Bölüm 30

768 95 0
                                    

Hay aksi!

Kutuların sıra sıra dizilmiş olduğu holden geçerken ayağımı ferforje sehpaya çarptığımda ufak bir sancı yaşadım. Artık evi topluyordum. Güzel kış bahçemi, büyükbabamla beraber düzenlediğimiz salonumuzu... Odamı, kitaplığımı... Bir türlü dikiş tutturamıyordum. Bir yuva, bir ev bulamıyordum kendime. Boşlukta gibiydim. Ordan oraya savruluyordum. Mutfağa geçip kendime bir yorgunluk kahvesi yaptım. Galeriye gitmem gerekiyordu aslında ama içimden hiçbir şey yapmak gelmiyordu. Hayatımda büyük bir boşluk vardı.

Mete'nin boşluğu...

Mete hastaneden taburcu olduğunda yanına gidemedim... Onu sadece uzaktan izledim. Yanında Gülden ve annesiyle beraber arabaya binişini... Gülden'e bakıp gülümseyişini... Kalbim kanıyordu, belki de beni hiç hatırlamayacaktı. Çünkü gerçekten bana aşık değildi. Öyle olmalıydı, aksi halde beni nasıl hatırlamazdı ki?

Gözlerime dolan yaşlara hiç dokunmadım. Kahvenin sıcacık dokusu boğazlarımdan aşağı kayarak kurumuş olan boğazımı rahatlatıyordu. Bir kaç yudum alıp evden çıktım ve galeriye geçtim.

Galeride beni örgütten gelen kadın bekliyordu. İsminin Beril olduğunu öğrendiğim kadını kısaca selamladım ve beraber içeriye girdik. LayLay beni görünce koştu ve bana sımsıkı sarıldı.

"Patron! Seni çok merak ettim. Nasılsın?" diye sordu endişeyle. Onunla bu olaylar yüzünden hiç görüşememiştik, sadece telefonla haberleşmiştik.

"İyiyim. Teşekkür ederim. Sen misafirimize bir çay koyar mısın?"

LayLay sonra konuşacağımızın mesajını alıp içeri gittiğinde bende girişteki masama geçip oturdum. Beril ilk önce galeriyi gezdi sonra bana parlayan gözlerle bakıp "Burası harika bir yer olmuş! Eminim o tablo buraya çok yakışacak." dedi.

"O tabloyu istemiyorum!"

"O senin Feyra. Onu korumak senin görevin."

"Onu ben istemedim! Yarın öbür gün bu tablo için yine zarar görmeyeceğim ne belli? Böylesine büyük bir sorumluluğu alamam."

Kadın geldi ve elini elimin üstüne koydu.

"Kutsal Kılıç Koruyucuları senin yanında Feyra. Sana zarar gelmesine asla izin vermez."

Alayla güldüm Beril'in sözlerine.

"Gerçekten mi? Peki büyükbabamı koruyabildiniz mi? Yada Zeki Tuna'yı? Bu adamlar bizi alıkoyduğunda neredeydiniz? Komik olma lütfen. Şu dünyada milyon dolarlar için her şeyi yapacak tonla adam bulabilirler. Frederick yada adı her neyse. Onu etkisiz hale getirmiş olabilirsiniz. Ama başlarında kim varsa o, durmayacak. Doyana kadar. Her şey onun olsa bile durmayacak. Çünkü düzen böyle."

Kafası karışık halde bana baktı. O an aklıma çok daha iyi bir fikir gelmişti. Bunu şimdilik kendime saklamayı tercih ettim ve adamlar tabloyu galerime getirdiğinde onu müdüriyete çıkardım. Müdüriyetin kapısını kilitledim ve tekrar aşağıya indim.

"Bizim artık gitmemiz gerekiyor Feyra. Öğtfen biraz düşün ve öyle karar ver. Tekrar her şey için özür dileriz. Böyle bir durumun bir daha yaşanmaması için ne gerekiyorsa yapacağız." dediğinde kadının anlamayacağı bir imayla konuştum.

"Kesinlikle! Bir daha böyle bir olayın yaşanacağını ben de düşünmüyorum."

Kadının elini sıktım ve onlar uzaklaşırken ben de LayLay'ı yanıma çağırdım. Elinde iki kahveyle geldiğinde bu adamın her ihtiyacımı nasıl bilebildiğini düşünüyordum.

"Dökül patron vallaha çatladım meraktan!"

diyerek karşıma oturdu. Ona baştan sona her şeyi anlattığımda şaşkınlıktan neredeyse gözleri önüne düşecekti.

"Şu bizim yakışıklı jön Frederick'e bak sen! Ama ben o adamda bir şeyler olduğunu sezmiştim." dedi bilgiç bir havayla. Sonra endişeyle gözlerini tekrar bana çevirdi.

"Avukat Bey nasıl?"

"İyidir herhalde." dedim ümitsizlikle. Bu konuyu konuşmak istemediğim için, tabloyla ilgili aklımda fikri LayLay'la paylaştım. Bana hınzırca baktı. Sonra hemen düzeldi.

"Başın belaya girebilir biliyorsun değil mi?"

"Her şeyi göze aldım. Başka çarem yok. Haftaya sergiyi açacağız ve bu işi de sergide yapacağım. Sen gidip sana söylediklerimi yap."

Sergi için ayarlamaları halletmem lazımdı, bu yüzden müdiriyete çıktım ve elime telefonu alıp işlerime koyuldum. Yüzümde mağrur bir gülümseme oluşmuştu.

Bu sergi çok ses getirecek hissediyorum...

KORUYUCU -ANAHTAR 2- TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin