01.

4.6K 78 0
                                    

Gözlerimi açtığımda karşımda Seren ablayı gördüm. Başımı sağa çevirdiğimde mas mavi denize bakakaldım. Doğru ya biz Istanbul'la dönüyorduk. "İyi misin?" Serene bakmadan onayladım. Camdan manzarayı izledim.
Aslında uçmaktan korkarım ama bu çok etkileyeciydi.
Bazen korktuğun şeyi denemen lazım.

"Arık abim evde olacak değil mi?" Seren gözlerimi kaçırdı ama pek umursamadım. Arık nasıl olsa eve gelecekti. Bütün gün dışarda işlerle uğraşmayacaktı herhalde. "Çağatay yok inşAllah." Seren gülüp başını salladı. "Maalesef evde ama ben varım. İkimiz takılırız." Onayladım. Benden bişeyler saklıyorlar. Yoksa neden beni İsviçreden Istanbul'la çağırsınlar?
"Kulkan?" Seren başını salladı. Oh be bir manyağı daha kaldıramam. "Ögeday zaten kendi dünyasında yaşıyor." Seren abla gülüp suyundan bir yudum aldı.

Uçaktan indiğimizde bizi karşılamaya kimse gelmemişti. Ne bekliyordun? Baban seni almaya mı gelsin? Gözlerimi devirip Prada çantamdaki telefonu çıkardım. Arkadaşlarım bana »seni özlüyorum« mesajlar atmışlar. Beni kimse özlemez ki, sadece paramı özlüyorlar.

Seren ile siyah arabaya binip tanıdık villaya sürüldük. Tanıdık dediysem ikinci gelmem. Çocukken bir defa geldim ve şimdi işte. "Efsun abla nasıl?" Seren bana baktı. "İyi. Pek konuşmuyoruz ama sen sık sık görürsün." Cengiz Babamız bırakarsa tabi.

Villaya girdiğimde bazı işçiler bana selam verdiler. Ben umursamadan yukarıya çıktım. Bakalım ne kadar sürecek benim burda olmamı fark edene kadar. "Tamam o zaman ben odamdayım. Sonra yemeğe gelirim." Serenin yüzüne kapıyı çarpıp kendimi yatağa attım.
Burda olamyı zerre kadar istemiyordum.
Kapı açıldı ve Seren geldi. Ben bir kaç sahneye önce rahat bırakılmak istediğimi yeterince göstermedim mi?
"Berrak, Baban seni bekliyor."
Babam mı?

Yataktan kalkıp saçlarımı düzelttim. Seren ile Babamın ofisine girdik. Çağatayın gözü bana takıldı. "Hoş geldin сестра/sestra." (bacı) Abim bana sarılınca gözlerimi devirdim. Nefret ediyordum bu adamdan. "Kızım." Babamda bana sarıldı. Çekinerek ben de Babama sarıldım. Bu sevgi neyin nesi şimdi?
Ayrıldığımızda onlara soğukça baktım.
"Abim nerde?" Babam yere baktı. "Burdayım ya?" Çağataya bakıp ofladım. "Bana abilik yapan abimden bahsetiyorum." Seren gülüşünü bastırmaya çalıştığını duydum. Yüzümde yaramaz bir sırıtış büyüdü.

"Berrak Arık abin.." Babam masasına oturdu. "Ne oldu? Çiftlikte mi?" Çağatay güldü. Komik olan kısmı kaçırdım mı ben? "Arık öldü."

Başımı Serene çevirdim. Boynu eğik kapıda duruyordu. Çağatayın ifadesi soğuk, normal hali işte. "Şaka mı bu?" Babam başını salladı. "Ne demek öldü? Sizin için öldü mü yada..?" Çağatay kahkaha atıp tavana baktı. "Öldü Berrak. Nefes almıyor. Toprağın altında." Gözüm seğirmeye başladı.
"Komik mi?" Çağataya doğru yürüdüm ve göğüsünden geri ittim.

"Berrak!"
Babamın yüksek sesini duyunca durdum. "Ne var?" Babama bağırdım. Tamam ben bunlardan nefret ediyordum ama asla saygısızlık yapmamıştım. Babam şok altındaydı. "Sen Arığı hiç sevmedin! Kesinlikle Çağatay öldürttü Baba!" Çağatay abim gülme krizine girdi. Ben kendimi tutamıyordum. Elim abimin yanağına yapıştı.
"Yeter Berrak! Çık git! Seren çıkar şunu!"

Seren abla beni kolumdan tutup odadan çekmek istedi. Yok böyle içim rahat etmez.
Çağatayın yüzüne tükürüp kolumu Serenden çektim. "Bunun hesabını vereceksin, sestra."
Diye fısıldadı ve yüzünü sildi.
"Zevkle, Abi."
- "BERRAK!"

Odadan çıkıp merdivenlerden aşağı koştum.
"Berrak dur bekle!" Sereni dinlemedim bile. Kapıyı açıp sokağa koştum..

İntikam - çukur -Where stories live. Discover now