11. BÖLÜM

34.4K 879 138
                                    

-Ya, bir yere uğrayıp Çin yemeği filan alıp  geçelim eve. Öyle törene filan gerek yok.

-Olmaz! Rezervasyon yaptırdım. 

-Ya iptal ederiz. Hadi bak nolur, öyle şık şıkırdım yemeğe gidecek havam yok, benim.

-Ama yemek, dans filan romantik bir gece ayarlamıştım ben.

-Söz veriyorum bak, dansı da romantizmi de yaşatacağım ben sana.

-Hımmm, bak bu çok cazip geldi birden…

-Fesat…

-Ne? Niye fesat oluyorum ki şimdi. Sen dedin, ben mi dedim?

-Tamam ya, neyse ne… Eve gidiyoruz değil mi, şimdi?

-Dans sözü verirsen evet…

-Tamam, söz!

Yol üstünde bir yerden aldıkları yemek kutusuyla içeri girerler. Kerem, elindeki kutuyu mutfağa bırakır.

Zeynep odasına geçer ve bir duş yapıp üzerine Kerem’e söz verdiği romantik akşam için kırmızı elbisesini giyer. Bu elbiseyi New York’a yeni geldiği zamanlarda dolaşırken küçük bir butiğin vitrininde görmüş ve bayılmıştır. Alırken kendi kendine söylenmiş belki de hiç giymeyeceği bir elbiseye para dökmenin saçmalığını düşünmüştür. Bu elbise için en uygun akşam budur. “Bu geceden sonra, hiç giyilmeyecek ve dolabımı her açışta bana Kerem’i hatırlatacak olsan da yine de seviyorum seni!” der kendi kendine. Bukle bukle saçlarını gevşek bir şekilde toplar. Aynadaki görüntüsünü beğeniyle inceler. Derin dekolteli, kırmızı elbise teninin rengini ortaya çıkarmış, göğüslerini olduğundan dolgun göstermiş gibidir. Elbisenin bir tarafındaki yırtmaç adım attıkça bacağını ortaya sermektedir. Aynada dönerek kendini bir kez daha inceler ve çıkar odasından.

Salona geçtiğinde Kerem’in de üstünü değiştirdiğini görür. Yeşil gözlerinin rengini ortaya iyice çıkaran yeşil bir gömlek ve koyu renk bir blucin vardır üstünde. Salonun ışıkları kısılmış ve romantik ortama çok uygun bir müzik açılmıştır bile. Kerem, kadehlere şarap koymakla meşguldür. Onun içeri girdiğini fark edince başını kaldırıp bakar. Zeynep, aralarındaki mesafeye rağmen onun gözlerinin renginin koyulaştığını fark eder. Zeynep’i tepeden tırnağa inceledikten sonra beğeni dolu bir ıslık çalar.

-Hani çok yorgundun, üstünü değişecek hâlin yoktu, senin? 

-Romantik akşam isteyen sensin. İtirazın varsa gider pijamalarımı giyerim.

-Yooo, sakın! Muhteşem görünüyorsun.

-Onu bilmem de kurt gibi açım ben!

-Tamam yemekler geliyor, hemen.

Masaya geçip yemeklerini keyifle yerler. Tabağındaki son lokmayı alan Zeynep, Kerem’in ısrarla dudaklarına bakması karşısında “Nee?” diye sormadan duramaz. Kerem, gülerek kendine çeker onu. Dudağının tam üstünde kalan bir kırıntıyı öperek alır onun dudaklarından. Sonra şarap şişesini almak üzere kalkar masadan.

Zeynep en basit hareketlerin, minicik bir temasın bile dizlerinin dermanını kesmesine şaşırarak gülümser. Dün akşamdan beri bulutların üstünde gezmektedir. Yıllardır Kerem’le birlikteymiş, aynı evi paylaşırmış gibi hatta… “Daha neler kızım! Bi saçmalama istersen… Yarın çekip gidiyorsun işte! Hayallere dalmanın sırası mı? Bırak her şeyi bir yana ve sadece şu anın tadını çıkar. Birazdan yine Kerem’in kollarında, koynunda olacaksın. Son kez… Olsun, son olsa da tadını çıkar hatta daha da çok çıkar. İstanbul’a sıcaklığını, şefkatini ve yaşadığınız muhteşem anları götür. Ötesini de düşünme. Bu harikulade adam bu gece de senin, yalnızca senin.” 

BENİ Geceye TESLİM ETMEWhere stories live. Discover now