Episode 1. "You make me strong."

21.7K 808 120
                                    

Bölüm 1. "Güçlü olmamı sağlıyorsun."

"Hesapta bu yoktu, Arabell. Bir arkadaşla buluşmaya gidiyorum dediğinde daha başka sanmıştım olayı." Dudaklarımdan bıkkın bir oflama döküldü. "Bunu bu kadar sorun etmen çok saçma." Sinyalin tık sesleri kulağıma dolarken O'na baktım. "Saçma mı?" Elini vitese attı ve sesindeki sinir ile birlikte vitesi sertçe değiştirdi. Öyle ki, vitesten çıkan ses, ürkmeme neden oldu. "Eski sevgilin ile buluşmaya gidiyorsun ve kocan seni o buluşmaya götürüyor." Kafasını çevirip bana baktı. "Çok mu normal sence?" 

Kocan, kelimesini duyunca gülümsedim. Üstünden haftalar geçmiş olmasına rağmen bu lanet kelime beni hala gülümsetiyordu."Sadece ona bir açıklama borçluyum." dedim yavaşça. "Bunu hak etti. 1,5 ay boyunca Almanya'da o bana destek oldu." "Rose nerene yetmiyordu?" diye bağırınca kendimi tutamadım. "Senin açtığın yarayı o adam kapattı yalnız." Sessizlik çığ gibi büyüdü. Bu cümleyi beklemiyor gibiydi. "Özür dilerim." dedim fısıldayarak. "Sorun yok." dedi aynı şekilde ve yolculuğun devamı büyük bir sessizlik içinde geçti. 

Kafenin önünde arabayı durdurdu. "Eve kendim giderim." dedim yavaşça. Düşünmeden söylediğim cümle, aramıza kısa sürede bir uçurum eklemişti. O'nu öpüp öpmemek konusunda kararsız kaldım. Bir anlık cesaretle yanağına uzanıp dudaklarımı bastırdım. Gözlerini kapattı. Arabanın kapısını açtım ve kapatırken bana seslendi. O'na döndüm. "Fazla yakınlaşmak yok." Kafeye doğru yürürken sırıtmamı engelleyemedim.

Açık alan geldiğimde sondaki masada George'un gerginlikle oturduğunu gördüm. Elleriyle oynuyordu. Boğazımı temizledim ve yanına adımladım.

"Merhaba." 

Tedirginlik dolu sesim, bana bile yabancı geldi. Başını kaldırıp bana baktı. "Hoş geldin." dedi ayağa kalkarken. Almanya'ya döneceği gün onu böyle meşgul etmek istemezdim. Başımla selam verdim ve karşısındaki sandalyeye oturdum. "Nasılsın?" dedi bana bakarken. Siyah saçları, esen hafif rüzgarda sallanıyordu. 

"İyiyim, teşekkürler. Sen?" dedim yavaşça. Gerginleşecek hiç bir şey yoktu ama kendimi kötü hissediyordum. "İyiyim." dedi. Direkt konuya girip buradan kurtulma niyetindeydim.

Gözleri ellerime takıldı. "Evlendin mi?" Yüzüğümü çıkartmalıydım! Lanet girsin!

"Nişanlandım." dedim yavaşça. Ona geçen hafta ail arası yapılmış nişan töreninden bahsetmeyecektim. "Beni buraya neden çağırdığını tahmin edebiliyorum." dedi. "Bunun için bana açıklama yapmana gerek yok." Kafasını kaldırıp bana baktı. "Sevdiğin adamın yanında ve mutluysan, gerisi beni ilgilendirmez. Sadece.." Duraksadı. "Sadece ne?" Derin bir nefes aldı. "O'nunla hayatını birleştirmek istediğine emin misin?" "Emin olmasaydım, evet demezdim değil mi?" Güldü. "Doğru. Öyle, saçmaladım üzgünüm." 

Kol saatine baktı. "Uçağa geç kalmak istemiyorsam, çıkmalıyım." dedi ve ayağa kalktı. Ayağa kalktım. Elini tutmam içni uzattı. Bir an sarılsam mı acaba diye düşündüm ama sonra Zayn'in sözleri aklıma geldi. "Fazla yakınlaşmak yok."

Elini tuttum. "Senin gibi biriyle tanışmak çok güzeldi, Arabell." Güldü. "Zayn kesinlikle işini biliyor." Gülümsedim. "Hoşçakal." dedi. Vedalardan hoşlandığım söylenemezdi aslında.

Zor ama kolay bir vedalaşmadan sonra girdiğim kapıdan kafeden çıktım. Ve arabaya yaslanmış bana bakan bir Zayn görmem bir oldu. Kaşlarımı çatarak O'na doğru yürüdüm. "Gitmedin mi sen?" Başını iki yana salladı. "Gitmek istemedim." Gülümsedim ve kollarımı boynuna dolayıp kendimi O'na yasladım. Elleri belimi buldu ve beni sıkıca sararken başını saçlarıma gömdü. Gömleğimin açtığı omzuma dudaklarını bastırdığında gerildim. "Provaya gitmem gerek." diye fısıldadı sarhoş olmuş gibi. "Benimle gelirsin değil mi?" "Tabii ki de." dedim elimi saç diplerine getirirken. Geri çekildi. "Hadi, gidelim o zaman." Kibarca kapımı açtı ve binmemi bekleyip kapıyı kapattı.

Never Been Hurt || A New LifeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin