya gel"
Dedim
"Tamam"
Diyince odadan çıkarak aşağıya indim.
"Min ji masaya"
Dedim

"Babam gelmiyor mu anne ?"
Dedi Min ji
"Geldim prensesim"
Diyen Jimin merdivenlerden iniyordu.
"Günaydın baba"
Dedi Min ji
"Günaydın birtanem"
Dedi Jimin masaya oturarak, Min seo'yu mama sandalyesine oturtarak sandalyeyi Jimin'in yanına doğru ittim.

"Ablam başkan! Abla başkan!"
Gülerek ellerini birbirine vuran Min seo'ya baktım.
"Yaa Min seo ben söyleyecektim!"
Dedi Min ji
"Başkanlık seçimi açıklandı mı ?"
Dedi Jimin
"Evet baba, ben sınıf başkanı seçildim"
Dedi Min ji
"Aferin benim bebeğime"
Diyerek anlını öptüm.

"Kimin kızı ?"
Dedi Jimin
"Doğru benim kızım"
Dedim sırıtarak, hep birlikte kahvaltı yapmaya başladığımızda Min seo'yu yediren Jimin'e gülümseyerek baktım.
"Kızım yesene deli etme beni"
Diyen Jimin Min seo'yu inatla yedirmeye çalışıyordu.
"Yedirdim ben onu, eline patates kızartması ver oyalansın"
Dedim

Jimin patates kızartmasını Min seo'nun eline tutuşturduktan sonra hep birlikte sohbet eşliğinde kahvaltımızı bitirdik.
"Hadi bakalım okul vakti gelmiş"
Dememle Min ji ayaklandı. Ben Min ji'nin çantasını sırtına takarken Jimin Min seo'nun önlüğünü çıkartarak onu kucağına aldı. İlk Jimin'in elini tutan Min ji'nin yanağını ardından kucağındaki Min seo'nun anlını en son ise Jimin'in dudaklarını öptüğümde hepsi birlikte evden çıktı.

•••••

Kapının açılma sesiyle kapıya doğru baktım.
"Anne biz geldik"
Diyen Min Ji'yi görünce gülümsedim.
"Hoşgeldiniz"
Diyerek Min ji'nin yanağını öptüm.
"Hadi bakalım sen banyoya ama oyun oynamak yok hızlı ol etrafı da çok dağıtma"
Dedim
"Tamam anne"
Diyen Min ji koşarak merdivenlerden çıkmaya başladı.

Jimin dudağıma küçük bir öpücük kondurduğunda güldüm ve kucağındaki Min seo'yu aldım.
"Ne zaman geliyorlar ?"
Dedi
"Birazdan gelirler gidip hazırlanmalıyım. Sende banyo yapıp hazırlan"
Dedim, beni onaylayınca merdivenleri çıkıp Min seo'yu yatağına yatırdım ardından bizim odaya girdim.

Dolabı açıp giyinecek birşeyler baktım. Sonunda oldukça rahat ve şık birşeyler bulunca elime aldım.

Düğmelerimi iliklerken odanın kapısı açıldı. İçeri altında bornoz üstü çıplak Jimin girdi. Yanıma gelerek bana arkamdan sarıldı.
"Görüyorum ki yıllar senden hiçbirşey götürmemiş"
Dediğiyle gülüp onu geri ittim.
"Yapma, hemen üstünü giyin birazdan burda olurlar."
Aşağıya inip ocaktaki yemeklerin altını kapattım.

Min ji geldiğinde ona malzemeleri verdim o da masaya götürdü. Son olarak yemekleri alıp içeri götürdüm. Kapı çalınca Min ji koşup açmaya gitti. Merdivenlerde gördüğüm Jimin kucağında yeni uyanmış huysuz Min seo'yla inip yanıma geldi. İçeri Lisa, Jungkook, abim, Jennie unni ve oğlu Min sung girdi. Hepimiz selamlaştıktan sonra herkes koltuğa oturdu.

Kapı tekrar çalınca ben gittim. Kapıyı açınca Jisoo unni, Jin oppa, Jung woo ve Sun yeon'u gördüm. Hepsiyle selamlaşınca içeri girdiler. Sun yeon'u kucağıma alıp yanağını öptüm.
"Bebeğim, hoşgeldin"
Dedim gülerek, sanki anlamışcasına güldü. Gerçekten güzel bir kızdı.
"Hadi masaya geçelim hemen"
Dedim, hep birlikte masaya oturunca Jisoo unni kızını aldı. Jimin Min seo'yu getirdiğim mama sandalyesine koyduktan sonra servisleri yaptım.

İşim bittiğinde oturdum hep beraber yemeklerimizi yemeye başladık.
"Keşke Chanyeol'da olsaydı burda"
Dedi Lisa
"Keşke ama işte Chanyeol sevgilisiyle Paris'te olmayı seçti"
Dedim
"En iyisini yaptı çocuk"
Dedi Jin oppa
"Niye, yoksa sende mi şuan Paris'te olmak isterdin ?"
Dedi Jisoo unni

"Ne alaka sevgilim ?"
Dedi Jin oppa
"Doğum sonrası oluşan kilolarım yüzünden böylesin değil mi ?"
Dedi Jisoo unni
"Ne alaka Jisoo ? Nasıl herşeyi doğum sonrası oluşan kilolarına bağlayabiliyorsun aklım almıyor"
Dedi Jin oppa
"Aa demek benim doğum sonrası oluşan kilolarım var öyle mi Jin ?!"
Dedi Jisoo unni

İkisinin atışmasını dinlerken Jimin kulağıma yaklaştı.
"Çok güzel gülüyorsun"
Dedi, ona döndüm ve uzun uzun gözlerinin içine baktım.
"Aşk görülemez, sadece hissedilebilir demişti bir gün bir kadın bana, fakat şuan bana o cümleyi sarf eden kişiyi görsem yanıldığını söylerdim. Ben senin gözlerinde gerçek aşkı defalarca gördüm. Ve hayatım boyunca gördüğüm en güzel şey buydu."
Dedim

Jimin anlıma uzun bir öpücük kondurduğunda gülümsedim ve harartle konuşan Jungkook'a baktım.
"...İşte sonra Lisa'yı gördüm ve ona tutuldum"
Dedi Jungkook Lisa'nın gözlerinin içine bakarak.
"Yaa ne romantik"
Dedi Jisoo unni
"Jin'de beni sevdiğini belli etmek için her zaman masama tavuk bırakıyordu."
Jisoo unninin dediğiyle hepimiz kahkaha attık.

"İyi sizinkiler onları yapmış. Yoongi'ye ilk ben çıkma teklifi ettim"
Dedi Jennie unni
"Karıcığım yapma utanıyorum"
Abimin dediğiyle hep birlikte güldük.
"Rose'de beni ilk gördüğünde kafamda vazo kırmak üzereydi"
Jimin dediğiyle ilk karşılaşmamız aklıma gelince yüzümde hafif bir tebessüm oluştu.
"Evde 2 kızdık seni de hırsız zannettim dua ette o vazo yerde kırıldı"
Dedim

Jimin gülerek bana sarıldı ve o gün kesilen elimi tutup iz bile olmamasına rağmen tam yarayı bulup üstünden öptü. Aşkla gözlerinin içine bakarken gülümsedi. Gözlerimi ondan çekerek etrafımda gülüşen kalabalığa baktım. Yıllar önce ki ikizinin ölmemesi için canını bile verecek olan Chaeyoung'a bu olanları anlatsam kesinlikle sadece güler geçerdi. Çünkü o aşka inanmazdı, dostluğa da, hayatındaki tek gaye çalışıp ikizini kurtarmaktı fakat o Chaeyoung değişti, aşk onu değiştirdi. Ben Rose'yim...

-S̶O̶N̶-

Devam Edecek :)