Episode 26. "Suprise!"

5.5K 369 48
                                    

Yorum istiyorum, yoruum! ^^

Bölüm şarkısı "Yalın - Sen En Güzelsin."

Bölüm 26. "Sürpriz!"

"Bir kere de soru sormadan, irdelemeden yapsan bir işi nasıl olabilir acaba, kız kardeş?" Zayn, doğradığım salatalıktan bir tane alırken, salam koyduğum tabağı mutfak masasının üzerine koydum. Bir süre karşı tarafı dinledi. "Hayır," dedi. "Senden sadece bir restorant bulup orayı bu gece için kapattırmanı, sonra ailelere haber vermeni istiyorum. Çok zor olmasa gerek?" Doniya bir süre konuştu, Zayn'in ağzından hınzır bir gülümseme döküldü. "Aferin, adam ol işte böyle." 

Telefonu kapatıp prizde takılı olan şarja taktı ve sonra masaya geçti. "Gerçekten, bir restorant kapatmak ve ailelere haber vermek o kadar kolay bir iş ki Zayn," diye dalga geçtim. "5 dakikada bitebilir." "Dalga geçme," dedi ekmek sepetine uzanırken. "Biz onca parayı bankada yatsın diye kazanmadık. Sen harcamazsan, ben harcamazsam nasıl biter?" Ocağın altını kapatıp çaydanlığın demliğini bir elime, suyunu bir elime aldım. "Bitsin diye mi uğraşıyoruz? Ha eğer öyleyse bütün banka kartlarını masaya dökmen ve bana 3 saat vermen yeterli." Hınzır bir biçimde gülümseyip çayları koydum. "Bak sen." dedi son heceyi uzatırken. "Birilerine alış-veriş güncellemesi geldi galiba?" Gülüp karşısındaki sandalyeye oturdum. "Hayır tabii ki de dolapta sürüsüyle kıyafetim var, biliyorsun." Çayına şeker atarken başıyla abartılı bir şekilde beni onayladı. "Ayrıca kıyafet, ayakkabı, takı, makyaj diye ölüp geberen bir tip de değilim, bunu da biliyorsun." Masada öne doğru eğilip tatlı tatlı bana bakmaya başladı. "İşte seni bu yüzden seviyorum. Masrafsız bir kadınsın. Önüne yemeğini suyunu koysak, sessizce ölümü beklersin." Masanın altından bacağına tekme attım. "Agh," diye bağırdı. "Bu acıdı." "Saçma saçma konuşma o zaman sende." "Tamam devam et," dedi gülerek. 

"Yani biliyorsun karnım gün geçtikçe büyüyor ve bir zaman sonra o kıyafetlere sığmaz hale geleceğim." "Hmm," diye bir mırıltı çıkardı. "Küçük çaplı bir gardırop yenilemesi mi istiyorsun?" "Pek sayılmaz," dedim. Aslında oldukça parası vardı. Zengin bir aileden geliyor olsam bile parayı boşa harcamayı sevmezdim. "Eski kıyafetler şimdilik dolap arkasına gidecek ve bana önümüzdeki 8 ay giymem için bir kaç parça hamile kıyafeti alacağız." Çatalını süzme peynire daldırdı ve onu kepekli ekmeğine sürerken sessiz kaldı. Hadi ama, hayır diyecek hali yoktu ya? Sürüsüyle parası vardı. O parayla Londra'yı iki kez doyurabilirdi ve her geçen gün miktarı artıyordu. Bu kadar düşünecek ne vardı?

"Bir şartım var," dedi ağzına domates tıkarken. "Çok açık kıyafetler almak yok." Sosisi ağzıma atarken gözlerimi devirdim. "Ciddi misin?" "Şaka yapıyor gibi bir halim olduğunu sanmıyorum, Bell." Çok fazla ciddi duruyordu. Yanımda duran boş sandalyedeki bel yastıklarından birini elime alıp kafasına bir tane indirdim. "Seni salak, çok açık saçık giyinen biriymişim gibi konuşma, ayrıca hamileyken oramı buramı açıp gezecek halim yok!" Bütün ciddi havası bozuldu ve gülmeye başladı. "Bak, gülüyor birde!" Birden elimdeki yastığı kaptı ve kafama bir tane indirdi. "İntikam!" diye bağırıp ardından bir kahkaha patlatması bir oldu. Diğer sandalyedeki yastığı alırken gülerek ayağa kalktı ve salona doğru koşmaya başladı. 

