Bölüm 11. Yakınlaşma.

524 159 28
                                    

Poyraz koşarak çardağa girmişti ve birkaç çalışanla birlikte kolyeyi aramaya başlamıştı. Yorgunluğum nedeniyle daha fazla ayakta duramıyordum, bu yüzden koltuğa oturdum ve bir süre sonra uzandım.

İki saat geçmesine rağmen hala kolyeyi arıyorlardı. Yağmur, durmak yerine şiddetini artırıyordu. Kolyem yağmurun altında kaybolursa ne yapacağımı düşünüyordum. Bu düşüncelere dalmışken Poyraz, ıslak kıyafetleriyle yanıma geldi. Üzerindeki tişörtü hızla çıkarıp, arkasına atmış ve kolu havada kolyeyi eliyle tutuyordu.

Yanıma geldiğinde kendimi düzeltip oturdum. Sağ elimi uzatarak kolyeyi vermesini bekledim. İyice yaklaştığında elimi havaya kaldırıp vermesini beklerken, bana yaklaşmıştı ve saçındaki sular yüzüme damlıyordu. Biraz daha eğildiğinde kafamı geriye çekip büyük mavi gözlerine dikkatlice bakıyordum. Hafifçe kafasını eğip dudaklarıma her yaklaştığında, içimden "Lütfen beni öpmesin, lütfen beni öpmesin" diye dua ediyordum. Tamamen yaklaştığında, refleks olarak bacağına tekme atmış olabilirim.

"Neden vurdun?" dedi.

Bu soruya "Beni öpecektin" diye cevap verirsem, rezil olurum ama çok yakındı.

"Sadece... Bennn," dedim.

"Kolyeyi boynuna takmak istemiştim."

Ah Sera, nasıl olur da beni öpeceğini düşünürüm. O kadar yakındı ki, kalbim yerinden her an çıkabilirdi.

"Kendim takabilirim."

"O kadar bulmak için uğraştım küçüğüm. İzin ver de takayım."

Bacağına bakıp canı acıdı mı diye merak etmiştim. Bacağına çok sert vurmuş olabilirim. Vurduğum yere baktığımı fark ettiğinde, hemen bacağını tutup dudağını büzdü.

"Çok da acıyor, bir öpücük iyileştirir."

Yanımızdan geçen çalışanı çağırdığımda, Lavinya ve Poyraz bana şaşkın bir şekilde bakıyorlardı.

"Adınız ne?"

"Amir."

"Amir, Poyraz Bey'in bacağı çok ağrıyormuş."

Amir önce Poyraz'a baktı, sonra da bana.

"Nasıl yardımcı olabilirim size, Sera h
Hanım?"

"Poyraz Bey'i öpmenizi istiyorum. Bacağının ağrısı ancak öyle geçermiş."

Amir hiç sorgulamadan dudağını öpücük yaparak Poyraz'a yaklaştığında sesli güldüm. Poyraz buruşmuş yüzünü ciddileştirerek Amir'e yaklaşma işareti yapıyordu.

"Saçmalama, hadi işine dön."

"Neden kızıyorsun çocuğa,  ben söyledim seni öpmesini."

Amir yanıma gelerek gülüyordu, Poyraz ise bana kızgın bakışlar atıyordu. Kanepeden kalktığımda, sağ kolumdan tutup çalışma odasına sokmuş, ne olduğunu anlamamış, kapıyı kapattığında ise biraz korkmuştum.

"Benimle az önce dalga geçtin."

Dediğinde bir adım üzerime yürümüş, ben ise bir adım geri atmıştım.

"Hayır, sadece öpücük istedin, ben de senin iyileşmen için öpmesini söyledim."

Bir adım daha yaklaştığında, ben hemen bir adım geri atmıştım.

"Sera!"

"Sadece iyileşmeni istedim."

Bir adım daha yaklaştığında duvara yaslanmıştım. Arkamda boş alan kalmamıştı. Bir karış mesafede hissettiğim onun nefesi, heyecanımı daha da arttırıyordu. Kalbim hızla atıyordu, sanki bu anın ne kadar önemli olduğunu biliyordum. Yanıma yaklaştığında hızlı nefes alıp veriyordum, gözlerim dudaklarından gözlerine kayarken içimde garip bir heyecan vardı.

SERA Where stories live. Discover now