2.8

842 90 68
                                    

Üstümdeki gelinliğe bakarak güldüm.
"Anne çok güzel oldun"
Dedi Min ji, gülümseyerek ona döndüm.
"Bana diyene bak, tıpkı prenses gibi olmuşsun"
Dememle kıkırdadı. Odaya heyecanla Lisa girdi.
"Hadi gitme vaktin geldi"
Dedi, onu onaylarken kapı açıldı ve içeri biri girdi.

Kafamı kaldırıp abimi görünce gülümsedim yanıma gelip anlımı öptü.
"İşte şimdi gerçek bir prenses gibi oldun"
Demesiyle dolu gözlerimle güldüm. Kolunu uzattı gülümsemeye çalışarak koluna girdim.
"Min ji gel hadi biz babanın yanına gidelim"
Diyen Lisa Min ji'yi kucağına aldı ve ikisi birlikte gitti.

Karşımızdaki kapı açılınca abimle birlikte yürümeye başladık dokunsalar ağlayacak gibiydim. Karşıdan gülerek bana bakan Jimin'i görünce içim biraz olsun rahatladı.
Abimle Jimin'in yanına gidince abim benim kolumu kendi kolundan çıkararak elimin üstüne minik bir öpücük kondurarak elimi Jimin'in bana uzattığı elinin üstüne koydu. Burnumun direği sızlarken ağlamamak için kendimi sıktım.

"Chaeyoung bu yaşına kadar hep mutlu ol istedim şimdi de öyle olmasını istediğimden seni destekliyorum"
Demesiyle güldüm. Alttan alttan Jimin'e beni üzerse onu mahvedeceğini söylüyordu.
"Ben anladım hyung merak etme, bundan sonra hayattaki tek amacım ailem olacak"
Diyerek bana baktı.

"Umarım Jimin"
Diyerek yavaşça Jimin'in omzuna 2 kere vurarak gitti. Bir süre sonra nikâh memuru geldi ve sorularımızı sordu bizse evet dedik tabii Jimin'e pislik olsun diye biraz uzun beklemiştim kalpten gideceğini fark ettiğimde uzatmadan evet demiştim. Jimin tam beni öpecekken kenardan gelen sahte öksürükle geri çekilip anlımı öptü.

Abime dönünce gülerek bana baktı bende güldüm. Jimin elimi tutarak beni sahneye doğru çekti. Birlikte yavaş bir şarkıda dans etmeye başlamışken bir süre sonra Jennie unni, abim, Lisa'yla Jungkook geldi. Abim Lisa'nın Jungkook'la dans ettiğini görünce koşar adım yanlarına gitti. Jennie unnime baktım. Göz devirip peşinden koşmaya başladı.

"Yoongi rahat bırak çocukları!"
Onların bu haline gülerek Jimin'e döndüm o da gülerek beni izliyordu.
"Ne o çok mu güzelim ?"
Dedim
"Evet, hem de çok"
Demesiyle etrafa baktım. Abim Jungkook'la uğraşıyordu parmak uçlarıma yükselerek Jimin'in dudaklarına minik masum bir öpücük kondurdum.
"Bayıldım bu yaptığına"
Dedi sırıtarak

Jisoo unninin geldiğini gören Jimin benden izin isteyerek onun yanına gitti. Bende peşlerinden gittim. Jisoo unni Jimin'in yanağını öptü Jimin de onu öperek sarıldı. Jisoo unni beni fark edince yanıma gelip bana sarıldı.
"Rose üzgünüm geciktim"
Benden ayrılıp gülümseyerek yüzüme baktı.
"Şükür iyisin, üzülme sadece bir tanesi gitti. Sonuçta biri sizinle hem Min ji var onunla avutursun kend-"
"Jisoo!"
Jimin'in bağırmasıyla Jisoo unni irkildi.

Bir dakika...biri gitti, Min ji'yle avutursun kendini, hastanede de işkillenmiştim zaten çünkü Jimin benim sadece merdivenden düşmeme o şekil ağlayacak biri değil, dolu gözlerimle Jimin'e döndüm.
"İkizlerdi değil mi ?"
Dedim, Jimin elini saçlarının arasından geçirip yanıma geldi.
"Özür dilerim sanırım bir pot kırdım"
Dedi Jisoo unni mahçup bir şekilde

"Hayır unni, pot falan kırmadın. Hatta sana teşekkür ederim çünkü senin bu yalancı kardeşinin bana bunu söyleceği yoktu!"
Dedim
"Rose"
Dedi Jimin çaresizce
"Eve gitmek istiyorum"
Dedim
"Tamam eve gidelim sevgilim"
Diyerek elimi tutmak için uzandığında hızla elimi çektim.

Jimin hareketime bozulduğunda dolan gözlerimi ondan kaçırdım. Jimin kenardaki Lisa'nın kolunu tuttu.
"Min ji'ye bak, biz eve gidiyoruz"
Dedi
"Nereye ?"
Dedi Lisa
"Sorma Lisa, gidiyoruz işte Min ji'ye sahip çık"
Dedi, Lisa bana baktığında kötü birşeyler olduğunu anlayarak onu onayladı.

Jimin ilgimin dağılmasından yararlanarak elimi tuttu ve beni peşinden çekmeye başladı. İçeriden çıktığımız gibi yüzümüze vuran soğuk havayla irkildim. Arabaya bindiğimizde kafamı cama doğru yaslandım. Bağırıp çağırarak ağlamak istiyorum Jimin'e vurup kızmak istiyorum ama hepsi benim suçumdu, onu ben öldürmüştüm.

Araba kısa sürede evin önünde durunca Jimin'e baktım. Kemerini çözerek indi yanıma gelip kapımı açtı. İndiğinde eve ulaşan yolu yürümek bile benim için eziyet haline gelmişti. Birlikte eve girdik.
"Rose susma, biliyorum içten içe kendini yiyorsun benim suçum diyorsun ama senin suçun değil bana bağır istediğin kadar vur sadece susarım ama yeter ki sen susma"
Demesiyle ona baktım.

"Neden sakladın ?"
Dedim sadece
"Sadece iyi olmanı istedim"
Dedi
"Sonsuza kadar saklayacak mıydın bunu benden ?"
Dedim
"Hayır, hayır sevgilim. Çocuğumuzu kucağımıza aldığımızda ve sen iyi olduğun ilk ân seni karşıma alıp sana herşeyi anlatacaktım."
Dedi

"Gittiği yerde iyi midir ?"
Dolu gözlerimle dediğim şeyden sonra Jimin beni kendine çekerek sımsıkı sarıldı.
"İstediğin kadar ağla, istersen sabaha kadar ağla"
Demesiyle hıçkırarak ağlamaya başladım. Hem ağlıyor hem de Jimin'in göğsüne yumruk atıyordum.
"Ben onu öldürdüm sense gitmesine izin verdin!"
Dedim çığlık çığlığa

•Beautiful Caregiver•Onde histórias criam vida. Descubra agora