"Çocuk musun ama ya?" dedim salona girerken. Birden gözden kaybolmuştu, salonda yoktu. "Yarın bir gün çocuğu olacak bir adam olacaksın sen. Ne şimdi bunlar?" Belime bir çift kol dolandı. "Ne dedin sen?" Arkamdan bana sarılmıştı, dudakları kulağımın dibindeydi. "Ne şimdi bu dedim," dedim derin bir nefes alırken. Kulak mememi dişleri arasına aldı. "Ondan önce?" "Yarın bir gün çocuğu olacak bir adam olacaksın sen." Beni kendine iyice bastırıp derin ve gürültülü bir nefes aldı. "Bunu senin ağzından duymak hiç bu kadar güzel gelmemişti." Fısıltısı içimde bir şeyleri yerle bir ederken, bir kıvılcım koptu. "Seni o kadar çok seviyorum ki. Adeta sen oldum. İçim çok güzel, çünkü orada sen varsın."

Kıvılcım yerini alevlere bıraktı.

Sağ kolumu kaldırıp elimi saçlarına daldırdım. Dudaklarını boynuma bastırdı. "Çok şanslıyım," dedim sadece ikimizin duyabileceği bir tonda. Gülümsediğini görmekten çok hissettim. "O şeref bana ait."

Alevler her yeri kaplayıp yangına davetiye çıkardı.

**

Herkes buradaydı. Ailem. Zayn'in ailesi. Arkadaşlarımız. Güzel haberi vermek için Zayn akşam bir yemek ayarlamıştı ve duyduklarında verecekleri tepkiyi çok merak ediyordum.

Ekip bir kişi eksikti. Harry. Rose'u görmek için Almanya'ya gitmişti ve bu gece aramızda yoktu.

"Pekala millet, toplanın bakalım." Herkes bir çember oluştururken Zayn elimi tutup bizi o çemberin ortasına getirdi. "Hepimizi neden buraya topladın merak ediyoruz," dedi Liam. "Önemli olsa iyi olur,' dedi Louis. Üzerinde takım elbise vardı. "Senin için şirketteki toplantıyı iptal edip direkt buraya gelmek zorunda kaldım. Umarım kaybettiğim anlaşmaya değer." "Yapma ama," dedi Zayn eğlenir bir ifadeyle. "Toplantı benden önemli miydi yani?" Yaser boğazını temizleyip bir adım öne çıktı. "Zayn?" İnce mesajı alan Zayn, belimi kavrayıp beni kendine çekti.

"Bu akşam hep birlikte olmamızın bizim için anlamı büyük," dedi. Yapacağı konuşmayı öğlen evde çalışması ikimiz arasında küçük bir sırdı tabii ki de.

"Bu haberi bende sizin gibi geç aldım ama mantıklı sebepleri vardı ve ben onu anlayışla karşıladım." Başını eğip bana baktı. "İlk başta çok kızdım belki ama sonrasındaki mutluluk her şeye bedeldi." "İyice merak etmeye başladım," dedi Niall. "Ben tahmin ediyor gibiyim." dedi Doniya. Heyecanlı görünüyordu. Gözünün karnımda olduğunu fark ettim, sonra bana baktı. Mahçup bir ifade ile gülümsedim.

"Allah, sonunda aylardır istediğim şeyi bana verdi." dedi şaşkın bakışlara doğru. "Arabell, 1,5 aylık hamile."

Sevinç nidaları kulağımda yankılanırken annemin gözünün dolduğunu gördüm. Zayn'den ayrılıp ona doğru koştum ve beni kolları arasına aldı. "Anne," "Buna inanamıyorum," dedi duygu yüklü bir sesle. "Anneanne olacağım." Jason annem ve bana sarılırken "Bende dayı oluyorum!" dedi.

Onlardan ayrıldığımda Liam, Louis ve Niall'ın kol kola girip zıpladıklarını gördüm. Niall gruptan ayrıldı ve bir çırpıda beni kucağına alıp "Amca oluyoruz!" diye bağırdı. "Hop, Nialler." Zayn Niall'ın kucağından beni alıp yere indirdi. "Karımın üzerine 'iki canlıdır, ani hareket yaptırmayınız' levhası asmaya zorlama," dedi.

Yaser ve babam bana sarılıp bizi tebrik ettiler. Herkesin tebrikleri, öpücükleri ve iyi dilekleri çok daha iyi hissetmemi sağladı ve en sonunda masaya yemek için oturduklarında uzaktan hepsine baktım.

Bu aileye sahip olduğum için çok şanslıydım.

Never Been Hurt || A New LifeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin