Episode 13. "Letter."

9.2K 613 77
                                    

Bölümde ağlayan olur mu, merak icerisindeyim. Ama ağlamayın. Size yakışmıyor.

İyi okumalar Hemsvatos ve gecikme için üzgünüm.

Sizi seviyorum! <3

Bölüm 13. "Mektup."

Hoş bir sohbet eşliğinde otururken, kapının zili şaşırmamıza neden oldu. Birilerini beklediğim söylenemezdi. Zayn, açmak için ayaklandı ama O'ndan erken davranıp odadan çıktım. 

Siyah çelik kapıyı kendime çekmemle, yoğun parfüm kokan bir vücudun beni sarması bir oldu. "Arabell." Sesi fısıltı eşliğinde çıkıyordu. Kim olduğunu hala çözememiştim. "İyisin değil mi?" Normal bir tonda konuşunca tanıdım, Stuart.

"Hey?" dedim ayrılınca. Kollarımı tutuyordu. Yüzümü, endişeli gözlerle inceledi ve sonra da elleri yanaklarımı kavradı. "İyisin." Beni tekrar çekip kendine sarıldığında şaşkınlık vücudumu bir kez daha ele geçirdi.

Zayn. 

Kimin geldiğine bakmak için salondan çıktım ve birbirine girmiş iki bedeni gördüm.

Stuart denen it herif, benim kızıma sıkıca sarılmıştı. Şu an deli gibi ihtiyaç duyduğum şeyi o yapıyordu ve bende bir köşeden izliyordum.

Başım döndü, kapının pervazından tutundum. "Hoşgeldin, Stuart." dedim buzdan daha soğuk bir sesle. Arabell'den yavaşça ayrılıp elini bana doğru salladı. "Merhaba, Zayn." Onun sesinin de benimkinden bir farkı yoktu çünkü Arabell'e ne bok yaptığımı biliyordu. 

"İçeri gelin." dedim elimi ileri doğru sallayarak. Daha sonra Arabell'a bakmadan salona girdim. Eğer bakarsam, O'na sarılma hissim her salise biraz daha artardı ve bunu yapamamanın verdiği acı büyürdü. 

Liam'ın yanına oturdum. Stuart ve Arabell yan yana benim az önce kalktığım koltuğa oturdular. Hırkama biraz daha sarıldım ve gözlerimi ellerime odakladım. 

Buradaki en iğrenç erkek benmişim gibi hissediyordum.

"Bu Stuart." dedi Arabell Liam ve Hannah'a doğru. "Liseden arkadaşım." Stuart kibarca el salladı. "Bunlar da Liam ve Hannah." "Merhaba." dedi Liam ve gülümsedi. Bu herif her zaman çok kibardı zaten.

"Biz hem size bakmaya, hem de bir şeyi haber vermeye geldik." Hannah konuşurken Arabell'e baktım. Stuart'ın yanında, dikkatle Hannah'ı dinliyordu. Bir an sanki Arabell ile evli olan Stuart gibi düşündüm.

Bu his, canımı yaktı.

3 gün sonra.

Beyaz kağıdı katlayıp yorganın altına koydum. Aşağıdan yine gülüşme sesleri geliyordu. Stuart her gün bize geliyor ve Arabell ile vakit geçirip eğleniyordu. Hannah ve Liam tatil için şehir dışına çıkmışlardı ve bir hafta sonra halamlar bizi ziyarete geliyordu.

Arabell ile aramız bok gibiydi ve ne olacağını bilmiyordum.

Telefonumu elime alıp Jennifer'ın numarasını çevirdim ve beklemeye başladım. Çok geçmeden açtı. "Bay Malik?" "Evet, Jennifer. Benim." sesim çatallı çıkınca boğazımı temizleme gereği duydum. "Nasıl yardımcı olabilirim?" Derin bir nefes aldım. "Bana bir iş gezisi ayarlamanı istiyorum. Mümkünse en uzak yere. Fabrika denetimi için gideceğim." "Aa, pekala." dedi yavaşça. "New York'takilere ne dersiniz?"

New York. Kesinlikle fazla uzak.

"Evet," dedim hızlıca.

"Evet, kesinlikle New York."

Arabell.

Gecenin bir yarısı gözlerimdeki yanma hissi ile uyandım. Beyaz gece lambası, odayı görmemi sağlıyordu.

Yatakta doğrulunca yanımdaki boşluğu fark ettim. Ben uyumaya giderken Zayn televizyon izliyordu ve yatak hiç bozulmamıştı. Aşağıda mıydı?

Yataktan kalkacakken makyaj masasının üzerindeki eksiklik tuhaf hissettirdi. Zayn'ın parfümleri yoktu, ve gardırobun üzerindeki valiz koyma yerindeki boşluk dikkat çekiciydi. İçim titredi. Yorganı telaşla savurup attım ve yere beyaz bir kağıt düştü. Yavaşça egilip aldım ve kağıdı açtım. Düzgün italik el yazısını gördüğümde, gözlerim nedensiz bir şekilde doldu. Okumaya başladım.

Burada Beyonce - I Was Here açın lütfen.

Prensesim, Arabell.

Büyük ihtimalle her zaman olduğu gibi gece uyandın ve beni göremeyince telaşlanıp yataktan çıktın ama sakin ol.

Sana yaptığım o seviyesiz ve düşüncesiz hareketten beri araftayım. Hani şu cennet ile cehennemin tam ortasındaki yer. Ne yapacağımı bilemiyorum, bana gülümsemene, sarılmana ihtiyacım var. Ama sen bunu bana değil, sevgili lise arkadaşına yapıyorsun. Hoş değil ve can yakıcı.

Şu zamana kadar hayatına girip sana bir çok acı yaşattım, biliyorum. Ama sen benim başıma gelen en güzel şeysin ve seninle olduğum için asla pişman olmadım. Aksine, bu benim için bir onur oldu. Her zaman.

Sana hem bu kadar yakın, hem de bu kadar uzak olmak çok berbat ve durumu eşitlemek istedim. New York'a fabrika denetimi için gidiyorum ve bu süre içinde Doniya seninle kalacak. Yarın sabah yanında olur.

Döndüğümde her şeyi konuşacağız. Sensiz olmaz ki. Bütün hücrelerim sen diye bağırırken sensiz asla olmaz.

Umuyorum ki yakında miden bulanır ve o güzel haberi bana verirsin. Aramızdaki bağın kuvvetlenmesi istiyorum.

Ve bur hafta sonra ziyaret için halamlar bize geliyor ve sanırım yatılı kalacaklar. Bunu da unutma.

Seni çok seviyorum. Lütfen bu yolculuk için bana kızma. Buna ihtiyacımız vardı.

Kendine iyi bak, ilaçlarını aksatma, soğukta çok kalma ve kaloriferler her daim açık olsun. Çorapsız dolaşma ve banyodan sonra saçlarını kurut.

Seni seviyorum.
Zayn.

Kağıda bir kaç damla göz yaşı düştü ve mürekkepleri dağıttı. Kağıtta, parfümün kokusu vardı. Gözlerimi sildim ve yatağa geri girip mektubu Zayn'ın yastığının üzerine koydum.

Benim için benden vazgeçen adama tekrar aşık olarak, uykunun kollarına atladım.

Never Been Hurt || A New LifeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin