5. Bölüm

7.5K 588 41
                                    

Sürekli saate bakmaktan gözleri şaşı olacaktı Çiğdem'in. Selen'le Alex'in şimdiye gelmiş olmaları lazımdı. Acaba neler olmuştu? Kendisi de gitmeyi çok istemişti ama dersi ekemediği için gidememişti. Öğlen on ikide de işe gelmişti.

Gözleri sürekli kapıya gidip geliyordu. Onları göremeyince tekrar yaptığı işe dönecekken birden kapıda fark ettiği kişi yüzünden tekrar başını kaldırdı. Koray gülümseyerek kendisine doğru geliyordu.

'Bunun ne işi var burada?' dedi içinden kendi kendine. Sonra da böyle bir şey dediğine inanamadı. Bu çocuk şu dünyada en beğendiği insanlardan biriydi. Görünce böyle tepki vermesi normal değildi? Ne ara bu hale gelmişti ki?

"Selam! Nasılsın Çiğdem? Çok yoğun musun?" Koray kollarını tezgâhın ön kısmına dayayarak devasa kahve makinasının arkasındaki Çiğdem'e baktı. İfadesi baya güleçti.

"İyiyim, sen nasılsın? Bugün biraz boş burası. Normalde hep turist kaynıyor olurdu. Seni buraya hangi rüzgâr attı?"

"Burada çalıştığını biliyordum, seni ziyarete gelmek istedim. Ama vardiyanı denk getirebilmem tamamen şans işiydi. Boşsan beraber bir kahve içebilir miyiz?"

Çiğdem şaşkınca gözlerini kırpıştırarak boş bakışlarla Koray'a bakmayı sürdürdü. Koray resmen flört ediyordu kendisiyle. Ama neden şimdiydi? Bugüne kadar neden hiç gelmemişti yanına?

"Şey, normalde yasak. Ama birazdan mola vereceğim. Ne yazık ki vardiyam dörtte bitiyor benim."

"Tamam, ben beklerim seni. Okumam gereken şeyler vardı zaten. Kolay gelsin sana."

Koray tam arkasını dönüp bir masaya gidecekken "Ne istersin? Ne hazırlayayım sana?" diye sordu Çiğdem. Son anda kahve almadığını hatırlamış gibi gülerek geri döndü Koray.

"Karamel Macchiato alırım, zahmet olmazsa. Orta boy."

Çiğdem hemen hazırlamaya koyulurken, Koray da Çiğdem görmeden Çiğdem'in iş arkadaşına ödemeyi yaptı.

Koray'ın kahvesini bar sonundan verirken onun yaptığı bir espriye kahkahalarla gülmeye başladı. O esnada da Starbucks'ın kapısından giren Selen ve Alex, Çiğdem'in kendisini göremeseler de kahkahalarını duydular. Alex, öbür uçtaki Koray'ı fark ettiğinde kaşları çatıldı. Bu çocuğu asla sevmeyecekti. Çok yapmacık geliyordu kendisine. Ve Çiğdem'e olan ilgisi de sinir bozucuydu.

"Bizimki büyük aşkını bulmuş. Bu çocuk üç gündür Çiğdem'in etrafında gezinip duruyor, kıllanıyorum. Çapkın itin teki olmasa neyse diyeceğim de. Çiğdem'in de ilgisi vardı gerçi."

Selen'in sözleri üzerine Alex bakışlarını hızla Selen'e çevirdi. O sırada Çiğdem de içeri giren arkadaşlarını fark etti. Selen eliyle Çiğdem'e selam verdikten sonra Koray'a bakarak gülümsedi. Koray Selen'e gülümsese bile, onun yanındaki Alex'i görünce suratını ekşitti. "Nasılsın Selen?" diye sordu sırf ona yönelik olarak.

"İyiyim sen nasılsın Koray?"

"Ben de iyiyim. Şurada oturuyorum," dedikten sonra göz kırparak oturduğu yere gitti. O yanlarından ayrılınca Selen ve Alex hemen bara yapışarak Çiğdem'in karşısında durdular.

"N'oldu? Anlatın hadi, meraktan çatlayacağım?"

Selen lafa girerek "Çarşamba deneme çekimi yapacaklar. Adamlar sahiden de kendilerine bir prens arıyorlarmış Çekirdek ya! Eskrim bilsin, ata binmeyi bilsin... Alex de haliyle bunların ustası olduğundan direkt gözlerine girdi. Kerim Övgü'yle tanıştık. O dangalak Murat direkt onu ayarlamış. Filmin de asıl yapımcısı oymuş zaten. Iy!.. Adam resmen beni kesti Çekirdek. İğrençti. Kaçmak istedim ama Alex'i bırakamayacağım için bir erkeğin öldürücü bakışlarına maruz kaldım. Şunu verdiler bize deneme çekimi için, baksana bi," dedi. Elindeki kâğıtları Çiğdem'e uzattı.

FIRLAMA PRENS (1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin