21. BÖLÜM

26.1K 658 93
                                    

-Zeynep’e nasıl anlatacaksın bunu Kerem! Bu çok ağır bir şey…

-Anlatmayacağım Begüm, anlatamam. Yürüyüp gideceğim sadece.

-Kerem, olur mu öyle şey ya? 

-Niye olmasın? Benim olayım bu değil mi? Ben gönül eğlendirir sonra da yürür giderim. Klasik Kerem Sayer yani…

Zeynep, ertesi gün öğlen saatlerinde Kerem’in telefonun açıldığını fark eder ama Kerem akşamüzerine kadar ona dönmez. İçindeki kuşku giderek büyümekte ancak Yağmur’un ısrarlarına daha fazla maruz kalmamak için bunu belli etmeden günlük rutinini sürdürmektedir. 

Yağmur, bütün gün uzaktan onu kaygıyla izlemiştir. İyi görünmeye çalıştığının ama aslında oldukça gergin olduğunun farkındadır. Zeynep’in anlattıklarıyla tanıdığı Kerem ve kısacık da olsa kendi uzman gözleriyle incelediği adam onda güvenilir bir izlenim bırakmıştır. Şimdiye kadar pek az insanda yanılan sezgileri ve psikolog kimliğinin verdiği deneyim de izlenimini güçlendirmektedir. Ancak diğer yandan yargılarına çok güvendiği kocasının ilk andan beri konuya çok tereddütlü yaklaşması moralini bozmaktadır. Hepsinden önemlisi güvenilir bulduğu bu adamın dünden beri Zeynep’i aramaması ve onun telefonuna çıkmaması da midesini bulandırmaktadır. 

Zeynep’in yapısını en iyi bilen kişi olarak eğer Kerem konusunda Can haklıysa bunun Zeynep’te yaratacağı hasarı telafi etmenin neredeyse imkânsız olacağını da bilmektedir. Sabah beri sırf bu nedenle Kerem, Zeynep’i arasın diye dua edip durmaktadır. Ancak henüz aradığına dair bir işaret yoktur.

Zeynep, bir kez daha şeytana yenilir ve kendini Kerem’i ararken bulur. Telefon uzun süre çaldıktan sonra nihayet açılır ama karşı taraf daha onun konuşmasına izin vermeden buz gibi bir ses tonuyla “Şimdi konuşamam, Zeynep!” deyip kapar telefonu.

Zeynep, Yağmur’un yanına gidip beton gibi bir yüzle telefon konuşmasını anlatır

-Öğleden sonra zaten randevum yok benim. Biraz araştırmamla ilgili çalışacaktım ama vazgeçtim. Ben çıkıyorum Yağmur.

-Ben de iptal edeyim görüşmelerimi birlikte çıkalım canım, alışveriş filan yaparız biraz.

-Yağmur, yalnız kalmak istiyorum. Lütfen, sen kal.

-Zeynep, aklım sende kalacak benim.

-Lütfen Yağmur! İyiyim ben. Sadece yalnız kalmak istiyorum, lütfen.

-Peki ama akşam bize gel olur mu?

-Söz veremem. Sen en iyisi bugün beni kendi hâlime bırak. Biraz kafamı toplayayım yarın görüşürüz.

XXX

Kerem, öğlene doğru şirkete gelir. Geceyi içkinin etkisiyle kâh sızıp kâh uykusundan sıçrayarak uyanıp huzursuz geçirmiştir.  Bir duş ve bolca kahveyle günü idare edecek hâle gelince de şirkete gitmeye karar verir. Yönetim kurulu toplantısına kadar, avukatlarla gerekli görüşmeleri yapmış ve toplantıya hazırlanmıştır. Avukat, babasından yönetim kurulunda okunmak üzere genel başkanlığı kendi isteğiyle oğluna devrettiğini açıklayan bir mektup almış ve tüm hisselerinin Kerem’e devredilmesini de sağlamıştır. 

Toplantıda karar açıklanınca salona bomba düşmüş gibi olur. Hiç kimsenin beklemediği bir gelişme neredeyse hiç açıklama yapılmadan kurula aktarılmış ve âdet yerini bulsun diye yapılan bir oylamayla şirketin genel başkanlığına Kerem getirilmiştir. Yönetim kurulu toplantısından sonra Kerem, hiç vakit kaybetmeden durumu tüm çalışanlara maille bildirmiş ve ardından yine kimseye açıklama yapmadan şirketten çıkmıştır.

BENİ Geceye TESLİM ETMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin