Episode 25. "Mission completed."

6.7K 460 102
                                    

Bölümü yazmayı bitirdim ve klavye bozuldu. Şansa bak laan dfghjk

İyi okumalaar! ♥

Bölüm şarkısı "Ashley Tisdale - I'm Back"

Bölüm 25. "Görev tamamlandı."

"Kapıma gelip, af dileyeceğinden adım gibi emindim." 

Bu kadının ses tonunu duyduğumda, içimden becermek geliyordu.

"Sadece son bir şans için konuşmak istiyorum." dedim yavaşça. "Lütfen. Biliyorsun.. biz daha yeni evliyiz ve ben kocamı gerçekten çok seviyorum. Kaybetmek istemiyorum. Lütfen." Bu kadına yalvarmak hayatımda isteyeceğim son şeyler listesine bile girmiyordu ama mecburdum ve inandırıcı olmak zorundaydım. 

"Peki o seni seviyor mu?" dedi kurnaz bir ifadeyle. Yanımda oturan Zayn'in sinirle soluduğunu hissettim. "Bu ne demek?" "Seni uyutup barlarda kızımla buluşuyor," dedi. "Sence bu seni sevdiğini gösterir mi?" "Bence," dedim sinirli bir şekilde. İnsanın da bir dayanma noktası vardı ve bu kadın benim sınırlarımı zorlayalı çok oluyordu. "Bu benim değil, sizin ve kızınızın ayıbı." Zayn eliyle beni dürttü ama aldırmadım. "Evli bir erkeği kışkırtıp gece gece barlara çağıran kızınız ve ona gereken terbiyeyi zamanında vermeyen siz." Zayn, eliyle yüzünü kapatıp sinirle ofladı. "Kim utanmalı?"

"Adresi ver ve 2 saat sonra orada ol." dedi sert bir sesle. "Mesaj olarak göndereceğim." dedim ve bir şey demesine fırsat vermeden telefonu kapatıp mesaj kısmına girdim. Zayn yanımda nefes yerine sinir soluyordu. Mesajı gönderdim ve telefonu komodinin üstüne bırakıp Zayn'e döndüm. 

"Beynini ne kaplıyor senin?" diye sordu gözlerindeki saf sinirle.

Sırıtıp "Sen." dedim. 

"Hiç öyle romantik yollara başvurma, Arabell." dedi ve ayağa kalkıp yatak odasına dört dönmeye başladı. "Kadını neredeyse kaçıracaktık. İki dakika şu ağzını tutsan da laf sokuşturmaya çalışmasan olmaz mı?" Omuz silkip "Olmaz," dedim. "Agh!" diye bağırdı ve koltuğun üzerindeki yastığı alıp yere fırlattı. 

Ayağa kalkıp O'na arkadan sarılıp ellerimi göğsüne koydum. "Arabell, bu sefer işe yaramayacak." dedi. Gülümsedim ve başımı sırtına yasladım. "Hadi ama Zayn." dedim mırıldanır gibi. Göğsündeki ellerimi aşağı yukarı hareket ettirince, bütün kasları gerildi. "Arabell," demeye kalmadan omzumdan tuttuğu gibi duvara yapıştırdı ve dudaklarının dudaklarımı örtmesi bir anda oldu.

Geriye çekildi ve alnını alnıma yasladı. "Karnındaki ufaklığa şükret," dedi nefes nefese. "Yoksa hiç hoş şeyler yaşanmazdı." Gülümsedim ve geriye çekildi. Önündeki şişlik oldukça dikkat çekiyordu. "Zayn," dedim gülerek.  "Tek kelime etme." dedi ve odadaki banyoya girdi.

**

"Korkma ve sakın kasma. Sen konuşmaya başladıktan çok kısa bir süre sonra biz olaya dalacağız zaten. Üzerinde seni dinleyebileceğimiz bir alet olacak. Ve kulağında da bizi duymanı sağlayacak bir kulaklık." Jamie, üzerime eğilip siyah deri ceketimin yakasının iç kısmına küçük bir şey taktı. "Çok sıkışırsan, buraya konuş. Seni duyacağız." Başımla onayladım. "Hazır mısın?" diye sordu. Derin bir nefes alıp "Evet." dedim. "Pekala, hadi bakalım." dedi ve siyah volkswagen transit'in otomatik kapısını açtı. 

"Arabell," Zayn'in sesini duyunca O'na döndüm. Beni kolları arasına alıp sıkıca sarıldı. "Dikkat etmeni istiyorum," diye fısıldadı kulağıma. "İkinizi de sağlam bir şekilde göreceğim, görmek zorundayım." dedi ve elini karnıma koydu. Gülümseyip yanağına uzun bir öpücük bıraktım. "Merak etme. 1 saat içinde, ikimizde yanında olacağız. Sapasağlam." Gözlerime uzun ve anlamlı bir şekilde baktıktan sonra alnıma sahiplenici bir öpücük bıraktı. "Hadi, git artık."

Never Been Hurt || A New LifeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin